5 Şubat 2011 Cumartesi

Seçim kazanma taktikleri

Dünya'da güçlerin dengesi,
Doğadaki hayvanlarda da görüldüğü gibi.
Büyük ve Güçlü olanın ,
küçük ve zayıf olanı yemesi şeklindedir.

Zenginlik bakımından da yine aynen ,
Zengin ve Güçlü olanların ,
Fakir ve yoksul insanları kullanması şeklindedir.

Seçim kazanma taktikleri,

Türkiye'de yapılan genel ve yerel seçimlerde ,etkin ve başarılı olmanın bir kaç yöntemi vardır.
Bu yöntemler şunlardr,

1.Yeterince bol para,
2.Vatandaş'ın haliyeti ruhaniyesine göre idari planlar ,seçim programları ve vaadler,
3.Bire bir halkla ilişkiler ve mahalli teşkilatlanma, örgütlenme,
4.Sesli , görüntülü , yazılı ve diğer medyalar,afişler ,parti bayrakları,el ilanları,
5.Mitingler ,gezici anonslu araçlar,
6.Muhalif partilere karşı, çamur at iz kalsın politikaları,
7.Positif beyin yıkama (biz şunu yaptık ,bunu yaptık gibi).

Eveeet şimdi başlıyalım domatesin faydalarını anlatmaya ...:)

Demokratik seçim deyince akla hemen şunlar gelir,insanlar kimsenin baskısı ve zorlaması olmadan ,oyları'nı hür bir şekilde
kullanıp hak ve adalet ölçüsüyle kendi istediği partiyi ve liderini iktidar yapar.

Buraya kadar ne kadaaaar güzel, ne kadaaaar pembe tablo ,ne kadaaaar melek misali, demokrasi''nin bir sistem oldugu müşahade edilir.:)))

Şimdi bakın , daha evvelki,
"Demokrasi ve İslam"

yazılarımda, demokrasi denen şey'in nasıl bir hile oldugunu anlatmışdım.
Şimdi daha detaylı olarak, bu hile'nin tatbikatını inceleyelim.

Demokrasi denen şey , kağıt üzerinde var olan ancak tatbikatında ise sadece güçlü olan yani emperyalist ve sömürücü gücün istediği olur mantığını taşır.Nasılmı ? şimdi anlatacaklarımı iyice okursanız anlarsınız

Varsayalımki, elimizde askeri baskı sistemi ile idare edilen, bir ülke olsun..Ve bizde bu ülke'ye demokrasi getirelim.

Burda şunuda unutmayın,parmak hesabı yani halkın çogunluğu'nun kabul ettiği bir sistemde muhakkak yine bu çoğunluk bir güçdür.Yani çoğun azınlığa karşı bir gücüdür.Ve diyelimki bu askeri sistemi kaldırdık .Demokrasi adı altında bir rejim kurduk.

Halkın beynini yıkamak için hertürlü para, medya sende , söz sende , araç gereç sende.Birde üstüne üstün,muhalif olanların sesi'ni ne medya'da , ne şurda burda duyurmadık.

EEEE bundan sonra , bir seçime gitseniz, kim kazanacaktır?

İşte bu aynen şuna benzer ,A ve B futbol takımını sahaya sürüceksiniz , A takımının'da elini kolunu bağlıyacaksınız,eee neticede kim kazanır sizce? tabiki B takımı kazanır neden? çünkü karşısındaki rakipde tık yokki..

Olay bu kadar basit yani.

Daha evvelki,
"Türkiye'de masraflı Seçim geleneği"

yazılarımda, bu ülkede halkın genelde güçlüden ,zengin iş adamlarından,holdinglerden ve medyatik tanınmış kişilerden yana genelde oy kullandıklarını belirtmiştim

Birde örnek vermiştim Adana'da sabancı ailesi yerel seçimlerde aday olsa, silip süpürür ve oyların çoğunluğunu alır demiştim.
kaldıki bu bir örnekdir.Ayrıca hacı ömer ağa (rahmetlik) Kayseri'den Adana'ya ilk geldiği dönemlerde dedem rahmetlik (muşlu kürt hasan,Karaisalı -salbaş'da değirmenci kürt hasan derler) Adana dört yol semtindeki evinde, hacı ömer ağayı misafir edip, ona ev verip, birde bakkal dükkanı açmasına yardımcı olmuş .Annem Rahmetlik anlatırdı .Ayrıca Rahmetlik,sakıp ağa ile Annem de aynı okulda okumuşlar.

