Hakkımızda
About Us
https://vedatbaglan.blogspot.com/p/hakkmzda.html
İstihbarat Teknikleri ve Şeytanların Gökleri dinlemesi
İSTİHBARAT,
İstihbarat yani anlık yahut geniş zamana ait bilgi anlamına gelen kökten gelir.İstihbar etmek, haber almak anlamına gelir. İstihbarat sözcüğü haline geldiğinde ise, kavramsallaşmış hale gelir ve haber alma anlamını belirtir. Sözcük anlamı olarak geniş anlamda bakıldığında, kişinin gideceği okulu, yahut babanın müstakbel damadını araştırması da istihbarattır.
kelime manası itibariyle Arapça istihbar çoğulu olarak;haberler veya yeni öğrenilen bilgiler, haber alma demektir. Teknik olarak olarak istihbarat,muhtelif imkân ve vasıtaları kullanarak herhangi bir konuda enformatik materyal temini ve temin edilen bilgilerin ham halinden kurtarılarak işlenmesi,kıymetlendirilmesi ve yorumlanarak bunlardan bir netice çıkarmasıyla ilgili faaliyetdir.Ve insanların fıtri bir melekesi olan tecessüs (merak,öğrenme arzusu ) ile doğmuştur.
Semantik boyutu
İstihbarat,kelime anlamı olarak haber alma anlamına gelse de, kavramın ifade ettiği anlam, biraz daha geniştir ve haber alma kavramı istihbarat kavramının kapsadığı sürecin sadece bir adımıdır. istihbarat kavramı, ülke güvenliğinin sağlanması için karar mekanizmalarına gerekli bilginin toplanması, analiz ve tasnif edilmesi, raporlandırılması ve ilgili karar vericilere iletilmesi sürecidir. Bu anlamda, ingilizcedeki intelligence kelimesi, istihbarat kavramını daha iyi kapsamaktadır.
Batı dillerinin bilhassa İngilizce'nin hakim olduğu Ülkelerde kelime "intelligence" kelimesiyle karşılanmaktadır. Bu kelime zeka anlamını taşımaktadır. Bu da Batı'da bu meşgalenin hangi seviyede yapıldığını göstermektedir CIA--Central İntelligence Agency(Merkezi Haberalma Teşkilatı) MI--Military intelligence Agency (Askeri Haberalma Teşkilatı) DIA--Defence intelligence Agency(Savunma İstihbarat Servisi)gibi.
Casusluk ise Arapça bir kelime olan "tecessüs"yani merak etme,kendi dışındaki işlere duyulan öğrenme arzusu,gizli şeylere merak menşeinden gelmektedir. Casusluk faaliyeti ve esponaj kelimeleri aynı istikamete matuf olmak üzere yabancı lisanlardan ithal edilerek casusluk manasında kullanılmaktadır. Kelime Fransızca kökenlidir. Bizde halk arasında çok kullanılan ispiyon kelimesi de Fransızca aslındaki gibi "espionnage" kelimesinden gelmektedir. Hepsi istihbarat faaliyetini göstermektedir. Kontrespiyonaj kavramı ise istihbarata karşı koyma ve karşı istihbarat manasını taşımaktadır.
Casusluk dünyanın en aski mesleklerinden biridir.
Anılan faaliyet,toplulukların hayatlarını idame ettirdikleri her mecrada daima icra edilmiştir. İstihbarat faaliyeti,gerek güvenlik ve gerekse ticari,ekonomik,siyasi vb.alanlarda popülaritesini yitirmeden,hatta cazibesi çağın teknolojik imkanlarıyla artırarak vazgeçilmez bir alan olma özelliğini sürdürmektedir. İstihbarat faaliyeti kurumsal olarak insanlık tarihinde devletleşme olgusunun gelişimi ile birlikte mevcudiyetini gösteren,hassas ve devlet güvenliği için elzem bir faaliyetdir.
İstihbarat haber alma dinleme meşgalesi,
Aynı zamanda kovulmuş İblis ve şeytanların,
Allah'ın meleklere evrenin yönetimiyle ilgili olarak gönderdiği vahyi ve Meleklerin konuşmalarını merakla,dinlemek ve gökler'den haber almak için, yedi kat semalardan birincisi olan birinci gök kapılarında gizlice kulak vermesiyle de çok önem taşımaktadır.
Bu konuda, yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de değişik ayetlerde şöyle buyurmuştur.
"Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk, doğrusu biz göğün bazı yerlerinde dinlemek için otururduk” (Cin, 8-9)
“Biz göğe çıkmak istedik: Bir de ne görelim: orası sert ve kuvvetli bekçiler, şihablar, alevler, (roket gibi mermiler)le dolu! “Önceleri biz göğün bazı yerlerinde oturup dinleme merkezleri edinirdik. Ama şimdi kim dinlemeye kalkışırsa, derhal kendini gözetleyip izleyen bir alevle karşılaşıyor”(Cin, 72/8-9).
- Tefsirlerde anlatıldığına göre cinler öteden beri göklerde dolaşır, oradaki melek vb. varlıkların konuşmalarını dinlerler, aldıkları bilgilere kendilerinden de yorumlar katarak onlarla irtibat kuran kâhinlere anlatırlardı.
9. âyette geçen ifadeler buna işaret eder. Ancak Hz. Peygamber gönderildikten ve Kur'an indirilmeye başlandıktan sonra cinlerin gökleri dinlemesine İzin verilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim 8. âyette verilen bilgiye göre cinler, gökleri araştırıp yokladıklarını, ancak göklerin güçlü bekçiler tarafından korunmuş ve alev toplarıyla donatılmış olduğunu gördüklerini ifade etmişlerdir.
9. âyetin son cümlesine göre de cinler, gök ehline kulak misafiri olup gizlice onlardan bilgi kapmaya çalışanlara gözetleme yerlerinden alev topları atılarak gökleri dinlemelerinin engellendiğini söylemişlerdir.
Sûrenin nüzul sebebini anlatan İbn Abbas da önceden cinlerin, Allah'ın meleklere evrenin yönetimiyle ilgili olarak gönderdiği vahyi dinlediklerini, ancak Hz. Peygamber'in gönderilmesiyle birlikte onların gökleri dinlemelerinin yasaklandığını, bunun nedenini araştırırlarken Nahle denilen yerde Hz. Peygamber'le karşılaştıklarını ve böylece göklerden haber almalarını engelleyen şeyin ne olduğunu anladıklarını haber vermektedir. (bk. Buhârî, Tefsir, 72)
- Kur’an’da, şeytanların taşlanmasıyla ilgili kullanılan kelime “ŞİHAB”dır. (bk. Hicr, 18; Saffat, 10; Cin, 8-9) Bu kelime lügat manası itibariyle, parlak ışık, alev, parlak yıldız, akan yıldız, parlak taş parçası/gök cismi/meteor taşları anlamına gelir(bk. el-Veciz, “Ş-H-B” maddesi).
“Gerçekten Biz, gökte burçlar yarattık ve onları seyredenler için yıldızlarla süsledik. Hem onu kovulmuş her şeytandan koruduk. Ancak kulak hırsızlığı edenler olursa, onu da parlak bir ışık kovalar.” (Hicr,15/16-18)
“And olsun ki, biz (dünyaya) en yakın göğü kandillerle donattık. Bunları şeytanlara atış taneleri yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık”(Mülk Suresi 5.ayet)
“Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa, derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar.” (Saffat, 37/10)
- “Şihab” kelimesini mealde ateş sütunu olarak tercüme eden Elmalılı Hamdi Yazır, bu konuda “alev, ateş sütunu, meteor taşları”nı söz konusu etmekle beraber, temkinli ifadeler kullanmakla dikkat çekmektedir. Ayrıca Hz. Peygamber'i göklere, getirdiği âyet ve mucizeleri de alev toplarına benzeterek bu âyetleri tevil etmekte, Kurân-ı Kerîm karşısında insan ve cin şeytanlarının ödlerinin koptuğunu, dillerinin tutulduğunu ve artık eskisi gibi gayptan dem vuramayacaklarını anladıklarını söylemektedir. (bk. Hak Dini, Hicr, 16- 18, Cin 8-9 ayetlerin tefsiri)
Osmanlı Padişahları önemli bir karar alacakları zaman ,dış ülkelerin vezirlerini çağırıp onlarında fikirlerini alırlarmış.
Sonrada onların söylediklerinin tam tersini uygularlarmış..
Heyttt be ecdadımız işi biliyormuş düşman ülkeler senin iyiliğini isteyen bir fikir verirmi hiç :)
Sultan II. Abdülhamit de istihbaratın gerekliliğini öncelikle anlayan yöneticilerden biri olarak,
Yıldız İstihbaratTeşkilâtı'nı kurmuş ve şöyle demiştir:
"Yabancı devletler, kendi emellerine hizmet edecek kimseleri Vezir ve Sadrazam mertebesine kadar çıkarabilmişlerse, devlet güven içinde olamazdı. Doğrudan doğruya şahsıma baglı bir istihbarat teşkilâtı kurmaya bu düşünce ile karar verdim, Işte, düşmanlarımın Jurnalcilik dediği teşkilât budur. Bu jurnallerin hakikî olanlarının yanında iftira mahiyetinde olanlarının da bulunduğunu elbette biliyorum. Ama ben hiçbir jurnale, titiz bir tahkikten geçirmeden inanmadım ve onun icabına el sürmedim."
20. asırda I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında istihbarat dünyasında hızlı gelişmeler yaşanmıştır.