Şimdi esas konumuza devam edelim,

Ku'ran-ı kerimde yüce ALLAH şöyle buyuruyor,
" Aranızda zenginlik bakımından, bazılarınızı bazılarınızın üstüne,üstün kıldıkki,onlarda tutup elleri altındakilerine iş versinler."
(zuhruf suresi 32.ayet)

İnsan idaresi nasıl olmalı diye soranlara, kendi vücudu'nun en tepesindeki baş' ı gösterelim.İnsan ayaklarından aldığı emirlerle hareket etmez.Baş kısmında bulunan ve içinde beyin olan kısımdan emir alır veya verir.Ona göre hareket eder.

Bu kâinatı yaratan Yüce ALLAH , tüm bu kainatı en tepeden yani, yedi kat semavatında üstünde olan arşın'da üstünden idare etmektedir.bu konudaki çeşitli ayetler ise,


"Şüphesiz Rabbiniz Allah, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra Arş üzerine hükümran oldu. O, geceyi durmadan onu kovalayan gündüze bürüyüp örter; güneş, ay ve yıldızlar emrine âmâdedir. İyi biliniz ki yaratma ve emir O'nundur. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir."

"Eğer aldırmazlarsa onlara de ki: Bana Allah yeter. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben O'na dayanmaktayım ve O, o büyük Arş'ın Rabbidir."

"Rabbiniz o Allah'dır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerine istiva etti (onu hükmü altına aldı), işi tedbir eyliyor. O'nun izni olmaksızın hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'na ibadet ediniz! Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?"


O, öyle bir Allah'dır ki, hanginizin daha güzel amel işleyeceğini imtihan etmek için gökleri ve yeri altı günde yarattı. Arşı da su üstündeydi. Onlara "öldükten sonra tekrar dirileceksiniz" dersen, o kâfirler de kesinlikle sana: " Bu apaçık bir sihirden başka birşey değildir." diyecekler.

"Allah O'dur ki, gökleri direksiz yükseltti, onu görüyorsunuz, sonra arş üzerine istiva etti, güneşi ve ayı emrine boyun eğdirdi. Her biri belli bir vakte kadar akar gider. Bütün işleri O yönetiyor. Âyetleri O açıklıyor ki, Rabbinizin huzuruna çıkacağınızı iyi bilesiniz."

"O Rahmân (kudret ve hakimiyyetiyle) Arş'a hakim oldu."

"Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi kimdir?" diye sor.

"Allah O'dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Arş üzerine istivâ buyurmuştur (hakim olmuştur). Sizin için O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi! Artık düşünmeyecek misiniz?"


"Meleklerin de arşın etrafını kuşatarak, Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün. Artık halk arasında hak ile hüküm icra edilip "âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun" denilmektedir."


Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler ve O'na inanırlar. İman etmişler için de şöyle bağışlanma dilerler: "Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O, tevbe edip senin yoluna uyanları bağışla, onları cehennem azabından koru."


O dereceleri yükselten Arş'ın sahibi Allah, o buluşma gününün (kıyametin) dehşetini haber vermek için kullarından dilediği kimseye emrinden ruh (melek) indiriyor.


O'dur ki gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arş üzerine istivâ etti (hükümran oldu). Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, ona çıkanı bilir. Nerede olsanız O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görmektedir.



"O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır."

Evet işte idare nedir? nerden idare olunuyoruz burda açık bir şekilde belirtilmiştir.

Bir hadisi şerifde ,Peygamber efendimiz S.a.v "siz nasılsanız öyle idare olursunuz" buyurmaktadır,
Yani halk çoğunluğu nasıl bir yapıya sahipse ,bu demokratik , parmakla seçim sisteminde ,elbetde onlarında seçtikleri onlara benzerler.E tabi birde seçmeye mecbur bırakılan halk var onlarınki ise demokratik modern köle olarak, yani konumuzu esas teşkil eden,"Demokrasi adı altındaki Modern Köleler"dir.A ve B futbol takımı diye anlattıklarım yani.