Fakat, gerçek anlamda devlet yönetimini zaafa uğratmaya yönelik yıkıcı faaliyetleri zamanında haber alıp, tedbir geliştirmeye yönelik güvenlik istihbaratı, 1789 Fransız İhtilâli'nden sonra fikir akımlarının kitleler içinde ses bulmasına paralel olarak kendisini göstermeye başlamıştır. Yasadışı sosyalist gruplar 19. yüzyılda Fransız gizli polisini bu grupların içine sızmaya mecbur bırakmıştır. Aynı duruma I. Dünya Savaşı öncesi Almanya'da da rastlanılmıştır. 1917 Rus ihtilâlinden önce Çarlık Gizli Polis Örgütü'nün Bolşeviklerin faaliyetlerini izlemeye yönelik birçok iç güvenlik istihbarat faaliyetinin olduğu da bir başka gerçektir.
II. Cihan Harbi sonrası Soğuk Savaş dönemi istihbaratta önemli bir aşamadır.
Özellikle Varşova Paktı üyesi Demirperde ülkeleriyle NATO üyesi devletler arasında yoğun istihbarat trafiği ve operasyonlar yaşanmıştır. Son asırda askerî istihbaratın yanında sivil istihbarat birimlerinin de organize edilmek suretiyle devreye girdiğini görmekteyiz.
Bu itibarla modern istihbarat çağının başladığını söylemek doğru olacaktır.
Artık yeni istihbarat anlayışında verileri teknoloji ışığında kıymetlendirmek ve istihbarat servisleri arasında işbirliği ile eşgüdüm söz konusu olmaktadır.
Yeni teknoloji ve imkânlar da bu modernleşmeyi hızlandırmıştır.
Çağımızda devletlerin istihbaratta plüralist(çoğulcu) bir yaklaşım tarzıyla pek çok istihbarat organına sahip oldugu görülmektedir. Bilhassa geride bıraktığımız 20. asrın sonlarına doğru dünyanın muhtelif bölgelerinde kendini gösteren uluslararası terörizm hareketleri, dünyadaki istihbarat servislerinin çoğunun artan bir işbirliği, koordinasyon ve bilgi paylaşımına gitmelerini gerektirmiştir.
İstihbarat, Türkiye'de pek hoşlanılmayan ve olumsuz yönde mimlenmiş bir konudur.
Resmî dedikodular ve toplum içi erdemsiz bir ispiyonculuk şeklinde algılanır. Bu tür bir algılama kendiliğinden oluşmamıştır ve bir ölçüde Türkiye'ye karşı gerçekleştirilen bir istihbarat faaliyeti olan psikolojik operasyonların neticesidir. Istihbarat faaliyeti muhtelif yön ve şekillerde tekamül edip kendini çaga uydurarak ve hatta çagın önünde gidip zamanı yönlendirerek günümüze ulaşmıştır.
İstihbarat Teknikleri
Profesyonel istihbaratçılıkta ilk elde edilen haber ve duyum ham bir bilgi olarak addedilir ve belirli aşamalardan geçerek işlenmiş ve istihbarat değeri olan son bilgi haline getirilir. Çünkü çağımızda halen psikolojik operasyonlar ve özellikle çarpıtılmış, uydurma bilgiler vasıtasıyla kamuoyunun dezenforme edilmesi gibi olgulara sık sık rastlanmaktadır.
Bu sebeple temin edilen ham bilgiler titiz bir tasnif ve süzgeçten geçirilerek hakikî bir kıymetlendirme işlemine tabi tutulmalıdır.
Çalışmaların neticeleri amaca uygun formlarda raporlar olarak kâgıda dökülerek bu bilgileri kaynak alarak operasyon ve icraî faaliyet yürütebilecek devlet birimlerine iletilir. Yapılan icraî operasyonla istihbaratın sonucu alınır ve gereği yapılabilirse başarılı bir istihbarat operasyonu icra edilmiş olmaktadır. Bu bir istihbarat çarkıdır ve hemen her istihbarat teşkilâtı bu evrelerle çalışmaktadır.
Esas istihbarat sanatkârlığının başladığı istihbaratın üretimi safhası çok önem taşır.
Bu aşamada temin edilen materyaller kıymetlendirme, sentezleme, tahlil ve yorumlama gibi işlemlere tabi tutulmak durumundadır. Örneğin bilgi kaynağı hangi seviyede güvenilirlik ve isabet telkin eder? İhtimaller dengesinde yeri neresidir? Bilgi piyasaya hangi amaçla sürülmüştür? Hangi zamanlarda? Evvelce bu konuda temin edilen verilerle uyumluluğu ne derecededir? Evet, bu hususlar ve bu hususların takdiri geniş vizyonlu ve feraset sahibi istihbaratçıları gerektirmektedir. Son aşamada istihbarat değeri taşıyan bilgiler, istihbarı raporlar halinde bu bilgileri aktif olarak kullanacak makamlara iletilir. İstihbaratın alanı her yer olabilmektedir. Klasik istihbarat dönemindeki yakın tehditler ve komşu ülkelerde istihbarat anlayışı yerine şimdi dünyanın her köşesi; kara, deniz,hava, taşıma vasıtaları istihbarat faaliyetine mekan olmaktadır. Müsahhas olarak bu mekanlar bir devlet başkanı veya cumhurbaşkanının köşkü, başbakanlık konutu, müzakere salonları, bazen de Romanya Devlet başkanı Todor Çavuşesku'da oldugu gibi insan dişlerinin arası bile olabilmektedir.
İstihbarat faaliyetinin baş aktörü insan olmakla birlikte çağımızda teknik ve mekanik aktörler de insan unsuru yanında sahneye çıkmışlardır.
Bu cümleden olarak istihbarat uyduları, otomatik görüntü alan ve kaydeden sensorlar, elektronik ses kayıt cihazları, süper kameralar, pilotsuz uçaklar vb. sayılabilir.
Bununla birlikte istihbaratta insan unsuruyla yapılan takip ve tarassut (dikkatle gözlemlemek) faaliyetinin de ayrı bir önemi vardır.
Bu faaliyet fevkalade bir dikkat, feraset,basiret ve geniş bir vizyon gerektirir. Tarassut faaliyetinde,hedef kat'î surette bu faaliyeti hissetmemelidir. Ajan,ferasetli bakışlarıyla insan jest ve mimiklerini, haletini ve davranışlarını yorumlayıp netice çıkarabilecek vizyon ve kapasiteye sahip bulunmalıdır.
Bu istikamette değerlendirilmesi gereken önemli bir husus olarak;
insanların çehresi ve çehrede belli noktalar da fevkalade önemli ruh hallerine ve birtakım hakikatlere işaret etmektedir. Buna yüz okuma sanatı da denilebilir.
İstihbarat bünyesel olarak taktik ve stratejik istihbarat diye ikiye ayrılır.
Taktik istihbarat; güncel konularla ilgili ve güncel olaylar üzerine yapılan çalışmalardır.
Stratejik istihbarat ise; büyük ve önemli olaylarda, uzun vadeli planlamalarla ortaya konan çalışmalardır.
Kullanılan araçlar ve kaynaklar, takip edilen usuller, istihbaratın gaye edindiği alanlar bakımından istihbarat faaliyeti tür açısından fevkalade zengin bir yelpazeye dağılmış durumdadır.
"Küreselleşen dünyaya uyum sağlamak isteyen ulusal ve uluslararası seviyedeki kurumların pek çogu kabuk değiştirmektedir. Hiç şüphesiz değişen bu kurumların başında da istihbarat örgütleri geliyor. Değişen tanımlar ve kavramlara paralel olarak, istihbarat ve karşı istihbarat faaliyetleri artık klasik 007 James Bond kalıplarından oldukça uzaklardadır. Örneğin, dünya üzerindeki her türlü kitle iletişimini kontrol eden 'Echelon Ağı', uzaydan her türlü görüntüyü temin eden uydu sistemleri, klasik ajanların tüm fonksiyonlarını fazlasıyla üstlenmiş durumdadır. Sanayi casusluğu hâlâ önemini korurken, istihbarat terminolojisinde yeni mefhumlar, konseptler ön plana çıkmakta: 'Sosyal−Ekonomik−Siyasal−Dinsel−Kültürel İstihbarat' kavramları gibi. İstihbarat ve Karşı İstihbarat Servisleri, artık gelişmiş ülkelerde eskiden olduğu gibi tam bir gizlilik içinde işlerini yürüten kurumlar değildir. Şimdilerde Dışişleri,içişleri, Ekonomi−Maliye, Adalet Bakanlıkları, Kızılhaç, özel servis veren pilot üniversiteler, enstitüler, vakıflar, özel misyonu olan kardinaller, piskoposlar, hahamlar ve tüm misyoner örgütleri, yurtdışında yatırım yapan şirketler,yurtdışında temsilciliği olan medya kuruluşları ve haber ajansları ile de gerektikçe iç içe çalışılıyor. Operasyon konusu ülkelerde istihbarat servislerinin rolü; koordinasyon,finansman, lojistik destek ve yönlendirme ile sınırlıdır. Artık hedef ülkelerde özellikle istihbarat−ajitasyon faaliyetlerinde deşifre olma riskine girilmemekte; bu iş genellikle doğrudan ya da dolaylı olarak servisle ilişkili yerli işbirlikçilere,taşeronlara sipariş edilmektedir... İşte literatürde bu yerli işbirlikçilere−taşeronlara 'etki ajanları', 'yönlendirici ajanlar' ya da kapsamlı bir deyişle 'nüfuz ajanları' denilmektedir."
İstihbarata bir bilgi mücadelesi olarak bakılması söz konusu olduğu için gelişen enformatik bilgi Savaşındaki çeşitliliği,
aşağıdaki şekilde de kategorize edebiliriz;
Komuta ve Kontrol Savaşı: düşmanın stratejik noktalarını vurmak
İstihbarat Savaşı: Gözlem alanını mümkün olduğunca geniş tutmak ve her türlü bilgiyi işlemek
Elektronik Savaş: Elektronik sistemlere etki etmek
Psikolojik Savaş: Tarafların, tarafsızların ve düşmanın düşünce tarzını kontrol etmek
Hacker Savaşı: Bilgisayar sistemlerine sızmak
Ekonomik Bilgi Savaşı: Ekonomik üstünlük için bilgiyi kontrol etmek, engellemek ·
− Siber Savaş: Istikbale dair senaryolar, bilim−kurgu.
Haber kaynaklarına göre istihbarat tasnifinde gizli ve açık istihbarat faaliyeti söz konusudur. Gizli istihbarat faaliyeti hedef kişi ve kurumların bilgileri haricinde yapılmakta ve burada gizli bir eylem ve yönlendirme olgusu muteber olmaktadır. Örnegin bir insanın istihbarat servisine angaje edilmesi yoluyla bilgi temin edilmesi fevkalade önemlidir.
Ingiliz iç istihbarat ve kontrespiyonaj servisi MI5'in eski şefi ABD'de 11 Eylül ve 11 Eylül olaylarındaki istihbarat eksikliği konusunda yaptığı yorumda; "En güvenilir istihbarat kaynağı insan; örgüte uzun süre önce sızdırılmış, örgütte uzun süre kalacak ve de operasyonel bilgiye ulaşacak konuma gelecek ajanlardır. Fakat bu kaynaklar angajesi en zor olanlardır" demektedir.
Açık kaynak istihbaratı; kamuoyuna açık, yazılı, görsel ve işitsel araçlar ile yayınlanan bilginin belirli bir hedefe göre kıymetlendirmeye tabi tutulmasıdır.
İstihbarat bilgisinin %90'ı açık kaynaklardan toplanır ifadesi, istihbarat alanında tasvip gören bir yaklaşımdır. Açık kaynak istihbaratı özellikle geçen 10 yıllık zaman süresince fevkalade yoğunlaşmış, fakat bu durum haber ve bilgi karmaşasına sebep olmuştur. İstihbarat servisleri çok kanaldan akan bilgi trafiğine ulaşamaz, bunları kıymetlendirme ve analize tabi tutamaz hale gelmişlerdir. Özellikle ABD istihbarat servisleri çok kanaldan farklı yapıda ve dilde gelen istihbaratı değerlendiremez duruma düşmüş, hangi bilginin güvenilir, hangi bilgininse asılsız olduğu istikametinde bir sınıflandırma fonksiyonundan mahrum kalmışlardır. Açık kaynaklar önümüzdeki dönemlerde de istihbaratın en önemli kaynaklarından birini oluşturmaya devam edecektir. Fakat önemli olan; ham bilgiyi etkili bir şekilde kıymetlendirerek, farklı metotlarla bilgiyi teyit etmektir.
Siyasî İstihbarat
Tarihî gelişimleri ve menşeleri itibariyle askerî istihbarat ve siyasî istihbarat çok eskilere dayanmaktadır. Siyasî bölüm, istihbaratın en geniş kapsamlı sahasıdır. Askerî istihbarata nazaran daha önemli addedilmesi de dogru bir teşhis olacaktır. Çünkü devletler panoramasında her devlet yakın komşuları olan ülkelerde ve kendilerine uzak olsa bile dünyada önemli bir güç mevkiinde bulunan ve kendisini etkileme gücüne sahip olan devletlerdeki gelişmeleri, hareketlilikleri ve düşünce tarzlarını daha da önemlisi Dünya siyasetlerini takip etmek ve bu konularda fevkalade duyarlı bulunmak durumundadır. Siyasî istihbaratta başarı sağlandığında çogu askerî operasyona gerek duyulmayacaktır. Askerî istihbarat ise siyasî istihbarat doneleriyle arzu edilen neticelere ulaşılamadığı zamanlarda, askerî operasyonun mukadder olduğu zamanlarda önem ve popülaritesinin zirvesine ulaşır. Ülke içi ve dışı siyasî istihbarat hususunda, istihbarat servisleri arasında bir işbölümü ve göreve yönelik bir örgütlenme ve konuşlandırma söz konusudur. Mesela ABD'de iç istihbarata FBI bakmaktadır ve Adalet Bakanlığı bünyesinde konuşlandırılmıştır. İngiltere'de de iç istihbarat M15 servisi tarafından ifa edilmektedir. M16 dış istihbaratla görevlidir.
Siyasî istihbarat sahasında icra edilen faaliyet özellikle diplomatik misyonlar uhdesinde yapılabildiği gibi özel kuruluşlar olan birtakım dernek, vakıf ve sivil toplum örgütleri tarafından da yürütülebilmektedir. Diplomatik misyonlardaki elçiler, konsoloslar, ataşeler, katipler açık ve tabii birer ajan olarak düşünülmeli ve bu mülahazalarla hareket edilmelidir.
Devletlerin aslî görev ve mesuliyet alanlarından biri ve belki en önemlisi, halkının ve sahip olduğu kara parçasının iç ve dış güvenliğini temin etmektir. Tabii ki bu alanda dış güvenliğin fiili ifası Silahlı Kuvvetler tarafından icra edilir. Bu noktada askerî istihbarat fevkalade önem arz etmektedir. Zamanımızda askerî ve sivil istihbarat alanları ve faaliyeti birbirine karışmış durumdadır ve bu önemli bir problemdir.
Askerî istihbarat faaliyetinin sivil alana ircası, devlet siyasetini olumsuz yönde etkilediği gibi onulmaz demokratik yıpranma, esas sivil istihbarat faaliyetinin durması ve gerilemesi gibi neticeler doğurabilmektedir. Bir devlet, askerî istihbarat yönüyle komşu ülkelerin durumunu harfiyen bilmek ve taktiklerini bu minval üzerine geliştirmek zorundadır. Bu tür istihbaratta; izlenen devletin askerî yapısı, halihazırda bulundurduğu kuvvet durumu, komuta kademesinin takdir ve görüşleri, silah ve araçların miktar, tür ve kaliteleri, genel olarak askerî kabiliyetleri, elektronik ve teknolojik harp kabiliyet ve seviyeleri, askerî eğitim teknikleri, yaptıkları askerî anlaşmaların şartlan, askerî yapının ülke içindeki konumu, ordu üzerinde geniş nüfuz sahibi komutanların taktik ve düşünceleri, nükleer seviye, biyolojik ve kimyasal harp seviye ve kabiliyeti,belirsiz askerî şifreler ve bilgisayar kayıtları gibi hususlar öncelikle ve önemle istihbar edilmesi gereken noktalar olarak görünmektedir.
Askerî istihbarat birimlerinin, sivil istihbarat birimlerine göre avantajlı bir tarafı; gerektiğinde direkt olarak fiili operasyonda bulunma imkânlarının geniş olmasıdır. Hemen her ülkede de durum bu şekildedir. Türkiye'de bu alanda Genelkurmay başkanlıgı bünyesindeki Özel Kuvvetler Komutanlığı, temin ettigi istihbarî bilgileri fiilen değerlendirme ve operasyon yapabilme iktidarına sahip bir birimdir. Ve askerî imkânların hepsini gerektiğinde kullanabilmektedir. Yine Genelkurmay İstihbarat başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları, uhdesindeki istihbarat birimleri ile geniş bir yelpaze çizerek devletimizin önemli bir uzvunu teşkil eder.
Yaşadığımız modern zamanda askerî alandaki harekât planları; enformatik ve teknolojik gelişmeler neticesinde C4I (veya 4C+I) formülü ile yürütülmektedir. Bu formülün açılımı şöyledir:
Command (komuta) + Control (kontrol) +Communication (haberleşme) + Computation (bilgisayarlaşma) + Intelligence (istihbarat) ve (information−bilgi)
Önceleri bu formülde bir unsur olarak istihbarat mevcut değildi ancak gelişen teknoloji ve şartların zorunlu sonucu olarak istihbarat unsuru da formüle ilave edilmiştir. Bilgisayar operasyonları ve teknolojileri ise kaçınılmaz olarak formülün içindedir.
Ekonomik istihbarat
2000'li yıllarda casusluğun en popüler sahalarından birisi de ekonomi olacaktır. CIA, 2000'li yılların istihbaratının daha çok ekonomik sahada olacağını bildirmiş ve kendilerinin bu sahaya yoğunlaştığını ve hedeflerinin de kendilerini bu alanda zorlayan Pasifik kuşağını kontrol etmek olduğunu beyan etmiştir. Bu duruma bakıldığında içinde bulunduğumuz yüzyılın casusları arasında daha çok bilim adamı ve ekonomistler mevcut olacaktır.
Bu sahadaki istihbarat çalışmaları 19.yy dan beri sahnededir. Özel istihbarat açısından bu yüzyılda en iyi faaliyet yürüten kurumlarından birisi, Nathan Rotschild özel bankacılık kuruluşudur. Bu firma kredi açarken müşterileri hakkında etraflı bilgi sahibi olmaya fevkalade önem vermiş ve bu iyi istihbarat çalışmalarıyla başarılı olmuştur. 1815 yılında meşhur Waterloo Savaşının neticesi Avrupa'da henüz öğrenilmemişken Rotschild; Prusyalılar ve Ingilizlerin Napolyon Bonapart'ı yendiklerini haber almış ve bu haberi iyi bir şekilde değerlendirerek elindeki resmî hisse senetlerini piyasaya sürmüştür. Rotschild'ın sağlam bir haber aldığını bilen diğer banka ve firmalar, Ingilizlerin Savaşı kaybettiğine ve hisse senetlerinin daha da düşeceğine inanarak ellerindeki resmî senetleri derhal düşük fiyatla elden çıkarmışlardır. Kısa bir müddet zarfında N.Rotschild tüm senetleri çok düşük fiyatla toplamış ve devasa bir servetin sahibi olmuştur.