İnsan beynindeki hafıza bölümüyle, gördüğünü,duydugunu hatırlar ve hafızaya bir kere giren görüntü ve ses, kolay kolay ordan çıkmaz.Ancak hafıza kaybı yaşarsan, o zaman hafıza kaybından dolayı hatırlamayabilir.

Temel eğitimi olmayan islamı'da fazla bilmeyen ,bir insan medyada,şurda ,burda hangi bilgilerle donatılırsa, o bilgilerle hareket eder ve seçimlerde'de o bilgiler ışığında oy verir.

Bu tabi esaslı temel eğitim almış, islam bilgisi olan, benim gibi yıllarca teşkilatçılık yapmış ve tüm dünyadaki oyunları,dostu ,düşmanı ve oyunlarını , anyayı, konyayı bilenler için geçerli değildir.

Bir hadisde Peygamber efendimiz S.a.v "Mü'min'in ferasetinden korkunuz,zira baktığı zaman ALLAH'ın nuru ile bakar" buyurmaktadır.Yani gerçek mü'mini kimse kolay kolay kandıramaz.Neden? eee çünkü gerçek mü'min ,Yıllarca ALLAH'ına kul köle olmayı ilk vazife olarak bilip,Alnı secdeye gelmiş,kalbine ALLAH tarafından ,her kıldığı namaz'da, namaz'ın mükafaatı olarak,nurlar ve bazı gizli sırlar dolmuş,kalp gözü açılmışdır.Artık bu kişiye hangi oyunla gelseniz, o oyundan kalbine gelen işaretlerle haberdar olur.
Vaktiyle adamın biri cami imamı'nın karısı'na çok güzel olduğu için musallat olmuş.Artık kadını çok sıkıştırmaya başlayınca ,adama dönüp "camide imam olan kocamın arkasında 40 gün namaz kıl istedigini kabul edecem" demiş.Adam ooo demiş 40 gün gelir geçer.Ve başlamış imamın arkasında namaz kılmaya,aradan 20 gün geçmiş ..Eeee namaz bu, adamı değiştirmiş ve adam demişki "tövbe tövbe ya Rabbim ben bir hata yaptım affet deyip,20 gün namaza alışıpda namaz'ın tesiriini huzurunu gördükden sonrada namazı hiç bırakmamış.

İşte tüm dünyadaki ALLAH ve dini'nin düşmanları'nın esas bunu bilmesi lazım.Ama onlar bunu görmezler yasin süresinde cenabu ALLAH "onların kalbine mühür vurduk algılayamazlar,gözlerine engeller koyduk göremezler,kulaklarına engel koyduk duyamazlar." buyuruyor.

Kendimden de bir namaz başlama örneği verim bari ,:)

17 yaşındayım hollanda'da yaşıyorum.saçlar üüüf tam avrupa o zaman bi orkestramız var adı "Küçük asya" hem basgitar çalıyorum hemde solistlik yapıyorum.Türkiye'ye, izine, doğum yerim olan, Adana'ya geldim.Annem Rahmetlik ise sabahlara kadar namaz kılan ,rüyasında yasini ezbere ögretilen, kalp gözü açık keramet ehli birisiydi."bu arada ruhuna el fatiha"

Annem bana , bir abdest al gel bakimm şu benim ibadet odama dedi.Abdest'i aldım girdim odaya diz çöküp anneminde yanına oturdum.Annem başladı duaya "Ya rabbi onada göster " dedi .Bir anda kabe ve ordaki tüm insanlar duvara canlı olarak geldi ve ben korkmadan onu gördüm.Sonradanda hayret ettim nasıl korkmadım diye..Eeeee senin kalbinin sahibi isterse korkuyu o an kaldırır.Ve işte benim ilk namaza düzenli başladığım an o oldu..Eeee o olayı gördükten sonra artık İman ve inanç kalbim'in esas yerini teşkil etti .Tabi ondan sonra islami eğitim,.insanlara islam anlatım ,tebliğ,faydalı işler hac,afganistan cihadı vesaire işlerler meşgul oldum.(kendimizi övmiyeeeeliiiiiim:))))

Bir lafım vardır benim" Ne istediğini bilmeyen, Ne bulduğunuda anlamaz"

Konumuzu dağıtmadan bu konuyuda biraz işleyelim .neden? çünkü şu an tüm dünyada yaşayan, müslümanım diyen toplumların en büyük eksik ve zayıf tarafı bu sözümdür.