Asrımızda bilhassa enerji kaynaklan büyük önem arz etmektedir. Japonya, Almanya ve Avrupa Birliği üyesi diğer ülkeler enerji ve özellikle petrol ihtiyaçlarını başka ülkelerden temin ettiklerinden, bu sahadaki her türlü gelişmeyi ve yenilenmeyi dikkatle izleyerek daimi biçimde ekonomik istihbarat yapmaktadırlar. ABD ekonomik istihbarata fevkalade önem vererek Enerji Bakanlığı bünyesinde özel bir ekonomik istihbarat ünitesi oluşturmuştur ve dış ekonomik politikasını bu ünitenin edindiği verilere göre yönlendirmektedir. Ülkemizin de süratle bir ekonomik istihbarat birimi tesis etmesi gerekmektedir.
Sosyal İstihbarat
Bir devlette olan sosyal gelişme, değişme ve hareketlilikler çoğu zaman diğer devletler açısından da önem arz eder. Küreselleşen dünyada akıl almaz teknolojik ve telekomünikatif gelişmeler göz önüne alındığında ülkelerin toplumsal hayatları da iç içe girmiş durumdadır ve her devlet sosyal yönden mesafesi ne olursa olsun başka devletlerin toplumlarını etkilemeye ve onlardan etkilenmeye aday durumdadır.
Bir toplumun yaşayış standart ve şekilleri, dinsel ve etnik gruplar varsa bunlarla ilgili hareketlilik ve değişmeler, kamuoyunun kayda değer düşünce ve yaklaşımları,toplumda önemli mevki işgal eden insanların istihbarat değeri taşıyan hal ve düşünceleri, magazinel şöhrete sahip kişilerin devletle meşru ve gayri meşru ilişkileri gibi hususlar bu istihbarat sahasının faaliyet alanı içerisine girmektedir.
Teknolojik İstihbarat
Çağımız modern istihbarat dünyasında casus uydular,internet ve teknolojinin bütün diğer imkânları yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Casuslukta insan faktörü önemini yitirmemekle birlikte, bilgiye daha az riskli yollardan ve net bir şekilde ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Çağımızdaki ilerleme özellikle teknolojik sahada görülmekte, elektronik araç, cihaz ve mucizeler yumağı ile nükleer döneme girilmiş olmaktadır. Bilgisayar ve internet enformasyon sistemleri ile yüksek teknolojik dönem başlamış bulunmaktadır. Bu noktada teknolojik gelişmelerin temini ve tekniklerinin keşfedilmesi hususu da teknolojik istihbarat sistemini aktif olarak devreye sokmuştur.
Bilgiler bazen devletler ve kurumlar arası ücrete tabi anlaşmalar yoluyla tarafların rızasıyla temin edilebileceği gibi, bazen de illegal yollardan istihbarat oyunlarıyla ele geçirilebilmektedir. 1950'li yıllarda ABD'nin sahip olduğu atom bombası ve nükleer teknoloji bilgileri diğer büyük devletlerin fevkalade ilgisini çekmiş ve neticede Ruslar başarılı istihbarat oyunlarıyla hem nükleer teknoloji hem de füze ve uçak yapım bilgilerini temin etmeyi başarmışlardır. Buna mukabil Israil'in ele geçirdiği Rus yapısı tanklar ile Demirperde'den Batı'ya iltica eden askerî pilotların kaçırdığı Savaş uçakları da ABD'de tetkik edilerek askerî incelikleri tespit edilmiştir.
Günümüzde teknolojiyi en iyi kullanabilen istihbarat örgütlerinin başında CIA (Central Intelligence Agency−ABD Merkezî Haberalma Teşkilâtı) gelir.
1947'de Millî Güvenlik Kanunu ile kurulan CIA muhtemel personelini yalan makinesi ve güvenirlik testinden geçirir.
Köstebeklerin bu testten geçmek için insanüstü bir tepkisizliğe sahip olması gerekir.
Yalan makinesi testinin çok daha etkili biçimde kullanıldığı diğer bir istihbarat örgütü ise Israil'in Mossad'ıdır.
Mossad'ın kendi ajanlarına iki haftada bir yalan makinesi testi uyguladığı bilinmektedir.
Bu durumda,Mossad içinde başka ülke hesabına çalışabilmek için başka ülke hesabına çalıştığını dahi bilmemek, yani "köstebek oldugunun farkında olmayan bir köstebek olmak" gerekir.
Bir kısaltma sanılan ve bu yüzden büyük harflerle yazılan Mossad, aslında kısaltma değildir ve Ibranice'de enstitü anlamına gelir.
CIA ve Mossad, dünyanın bütün gelişmiş istihbarat servisleri gibi son dönemlerde bilgisayar teknolojisini bütün unsurlarıyla kullanıyor.
Ayrıca casus uydular ve yüksekten uçan casus uçakları bazı dataları elektronik sinyaller ve gelişmiş antenlerle yeryüzüne geri gönderebiliyor. Sismograflar gizli ya da yeraltındaki nükleer testleri kaydedebiliyor. Gizli dinleme aygıtları özel telefon konuşmalarını dinliyor, minyatür kameralar birçok datanın fotografını çekebiliyor ve sonra bu datalar bilgisayarlarla sınıflandırılıp saklanabiliyor. Gizli servislerin bilgisayar ağlarını son derece güvenli bir sistem üzerine inşa etmeleri gerektiği biliniyor. Çünkü artık Dünyada pek çok istihbarat teşkilâtı, network üzerinde çok gizli bilgilere ulaşabilecek bilgisayar uzmanlarını kullanıyor. Yine Soguk Savaş dönemlerinden bu yana espiyonaj faaliyetleri yürütülürken televizyon antenleri, uydu çanak antenleri ve diğer becerikli elektronik aletlerden faydalanıldığı da biliniyor.
Elektronik istihbarat
Modern istihbaratın en çarpıcı ve etkileyici sahasının, geniş anlamda "teknik istihbarat" diyebileceğimiz bu istihbarat dalı oldugunu söylemek yerinde bir tespittir. Bu istihbarat sahası, muhabere istihbaratı, sinyal−telsiz haberleşme seslerini dinleme istihbaratı, fotograflama ve film görüntüleme istihbaratı, radarlarla istihbarat ve telemetrik ölçüm (uzaktan mesafe ölçümü) gibi istihbarat dallarının hepsini kapsamaktadır. Çünkü sayılan istihbarat branşlarının hepsi elektronik aygıt ve sistemlere istinaden faaliyet göstermektedir.
Teknoloji harikası sayılan akıllı ve tehlikeli füzelerin ateşlenmesi ve hedefe yönlendirilmeleri elektronik sistemlerle icra edildiği gibi, bağlandıkları hedeflerden saptırılmaları da yine elektronik cihaz ve bilgisayarlarla mümkün olabilmektedir. Bu noktada modern askerî silahlar ve çalışmalar da elektronik gelişimin etki sahasına girmiş bulunmaktadır. Bilgi teknolojisi ve bilgisayarlar artık dünyamıza tamamen hakim bulunmaktadır.
Bilhassa bu istihbarat alanında ABD başı çekmektedir.
Soguk Savaş döneminde ABD'nin Türkiye'de bulunan muhabere ve dinleme istasyonları Sovyetler Birligi ve komünist yayılım etkisini kaybedince ülkemizdeki faaliyetini farklı amaçlarla sürdürmektedir.
NSA− Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı
Dünyada sinyal−İşaret istihbaratı, elektronik dinleme ya da elektronik casusluk denince aklımıza ilk gelen kurum Amerika'nın kısa adı NSA olan Millî Güvenlik Ajansı'dır.
NSA, dünyanın en yaygın, en gelişmiş elektronik dinleme ve izleme altyapısına sahip 'büyük kulak' ya da 'global kulak' diye de anılan süper gizli bir Amerikan devlet kurumudur.
Hakkında bilinenlerin çok sınırlı olduğu kurumun başkanları generallerdir ve bunlar ortalıkta görünmezler, istisnai durumlar dışında pek konuşmazlar.
Amerika'da dünya çapında dinleme faaliyetlerini yürüten üç ayrı kuruluş bulunuyor;
NSA (Ulusal Güvenlik Ajansı), FBI(Federal araştırma Bürosu) ve CIA.
ABD'nin 'en büyük kulagı' olan NSA, başkan Harry S. Truman'ın 24 Ekim 1952'de imzaladığı 'çok gizli' genelgeyle kuruldu.
Truman bu yeni kuruluşa, dünya çapında iletişim istihbaratı görevi verdi.
Önceleri diplomatların ve askerlerin şifreli telsiz görüşmelerini dinleyen NSA, daha sonraları uluslararası sivil telefon görüşmelerini de hedefleri arasına aldı.
1960'lı ve 70'li yıllarda ortaya çıkan yönlü telsiz haberleşme ve uydu teknolojisi NSA'nın işini daha da kolaylaştırdı.
Artık havaya çıkan hiçbir radyo sinyali, hiçbir telefon görüşmesi NSA'nın dünya yüzeyine dağılmış binlerce uzmanının eline düşmekten kurtulamıyordu. NSA'da halen 21 bin personel görev yapıyor. Bu rakam bazı iddialara göre 50 bin civarında.
ABD, elektronik istihbarat için yılda 20 milyar dolar harcıyor. NSA'nın yıllık bütçesi ise 3,6 milyar dolar.
NSA'nın Boeing 707 uçak gövdeleri üzerinde geliştirilen RG−135 tipi uçakları ABD Hava Kuvvetleri içinde bağımsız olarak görev yapıyor.
ABD donanma gemileri görünümündeki gemilerse okyanus ve denizleri denetliyor.
NSA'nın yer istasyonlarının ABD büyükelçiliklerinde ya da ABD'ye dost ülkelerin topraklarında,
ev sahibi ülkelerin denetimine tabi olmaksızın faaliyette bulunduğu düşünülüyor.
NSA'nın en yakından takip ettigi ülkelerden biri de Türkiye'dir.
Hatırlanacagı üzere, 1972 yılının Agustos ayında çok önemli bir olay meydana gelmişti...
Istanbul−Karamürsel dinleme istasyonunda "analizci" olarak çalışan NSA görevlisi Perry Fellwock, gizli bilgileri Ramparts isimli bir Amerikan dergisiyle paylaşmış, NSA'nın bütün Sovyet kodlarını kırabileceğini iddia etmiş ve bunu ispatlamaya çalışmıştı. Felhvock, Türkiye'deki dev çanak antenleri kullanarak Sovyet ordusunun yaptıgı telsiz görüşmelerini ve hatta Sovyet Başbakanı Kosigin ile ölümünden kısa bir süre önce kozmonot Vladimir Kamorov arasında geçen dramatik konuşmayı da dinlemişti.
Günümüzde, artık yüzlerce casus uydusu dünya çevresindeki bir yörüngede bulunmaktadır. Bunlar, hem askerî hedefleri gözetlemekte hem de dünyanın neresinde olursa olsun insanların yatak odalarının içlerini bile görüntüleyebilecek uluslararası telefon, teleks veya veri bağlantılarını sistematik olarak inceleyip ilginç bilgilerin bulunup bulunmadığını araştırabilecek niteliktedir.
ABD Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA)'nın Örtülü Operasyonları
ABD Ulusal Güvenlik Ajansı'na karsı açılan bir dava dosyası, bireyleri kontrol altında tutmak için tasarlanan ürkütücü teknolojileri ve programlan açıklamaktadır.
Aşağıdaki belge, John St. Clair Akıvei, Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA)'na Karşı Washington'da açılan bir dava dosyasını kapsamakta ve Ulusal Güvenlik Ajansı ile ilgili bilgileri, ulusal güvenlik faaliyetleri teknolojilerini ve yurttaşları izlemek için yapılan örtülü operasyonları vermektedir:
"Ulusal Güvenlik Ajansının Misyonu ve Yurt Içi İstihbarat Operasyonu haberleşme istihbaratı
ABD'de ve dünyada tüm elektronik haberleşmenin yurdu kaplaması, ulusal güvenliği temin eder. Ft. Meade, Maryland'de−ki Ulusal Güvenlik Ajansı 1960'lı yıllardan beri dünyadaki en gelişmiş bilgisayarlara sahiptir. Ulusal Güvenlik Ajansı teknolojisi özel şirketlerden, akademiden ve halktan gizli olarak geliştirilmiş ve yürütülmüştür.
İşaret−Sinyal İstihbaratı Ulusal Güvenlik Ajansı, işaret istihbaratı görevi için,çevredeki şifresi çözülmüş EMF dalgalarını bilgisayara telsiz olarak kaydetmek ve kişileri vücutlarındaki elektrik akımları ile izlemek için bir bilgisayar programı geliştirdi.
İşaret istihbaratı, içinde elektrik akımı bulunan her şeyin çevresine EMF dalga yayan bir manyetik alana sahip olması esasına dayandığı için Ulusal Güvenlik Ajansı/Savunma Departmanı, elektriksel aktivitesi olan insan yapısı veya organik her cismi uzaktan analiz edebilen hususi bir dijital araç geliştirmiştir.
Yurt Içi İstihbarat Ulusal Güvenlik Ajansı tüm ABD vatandaşlarının kayıtlarına sahiptir. Ulusal Güvenlik Ajansı, 50.000'den fazla ajanından herhangi birinin dikkatini çeken ABD vatandaşları için bilgi toplamaktadır. Bu ajanlar, herhangi bir kişiyi kendiliğinden izleme yetkisine sahiptir.
Ulusal Güvenlik Ajansı her mevkide, 'daimi ulusal güvenlik anti terörist gözetim şebekesi−ağı'na sahiptir. Bu gözetim ağı tamamen kılık değiştirmiştir ve halktan gizlenmektedir. Birleşik Devletler'de şahısları takip etme işi Ulusal Güvenlik Ajansı'nın elektronik gözetim ağı ile ucuz ve kolayca yürütülmektedir.
Ulusal Güvenlik Ajansı personeli, kendi toplumlarında güya halktan biriymiş gibi hizmet verirler ve izlemek istedikleri kişiler hakkında istihbarat toplayabilmek için örtülü ve yasal işlerde çalışırlar.
Toplumdaki Ulusal Güvenlik Ajansı personeli, genellikle sosyal sahada çalışan avukat ve iş adamı gibi gizli kimliklere sahiptir.
Ulusal Güvenlik Ajansı personeli, Ulusal Güvenlik Ajansı'nın yurt içi istihbarat ağını ve gizli işleri kullanarak,
Birleşik Devletler'deki binlerce ferdin yaşamını kontrol edebilir. Bunlar tarafından bağımsız olarak yürütülen operasyonlar bazen kanun sınırlarının ötesine taşabilir.
Ulusal Güvenlik Ajansı'nın operasyonları ile yüzlerce sayıda habersiz vatandaşa uzun süreli kontrol ve sabotaj yapılmış olması muhtemeldir.
Ulusal Güvenlik Ajansı ağı, Birleşik Devletler vatandaşlarına örtülü olarak suikast veya akıl ve ruh bozuklukları olarak teşhisedilebilecek konulara sebep olacak örtülü psikolojik kontrol operasyonları yapma yeteneğine sahiptir."
Elektronik Gözetim Ağı 1960'lann ilk yıllarında dünyadaki en gelişmiş bilgisayarlar Ulusal Güvenlik Ajansı'nın elinde idi.
Bu bilgisayarlarla araştırılan yeni buluşlar Ulusal Güvenlik Ajansı için saklandı. Şu anda Ulusal Güvenlik Ajansı, mevcut bilgisayar teknolojisinin 15 sene ilerisinde olan nanoteknolojik bilgisayarlara sahiptir.
Ulusal Güvenlik Ajansı, Birleşik Devletler'de her ortamda bütün haberleşmeleri kontrol eden yapay zekalı gelişmiş bilgisayarlar kullanarak, rahatsızlık verici addettiği bilgileri elde eder. Bu bilgisayarlar bütün haberleşmeleri verici ve alıcı uçlarda denetler. ABD'nin bu rahatsızlık verici haber alma hadisesi Ulusal Güvenlik Ajansı'nın "İşaret İstihbaratı" misyonunun bir sonucudur. Ulusal Güvenlik Ajansı'nın elektronik gözetim ağı, tüm elektromanyetik saha tayfını denetleyebilecek araçların hücreli düzenlenmesine dayanır.
Bu cihaz, diğer elektronik Savaş programları gibi büyük bir gizlilik içinde geliştirilmiş, yürütülmüş ve muhafaza edilmiştir.
İşaret istihbaratıyla Uzaktan Bilgisayar Karıştırma Ulusal Güvenlik Ajansı, Birleşik Devletler'de satılan tüm kişisel bilgisayarların ve diğer tüm bilgisayarların izlerini muhafaza eder. Ulusal Güvenlik Ajansı'nın "elektromanyetik alan−saha cihazı", monitörden ve güç kaynağından çıkan dalgaları süzerek kişisel bilgisayarların devre tablosundan çıkan radyo frekanslarına ayarlanabilir. Bilgisayar devre tablosundan çıkan radyo frekanslı yayın, bilgisayardaki dijital bilgiyi içerir. Ulusal Güvenlik Ajansı'nın cihazından çıkan kodlanmış radyo frekansındaki dalgalar, bilgisayar devreleriyle, bilgisayara girebilir ve bilgisayardaki verileri değiştirebilir.
Ulusal Güvenlik Ajansı'nın Elektro Manyetik Beyin Uyarılmasını Kullanması
Ulusal Güvenlik Ajansı "İşaret İstihbaratı", "Uzaktan Nöral Denetim ve Elektronik Beyin bağlantısı" için "Elektro Manyetik Beyin Uyarılması"nı kullanmaktadır.
NSA bilgisayarında üretilen beyin planlaması, beyindeki elektriksel faaliyetleri sürekli olarak denetlemektedir.
NSA ulusal güvenlik gayesiyle, binlerce insanın ferdî beyin haritalarını kaydetmekte ve şifrelemektedir.
Elektronik gözetim amacıyla, beynin konuşma merkezindeki elektrik faaliyetleri, kurbanın sözlü düşüncelerine çevrilebilir.
Uzaktan Nöral Denetim, kulağı devre dışı bırakarak ve ses haberleşmesinin doğrudan beyne gitmesini sağlayarak şifrelenmiş işaretleri, beynin işitme korteksine gönderebilir.
Uzaktan Nöral Denetim, kurbanla herhangi bir temas olmaksızın, kurbanın beynindeki görsel korteksteki elektrik faaliyetlerini planlayabilir ve beyindeki tasvirleri (görüntüleri) bir videonun monitöründe gösterebilir.
NSA ajanları kurbanın gözlerinin gördüğü her şeyi görürler.Görsel hafıza da görülebilir. Uzaktan Nöral Denetim gözleri ve optik sinirleri atlayarak (devre dışı bırakarak), doğrudan görsel kortekse görüntü gönderebilir. NSA ajanları, beynin programlama gayesi için, gözetim altındaki kişi REM uykusunda iken, onun beynine gizlice görüntü yerleştirmek için bunu kullanabilir.