İnsan beynindeki hafıza bölümüyle gördüğünü,duydugunu hatırlar ve hafızaya bir kere giren görüntü ve ses kolay kolay ordan çıkmaz.Demiştim burdan devam edelim.
Şimdi ben birisine 40 gün, ben şöyle iyi biriyim böyle güzel biriyim ben ciciyim desem,o kişi artık beni iyi görmeye başlıyacaktır.Bu bir beyin yıkama ve şuur altı yerleşim tekniği ve seçimlerde 'de en büyük metotlardan biridir.
Şimdi size güzel bir kolay soru?
Demokrasi denen kelimeyi, tüm dünya'ya, kim empoze etmeye çalışıyor?
bunu hemen cevaplarsınız.Biliyorum.
El cevap ABD'dir.Neden hemen biliyorsunuz ve cevapladınız?

Çünkü tüm dünya'ya gerek görsel medya buluşları sayesinde,gerek uzay'a uydu gönderip uydu sistemleri kurması vesile ile,gerek şu an tüm dünya'yı teslim alan bilgisayar ve internet buluşları ve yine tüm dünyadaki hakimiyet kurdukları ülkeler ve idarecilerin ağzında hep bu laf vardır."Biiiiiiz demokrasi getirdik..biiiz demokrasiyi en yüksek seviye'ye getirdik" gibi lafları devamlı ,hafızamıza şuur altımıza medya ve diger etkin araç gereçlerle yerleştirdiler.Bu kelime'nin artık hafızadan çıkması zordur.

Ne istediğini bilmeyen vatandaş bunları ,kuzu kuzu dinler ,ve artık hipnotize olmuş maymun gibi kendine telkin edilenleri yapar ve bu insanlara gider oy'unu verir.

İşte bu yazılarım'ın ve tüm gayretlerim'in esası insanlara esas ne istemeleri gerektiğini öğretmektir..

Daha önceki yazılarımda,
"Türkiye' ye özel İslam"

başlıklı makalemi okursanız ,bizlere neleri telkin ettiler ve hafızamız'a yerleştirdiler ,daha iyi anlarsınız.

Bir müslüman için bu dünyada en önemli şey,inandığı dinin esaslarına göre yaşamasıdır.
Bu dünyada şu an 2 güç birbirleriyle mücadele etmektedir.
1.Müslümanlar
2.Bunların dışında kalanlar

Bu 2.sınıf'ın verdiği mücadele ise,müslümanların bu en önemli vazifesi olan ,kendi din ve esaslarını ,özgür bi şekilde yaşamamasını sağlamaktır.Neden? çünkü müslüman kendi din ve esaslarını yaşamaya başlarsa,menfaat kesimleri artık ,müslümanları köle gibi kullanıp onları sömüremiyecektir.Yani bir taraf dünya menfaatı peşinde ,diğer taraf ise ALLAH'ın emrini özgürce yerine getirme peşindedir.

Eveeeet artık kısa özetle bu yazımızı noktalayalım.

Peygamber efendimiz S.a.v "Kişilerin akıllarına göre hitap ediniz. "buyurmaktadır.

Toplumunun büyük bir çoğunluğu namaz'dan ibadet'den hakkı görmekden mahrum bırakılan bir ülkede, seçimlerde hakkı ve doğruyu telkin etseniz ,neticede sadece % 3 gibi bir parti olursunuz..

Ammmaaaaa şu an kalkıp'da din iman şu bu demeyipdeeeeeeee , "bizi seçin,bize oy verin,ilk işimiz kredi kartı ve tüm kredi borçlarınızı sileceğiz,aylıklarınıza %100 de 100 zam yapacağız,işsiz kimse kalmıyacak,işsizlik ödenegini en az 2 yıl vericez ,40 yaşında herkesi emekli yapıcaz ,hiç bir siğorta primi ödemeden sizi sigortalı yapıcaz,vesaire " derseniz..