NSA Teknikleri ve Kaynaklar
Uzaktan RNM Cihazları NSA'nın RNM donatısı izlenen kişilerin beynindeki potansiyelleri uzaktan okuyabilir ve onların verimlerini (performanslarını) etkilemek için sinir sistemi aracılığıyla mesaj gönderebilir. RNM elektronik olarak bireyleri teşhis edebilir ve onları Birleşik Devletler'deki herhangi bir yerde izleyebilir. Bu donatı, bir şebeke (ağ) üzerindedir ve yurt içi istihbarat operasyonları, yönetim güvenliği ve biyoelektrik mücadele durumunda kullanılır.
Metropol Alanlarında Nokta Görevlileri
Her bölgede on binlerce kişi, NSA personeli tarafından örtülü kontrol için teşhisedilen kişileri (bazen bilmeyerek)
takip ve kontrol etmek için, mahalle−işyeri casusu ve nokta görevlisi (muhbir) olarak çalışmaktadır. Büro dışında çalışan ajanlar, binlerce kişiyi izleyen nokta görevlileriyle (muhbirlerle) sürekli haberleşme içindedirler. Uzak bölgelerdeki ofislerde çalışan NSA ajanları, gözlemlenen kişiyle temas halinde bulunan ve halk içinde tespit edilen herhangi bir kişiyi anında teşhis edebilirler.
Kimyasal Madde ve ilaçlar Verilmesi için NSA Tarafından Evlere Yerleştirilen Plastik Boru Şebekesi
NSA, uyutma gazı ve beyin yıkamaya yardımcı olan ilaçların verilmesi için kişilerin hava kanallarına ve su musluklarına hat döşemek için gerekli aletlere sahiptir. Bu CIA'in farma−psikolojisinin (psikofarmoloji) bir neticesidir.
Insan Beynindeki EEG'leri Okuyabilen Özel EMF Donatısı NSA dijital bilgisayarlar kullanılarak kişileri teşhis ve takip edebilir. NSA İşaret istihbaratından gelen EMF (Elektromanyetik Alan) sinyaliyle yapılan ESB (Beynin Elektriksel Uyarılması) kişileri kontrol etmek için kullanılmaktadır.
Yukarıdaki verilerden açıkça görülebileceği gibi ABD Ulusal Güvenlik Ajansı, insan beynine kadar sızan bir örgüt görünümündedir.
Bunlar; milyonlarca masum insanın zihnini, günlük olarak kullanılan gelişmiş teknolojileri denetlemektedir ve demokratik toplum diye adlandırdığımız şeyin görünen yüzünün arkasındaki otoriter ve mütehakkim anlayışların kaba bir ifadesidir.
Bu dava Amerikan mahkemelerinde görülmektedir.
George Orwell'ın meşhur romanı "1984"te tahayyül ettiği "Büyük Birader", maalesef bugünün dünyasının bir gerçegi olmuştur.
Büyük birader daimi surette yaptıklarımızı ve düşündüklerimizi takip ve tarassut altında bulundurmaktadır.
Telefon Dinleme Teknikleri
Telefonların dinlenmesi ve takibi, Soguk Savaş yıllarından bu yana popülaritesini korumaktadır.
Hele zamanımızda teknik dinleme boyutları elektronik gelişime paralel olarak fevkalade önemli mesafeler kat etmiş, istihbarat servislerine önemli bir katkı ve kolaylık arz eder hale gelmiştir.
Kablolu telefonlarda ve mikrofon yolu ile dinleme istihbaratında şu teknikler kullanılmaktadır;
1− Telefon cihazının ahizesi içine mini mikrofon yerleştirilmesi: Mikrofonlar ya da çok küçük olmaları sebebiyle "böcek" olarak tarif edilen cihazlar dinleme amaçlı olarak hemen her yere gizlice ve kolaylıkla konulabilmektedir. Hatta hareket halinde insanın elbiselerinin herhangi bir kısmına raptedildiğinde yine gerekli dinleme ve algılama görevini ifa eder. Bu tür elektronik istihbarat takibine maruz kalma durumundaki resmî ortamlarda güvenli konuşma hattı veya kozmik oda dediğimiz sistemler devreye sokulur ve haberleşme bu suretle yapılır.
Telefon hatlarına müdahale edilerek özel teller kullanılması:
Bu teknikte en sıhhatli usul, telefon hatlarını taşıyan direklerden birisinin tepesinden veya sokak çevresinde bulunan hat kutusundan bağlantı sağlanmasıdır. Tabii ki bu eylemlerde dikkat çekmemek için istihbarat görevlilerinin telekomünikasyon görevlileri ile uyum ve iletişim içerisinde bulunmaları gerekmektedir.
2.Dinleme işlemi yapılacak hedef yerin tabi olduğu santralden faydalanılması:
Örneğin şehir veya bina santrallerinde eleman bulundurmak veya bulunan elemandan istifade etmek yaygın bir uygulamadır.
Ayrıca herhangi bir hat kullanmadan, hedef binanın yan duvarlarına, tavan veya zeminine raptedilen özel gelişmiş elektronik cihazlarla da içerideki ses ve telefon görüşmelerini kaydetmek ve takip etmek mümkündür.
Denizaşırı ülkelerle yapılan uzak mesafe konuşmalar, su altı telefon kabloları tarafından nakledilmekte olduğundan denizaltı gemileriyle istihbarat faaliyeti de ayrı bir önem kazanmıştır. Bu denizaltı kablolar sisteminin en önemlisi Avrupa'yı Amerika kıtasına bağlayan birkaç bin km'lik Transatlantik Telefon Hattıdır.
Bilhassa önem arz eden askerî ve diplomatik karargahlar;
konsolosluklar, istihbarat birimlerinin faaliyet gösterdiği hizmet binalarında ve buna benzer devletin gizli, stratejik ve önemli işlerinin mütalaa edildiği yapılarda istihbarı dinlemelere karşı güvenli konuşma hatları ve odalar tesis edilmiştir. Buna istihbarat dilinde temiz konuşma hattı denmektedir. Kırmızı hatlı telefonlar, ülkemizde Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Ulaştırma Bakanlığı'nda bulunur. Askerî kanadın ise siviller için ayrılan bu hatların dışında özel şifreli hatları vardır. Ancak ne yazık ki bu tür istihbarî dinleme olayları, sadece devletin görevli ve yetkili birimlerinin belirli mevzuat prosedürü ile icra ettikleri bir faaliyet olmayıp, zaman zaman sıradan fertlerin, şirketlerin, partilerin, rekabet eden çevrelerin ve tabii ki teröristlerin müracaat edip kullandıkları illegal bir bilgi edinme yolu da olabilmektedir.
1972 yılında ABD'de yaşanmıs bir dinleme skandali olan Watergate hadisesi çarpıcıdır.
Dönemin Cumhuriyetçi başkanı Richard Nixon yaklaşan seçimler sebebiyle tekrar seçilebilmek için rakibi Demokrat Parti'nin seçim stratejisini temin etmek amacıyla bu partinin seçim merkezi olan Watergate binasındaki bürolara gizlice mikrofon yerleştirme talimatı vermiş, bu mikrofonları yerleştirip dinleme yapan adamlarının hırsız zannedilerek yakalanması üzerine de fevkalade zor duruma düşmüş ve nihayet ses bantlarını teslim ederek 1974'te istifa etmek zorunda kalmıştır.
Bu konuda şu alıntıyı vermemiz gerekir.
Özel ajan olarak takdir belgesi de bulunan, NSA'nın eski çalışanlarından Wayne Madsen şunları söylemiştir: "Türkiye'de iki yerde telekulağımız var; tüm telefon, faks, cep telefonu ve e−mailleri çözebiliyoruz."
Bilimsel İstihbarat
Bilimsel istihbaratın faaliyet sahası; özellikle ilmi araştırma kurumları, üniversitelerdeki laboratuar çalışmaları ve bilim adamlarının ürettikleri muhtelif formül, icat ve çözümleme gibi olgulardır.
Bu konuda ABD'nin Alaska'da tenha bir bölgede yürüttügü HAARP adı verilen projesi oldukça çarpıcıdır.
Proje amaçları arasında iklimlerin degiştirilmesi, füzelerin istikametlerinin saptırılması gibi hususlar vardır.
ABD Savunma Bakanlığı, dünya liderliğini koruyabilmek amacıyla iklimi de kontrol altında tutmaya çalışmaktadır.
Hava Kuvvetleri'nin hazırlattığı "Bir güç artırıcı olarak iklim" adlı raporda, iklimin nasıl kontrol altına alınacağı.anlatılmaktadır.
Raporda, ABD'nin, Körfez ve Bosna Savaşlarında meteorolojiyi kullanarak üstünlük sağlamaya çalıştığı, ancak birçok hava operasyonunun da meteorolojik şartlar yüzünden yapılamadıgına dikkat çekilmektedir.
Buna göre meteorolojik oluşumlara müdahale ederek,2025'te şunları yapmak mümkün olacak:
Radarlara yakalanmayan pilotsuz casus uçakların atmosfere taşıyacağı maddelerle, kurak bölgelerde bile "yağmur" yağdırılabilecek.
Tohumlama−ısıtma yöntemiyle, havadan ve karadan müdahaleyle belirli bir bölge üzerindeki "sis"yok edilebilecek.
Gelecekte bu işlem mikro viyole dalgaları ve lazer kullanımıyla çok daha kolaylaşacak; tank ve kara kuvvetleri, askerî üs, ekipman ve operasyonların kamufle edilmesi için de ani ve yoğun sis oluşturulacak.
Tropikal bir fırtınanın açıga çıkardığı enerjinin 10 bin megatonluk bir hidrojen bombasına eşit olduğu düşünülürse, "fırtına yaratma" olanağı, askerî güçlerin elinde müthiş bir silaha dönüşecektir.
Bu silah, gelecekte,şimşek oluşturmak ve şimşeği seçilen hedeflere yönlendirmek boyutuna ulaşacak ve "uzayın iklimi"nin kontrol altına alınmasıyla düşman güçlerin haberleşme,radarla ve uzaydan izleme sistemlerini işlemez hale getirecektir.
Siber İstihbarat
Elektronik−otomatik ve dijital sistemler ile ileri teknoloji harikası makinelerin kullanımı ve kontrolü eylemleri,"sibernetik" olarak bilinmektedir.
Siber istihbarat tabiri ise,son 20−25 yılın geliştirdiği bir kavramdır ve sibernetik bilimine konu olan araç ve cihazlarla yapılan istihbaratı ifade eder. Ileri teknoloji ürünü denilince akla yüzyılın harikası bilgisayarlar gelmektedir. Ve tabii ki bu donanımın getirdiği ve yürüttüğü internet ortamı. Yine bu teknolojik ürünlerle paralel yürüyen ve çağı ifade eden bilgi (enformasyon) Savaşları. Belki de bunların ötesinde ağ Savaşları Bilgisayar teknolojisinde "donanım" bilgisayarın mekanik kısmını ifade eder. Bunlar monitör, hard disk, ram, faks modem gibi dokunabildiğimiz parçalardır (hardvvare).
Yazılım ise bilgisayarın fonksiyonlarını ifa edebilmesi için ona verilen tüm bilgi ve komutların listesidir (software).
Bilgisayarın donanım kısmına evvelce gizli bir şekilde raptedilmiş özel bir çip yoluyla veya teknik bir gizli sistem ile
ya da klavye tuşlarına saklanmış bir minik parça ile bilgisayar akışının izlenmesi gerçekleştirilmektedir.
Bu tür sistemlerde, uyuyan küçük çipler uzaktan komut yoluyla arzu edilen zamanda aktif hale getirilebilmektedir.
Ve bu çağın harikası sayılan makine artık her ortama girmiş, resmî ve gayri resmî, askerî−sivil tüm sahalarda kullanıma geçmiştir.
Bilhassa istihbaratta, açık kaynakların geniş ve seri bir şekilde taranması ve birtakım bilgisayar operasyonları ile gizli bilgilere erişim önem kazanmıştır.
Siber istihbarat sahasının en çarpıcı eylem tarzı, "hack"denilen ve bilgisayar sistemini tahrip etmeye yönelik virüsleme ve felce uğratma operasyonlarıdır. Bu saldırılar siber saldırı (syber attack) kavramı içinde mütalaa edilmektedir.
1994 yılının Ekim ayında Pentagon'a bağlı olarak çalışan Savunma Bilimi Kurulu raporu, ABD'nin stratejik amaçlı ve birbiriyle bağlantısız "hacker" saldırıları görüntüsü altında ifa edilen bilinçli bir dış siber saldırıya maruz kalabileceği ve bu saldırıdan ABD'nin haberi bile olmayabileceği konusunu gündeme getirmişti. Bilgi Savaşı mefhumu üzerine çalışmalarını resmî olarak ilk kez 1992 Aralık ayında başlatan ABD Genelkurmayı, 1996 yılında bilgi Savaşlarını şu şekilde resmî tanıma döktü: "Ulusal askerî stratejiler doğrultusunda; kendi bilgi ve bilgi sistemlerimizi koruyup etkin bir şekilde kullanırken, diğer bilgi ve bilgi sistemlerini etkilemek."ABD Hava Kuvvetleri'nin bilgi Savaşları tanımı ise şöyledir: "Dost kuvvetleri benzer eylemlere karşı korurken, düşmanın bilgi ve bilgi sistemlerini iptal etmeye, kullanmaya, çarpıtmaya veya yok etmeye yönelik olarak bilgi ortamında uygulanan her türlü eylem."
Başta ABD olmak üzere birçok ülke devlet sırlarının terör örgütlerinin veya diğer devletlerin ellerine geçmesinden derin kaygılar duymaktadır.
Nitekim son saldırılardan sonra ABD hükümeti kendine ait özel bir internet sitesi kurma planları üzerinde çalışmaktadır. Fiziki olarak internetten ayrı
olarak kurulacak olan yeni network veya intranet, devlete ait bilgileri hacker ve virüslerin tehdidinden uzak tutmayı hedeflemektedir.
Bir Beyaz Saray sözcüsü,"Siber uzayımızı hacker'lar, terörist gruplar ve siber silahlarını bize karşı kullanmak isteyen yabancı devletlerden korumak zorundayız" diyerek yönetimin internet güvenliği konusundaki endişelerini dile getirmektedir.
Fransa'da ise bambaşka bir kaygı gündeme getirilmektedir.
Fransız İstihbarat Servisi ve Savunma Bakanlığı'nın hazırladığı 100 sayfalık "Bilgi Sistemleri Güvenliği:Bağımlılık ve Maruz Kalma" başlıklı rapor
Microsoft hakkında farklı bir bakış açısı getirmektedir. Rapordaki ifadeler aynen şöyledir:
"Fransızlar tüm dünyada ve kendi ülkelerinde kullanılan bu sisteme güvenmiyorlar. Nedeni sistemin içinde bir casusluk programının varlığına ilişkin
şüpheleridir. Sistemin şeffaf olmadığını söylemelerinin altında yatan gerçek de budur. Microsoft'ta birtakım 'arka kapılar' olduğuna dair yaygın söylentileri duymuşlardır ve bağlantılı olarak içini bir türlü tam olarak göremedikleri bu arka kapılar yoluyla gizli bilgilerin Amerikan istihbarat servislerine aktığına inanmaktadırlar."
Değişik kaynaklardan istihbar ettiğimiz bu yazılarımızın devamı gelecektir.
Parmaktan sonra......:)
Bu konuda ayrıca bkz.makale yazılarımız,
29 Agustos 2013 tarihli,
GPS SAVAŞ TEKNOLOJİSİ NEDİR?
Makale yazılarımızda, şu ibarelere yer vermiştik.
"Rusya Dünya'ya hakim olabilecek tek Ülke konumunda,Putin ise gerçek bir Dünya Lideri.
Geçmişler ola tayyibim.
Sende artık sadece hastahane,postahane ve inşaat müteahhitliği yapan,
bir teneke olarak kalacaksın."
ABD'nin önde gelen ekonomi ve haber dergilerinden Forbes'un her yıl yaptığı,
"dünyanın en etkili kişisi" listesinde bu yıl ilk sırada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin yer aldı.
Listenin ilk 10'u şöyle:
1- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin
2- ABD Başkanı Barack Obama
3- Çin Devlet Başkanı Şi Cinping
4- Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus
5- Almanya Başbakanı Angela Merkel
6- Microsoft şirketinin sahibi Bill Gates
7- ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke
8- Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz el-Suud
9- Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi
10- Perakende devi Wal-Mart CEO'su Michael Duke
29 Ekim Türkiye'yi Cumhuriyet'de birleştirdi.
Tayyibin yaptığı iyilikler ve kötülükler teraziye konarsa Kötülükler daha ağır basar
Geçmiş makale yazılarımızı okuyanlar,
"İşte burda, AKP dışında kalan tüm partilerin artık "illede mavilim" iddiasından ve inadından vazgeçerek birlikde seçimlere girmesi en akıllı yol olacaktır." ibaresini aynen göreceklerdir.
İşte 29 Ekim 2013 tarihinde, her kesimden milyonlarca insan birleşerek tarihi bir yürüyüşü gerçekleştirdi.
Bu klip Erdoğan'ı resmen 'ti'ye aldı
YOLUN SONU GÖRÜNÜYOR
Marmaray tüneli zemin kayması yaşandığından açılışı zemine geçici destek verdirip,
29 ekim Cumhuriyet bayramı kutlamasına denk getiren Akp ve tayyip,ve yandaş medyası ,
marmaray'a fazla yer ayırmayan medya'dan yakındı.
Onlara şunu söyleyelim, "marmaray murmaray sizin iktidar işiniz oldu nanay."
Vedat Bağlan karada,havada,suda,sanalda savaşı iyi yapar ve çok iyi bilir.unutma!
Vedat Bağlan zamanında daha ilk MSDOS çıktığında, Hollanda'da Hollandalılara muhasebe programı dersi veriyordu.
O zaman daha Türkiye'dekiler bilgisayar yerine leyla sayarı tanıyorlardı
TRSohbeTLer.com sohbet sunucumuzda yanımızda binlerce admin çalıştı hepsine bişeyler öğrettik.
İblisin yapabileceği her oyun,
Allah'ın müsade ettiği ve ona verdiği ilim kadardır.
Daha ileri düzeydeki her oyunu en iyi Allah bilir İblis bilmez.
Türkiye'den bir örnek veriyorum,
İçki,kumar,faiz ve fuhuşdan aldığı vergileri,
memur,din adamı,emekli,milletvekili,bakan,başbakan,cumhurbaşkanı'na maaş olarak veren ,bir devlet'le,
Allah asla birlikde olmaz...
Bu sayılan haramlar Kur'an'da ap açık bir şekilde anlatılmıştır.
hadislerde'de aynen,
"onun yedigi haram,içtiği haram böylesinin nasıl duası kabul olsun" buyurulmaktadır..
Orta'da tek bir Allah vardır ve O'da hiç bir zaman haram yediren ve yiyenleri sevmez ve onlarla birlikde olmaz..
Bay ve bayanların aynı yurt veya evlerde kalmasına karışan tayyip,
Genelevlerinde bay ve bayanların bizzat kapılarını bekliyor.
Cıx, cıx, cıx... Ne kadar temiz,süzme edepli bir Başbakan.
Akp "Uçkurdan sorumlu Devlet Bakanlığı "kuracak.
Aman şeyinize uçkurunuza mukayyet olun!.
Yaw yurt pansiyon erkek kız öğrenci olayı bahane,
Esas hedef gezi parkı eylemcilerini daha rahat bir şekilde tespit ederek önlem almaktır.
Benim Rakibim Ak partidir diyen Sarıgül,
tayyip için aslında latife olarak şöyle demek istemiş,
"tayyip erdoğan sondan birinci dünya lideridir."
Zinaya izin var Kürtaja yok
1 Haziran 2012
Makalenin tamamını okumak için tıklayınız
Zinaya izin var Kürtaja yok
Şimdi bu yazı başlığını görenler belkide bana,
"Ey Vedat Bağlan,hani sen tayyibin kuyuya attığı her taşın peşinden ve gündemi belirlediği her konu'nun arkasından giderek bunların oyunlarına hilelerine alet ve kurban olmayınız" diyordun.
Eee neden bu başlığı attın diyebilirsiniz..
Elbetde haklı olabilirsiniz ama,şayet bu konu yine bir ,tilkilerin oyunlarını ve hilelerini ortaya çıkarmak ve onları yine deşifre etme konusu ise,
yine ben sahneye çıkar ve hak yol İslam Türküsünü çığırrım :)
. "yok efem ,kürtaj ve sezeryanla doğum yasak olmalı"
E zaten bunlar kendileride zamanında daha ilk okula giderken "ali topu at.. tut, tut, at..uyu, uyu, yat.." diye uyutularak büyüdüler.
Sanırım ordaki temel eğitim alışkanlık yapmış bunlaraki, kendileri'de bu milleti hep uyutmak gayesiyle,
hergün birer uyutma hapı ve gündem maddesi belirliyerek, bu patates çuvallarını,Yerli aynalı sazanları uyutuyorlar.
Al işte sana bir "yumurtamı tavukdan,yoksa tavukmu yumurtadan çıkar" mevsusu.. Günlerce medyada konuş, konuş, bitmez.. E. oh, oh, oh.
Yani İslam'ın ibadetini yap,ziyafetini yap,Çocuğunu yap,Ammmmaaaa Cihadı'nı yapma...İşte tüm uyutulma bunun için.
Halbuki Akp zaten, kendisi zina'yı suçdan çıkarmak suretiyle, bunlara bizzat vesile olmuş, yani kendi çıkardığı kanuna kendisi muhalefet ediyor.
Böylelikle bu Tilki, şikeci ,Akp takımı'nın, yine hilesini ortaya çıkarıp kendilerini deşifre etmiş bulunuyoruz.
Heç bir yere debelenip durmasınlar.
Bunlar, harbiden bu millete çok yabancı ve ters, tezat düşen bir parti ve toplulukdur..
Akp'nin doğumu bile şüpheli ve gayri meşrudur..
Bakın mesela,
Emperyalist egemen güçler karar vermiş,
Abd ve İsrail'le koklaşmış,Türkçüler ve Kürtçülerle gezmiş dolaşmış,muhafazakar ve menfaatçılarla flört etmiş,
en son nihayet F.gülen'le, yatmış, kalkmış ama, hala bu Akp denen parti'nin, kimin çocuğu olduğu, belirsiz..
Zaten İslam dini,bir kadın'ın bir çok erkekle aynı anda evli olmasını gerek nesil açısından gerek nizam açısından,yasaklamışdır.
Yasak olmasaydı,
çok eşli kadınlar,bir kabın içine kendi sütlerini boşaltacak,
sonrada her kadın, kendi sütünü bu kabın içinden, ayırıp alabilmek için uğraşacak ve kendi sütünü bulamayacakdı.
Aynı işte bu, çok eşli Akp 'nin, eşleri'nin sütünü, bu Türkiye süt kabında,arayıp bir türlü bulamaması gibi..
Bir atasözü güzel söylemiş, " iğneyi önce kendine, sonra,çuvaldızı başkasına batır"
Bu konu hakkında bkz makale yazılarımız,
Çok önemli makale yazılarımızdan,
Allah'ımızı Tanıyalım
Mutlaka Oku!
Ortadoğu'da Suriye , İran , Türkiye Domino taşı gibi düşer
1 Ocak 2011
Devletin geliri helâl yoldanmı ? verdiği maaş helâlmı?
1 Ocak 2011
Milli Piyango parası başınıza neler getirir nedir bu işin esası?
16 Ocak 2011
Demokrasi ve İslam
26 Şubat 2011
İyiliği emredip,kötülükden men etmeyenler, helak oldu
6 Mart 2012
Önce Helâl Gıda Sonra Eğitim
7 Mart 2012
Haram Yiyen,yediren, yenmesine vesile olan, dindar başbakan
21 Nisan 2012
Allah Ancak takva sahipleriyle birlikde'dir
5 Haziran 2012
Türkiye haram'da yüzde 500 büyüme yaptı
Yazılarımızdan etkilenen ve artık haram maaş almak istemeyen ,
İŞTE MUHARREM İNCE'NİN MECLİS'TEKİ KONUŞMASI
KIYÂMET ALAMETLERİ VE KABİR SUALLERİ
"Bir örnek vereyim,
Türkiye'de medya adeta Ak parti seçim bürosu gibi 24 saat Ak parti propagandası yapmaktadır.
Gece gündüz sesli ve görüntülü medya'da bir siyasi lider'in devamlı beyin yıkama ve tesirli konuşma metotu ile "amerikadaki demokrasi'yi getirdik" demesini dinleyip,onu hafısazına iyce yerleştirip ,kendi kendine bak başbakan amerika'daki demokrasi'yi getirdi derseniz,
Kabir suallerinde en önemli soruları diliniz otomatikmen şu cevapları vericektir."
Rabbin kim ? sorusuna,
Amerika,
Dinin nedir? sorusuna
demokrasi,
Peygamber'in kim? sorusuna da
başbakan dersiniz.
E tabi mezheb'in nedir? sorusuna da otomatikmen facebook veya twitter diyceksiniz.:)
Bu en son facebook ve twitter kısmı'nı tabiki vazgeçilmez bir alışkanlık olduğu için espiri olarak vurguladım.
Benim bir sözüm vardır,
"Alışmak:İnsanoğlu neye alışırsa ,alıştığı şey'in kulu kölesi olur."
Bu içki olabilir,siğara uyuşturucu olabilir,aşırı zevk düşkünlüğü olabilir ,hergün yapmaz ise rahatsız olacağı şeyler,
İnternet'e giriş ,facebook sayfasına veya twitter'e giriş,devamlı severek dinlediği bir sanatçıyı dinleme olabilir. Devamlı ekranda güzel hitabetiyle insanı adeta büyüleyen, bir başbakan olabilir,:) vesaire vesaire..
KIYÂMET ALAMETLERİ VE KABİR SUALLERİ
Kur'an da Ashabı Kehf,Uyku,Ölüm,Kabir ve Kıyamet ile alakali ayetler ve,
Makalenin tamamını okumak için tıklayınız.
KIYÂMET ALAMETLERİ VE KABİR SUALLERİ
Türkiye'de İndirakon yolsuzlukları operasyonları
Hakan Şükür Ak partiye'de GOL atarak,
Gol Krallığını sürdürdü.
Bu Olayların olacağını biz taaaa ezelden makale yazılarımızda yazdık.
Artık ne nefesimizi, ne de vaktimizi boş şeylere yormuyoruz.
Türkiye "kon" lara alıştı. Şimdi de "İndirakon" yolsuzlukları başladı.
Vay anasını bea tüyü bitmemiş yetimin hakkına konan konana.....
Suriye'de iç savaşı çıkaranlar,
Birbirlerine operasyonlar yaparak,
Şimdi de Kendileri bir iç savaşın içine girdiler.
Makale Yazılarımızda ne demiştik?
Allah'ın "sünnetullahı" yani değişmeyen adeti var.
Kim ne suç işlerse elbetde karşılığını görecektir.
Allahım ne günlere geldik Ya Rabbim.
Polis hırsızı yakalıyor,
Ardından, hırsız polise operasyon yapıyor ve yakalıyor.
Ey tayyip,
Madem Türkiye'de devlet içinde bir çete devlet var ve bundan senin haberin yok?
Ergenekon ve balyoz davalarında bu çeteler nerdeydi ve neden göremedin?
O halde senin adın Dünya litaratürüne şöyle geçecek,
"Gemisinden habersiz bir kaptan"
E millet'de haliyle Allah'a emanet.
Akp çakal mafya çete devletinde,
Dershane kapatılırsa, beddua yapılır.
Yolsuzluk rüşvet ve devlet soyma ifşa edilirse,komplo ve derin devlet denir.
Bunları söyleyenlere çakallar veya sırtlanlar denir.
Bende onlara şunları söylüyorum,
Be hey zalimler,gafiller, zındıklar,dümbükler,
Sizden âlâ çakalmı olur?
Sizler 11 yıldır malı götürürken,
Bu millet aç susuz bir halde,ağır vergilerle,
Kredi ve kredi kartları borçlarıyla debelleşirken,
Sizler sefalar sürüyordunuz.
Yakında tüm yaptıklarınızın tamamı daha geride ve ortaya çıkacak,
Ona göre, bence bir an evvel bu Ülke'den tabanları yağlayın.
Makale yazılarımızda ne demiştik?
"Akp bitecek ve bunlar kaçacak yer arıyacaklar"
İşte Vedat Bağlan farkı bu dur.
Bu Böyle biline..
1 Haziran 2013 tarihli,
"Türkiye emperyalistleri kovmaya hazırlanıyor"
Makale yazılarımızdan,