E bide toplum size güveniyorsa,veya medya 'da şurda burda etkinseniz en başda yazdığım tüm seçim yöntemlerini yerli yerince yaparsanız, seçimi kazanmanız kaçınılmazdır..Hadisi şerif'deki "akıllara göre hitap ediniz" i bizim tabirle "saça göre tarak" diye de algılayabilirsiniz..Neden? çünkü bu gibi beyni yıllarca, islam harici sistemlerle yıkanmış olan, müslüman diye adlandırılan toplumlara ancak ineklere verilen ot gibi sadece ihtiyacı olanı ,verirseniz sizi seçer..Başka bişeyden anlamazlar
Neticede en son yerel seçimlerde iktidar partisi bir aday'ın en son seçim gecesi kelle başı 2000 tl verdigini ve seçimi kazandığını müşahade etmiş bulunuyorum...

Fakir müslüman islam'ın 5 şartını bile yerine getiremez.Hatta bazıları fakir'in dini yoktur bile demişlerdir..
Neden? çünkü İslam'ın 5 şartı,
1.Kelimei şahadet getirmek ( bu en kolay ve beleş olanı)
2.Namaz kılmak (geçim derdinde olan kılamaz)
3.Oruç tutmak (fakir zaten hergün oruçludur )
4.Hacca gitmek(paran olmazsa gidemezsin)
5.Zekat vermek(paran yoksa vermezsin)

EEEE geriye ne kaldı? sadece bir kelimei şahadetle bu islam nasıl yaşanıcak peki?

Eveeeeet buraya kadar anlattıklarımdan, hafızanıza şunu kesin bi şekilde, yerleştirmenizi istiyorum.
Tüm dünyada'ki müslümanlar'a tesiri büyük dozda bir morfin,uyutma tozu injekte edilmiştir.
Yapılması gereken ilk iş bu morfini yavaş yavaş kişiyi incitmeden yerinden çıkarıp,müslüman'ın ayılmasını ,onu güzel ve faydalı gıdalarla besleyip hayata tekrar dönmesini ,İslam'ı ve bu 5 şartı'nı artık kolayca yerine getirmelerini sağlayıp,artık kendi gibi inanlara ancak oy vermesini temin etmek lazımdır.Bu biraz zaman alır ama olsun.İbrahim a.s ateşe atıldığında ,elinde küçük bir kovayla bu ateşi söndürmeye giden ,karıncaya sorulur "bu küçük kova ile sen nasıl o büyük ateşi söndüreceksinki?"karınca şöyle cevap verir "evet biliyorum bu küçük kova o büyük ateşi söndürmez ama,ben en azından bu yoldayım ya vicdanen rahatım"der.hadisde "Ameller niyete bağlıdır ,Kişi neye niyet etmişse" yani önemli olan niyetdir.

Yani aklı başında olan bir şuurlu müslüman ,kendine şu görevi vericek,"İnsanları uyandırıp tedavi edip beslemeliyim ve ona güzel güzel anlatmalıyım"

Ayetde" Onlar güzel güzel anlatırlar" "Onlar kendi yapmadıklarını niçin başkalarına söylerler"

Bu vesile ile her günümüzü planlı ve programlı olarak bu niyeti taşıyıp ,tebliğ görevimize gece gündüz devam etmemiz gerektiğini bir kez daha vurgulayıp ,Kıyamet gününde hakkın dostları arasında yer almamız duası ve dileği ile...




İşte bu gibi tüm dileklerinizi ve önerilerinizi tüm siyasetçilere duyurmak için,
"Kredi ve kredi kartı borçluları dayanışması"
isimli bir sayfa açtık.Beğenip ,paylaşıp , arkadaşlarınıza önermenizi, tavsiye ederim.

Saygılarla

Hacı Gazi Mücahid
Gerçek Allah Dostu
Vedat Bağlan

"Vedat Bağlan Blog Makale yazıları Fihristi Alfabetik listesi "

"Translate Çeviri"

http://www.vedatbaglan.com
http://facebook.com/vedatbaglan
http://tr-tr.facebook.com/pages/vedatbaglancom/167024723324771
http://www.facebook.com/pages/Vedat-Ba%C4%9Flan/132576160097013
http://twitter.com/VedatBaglan
http://vedatbaglan.blogspot.com
http://www.trsohbetler.com/
http://www.facebook.com/haberler.x
http://www.flightsfounder.com/

Hiç yorum yok: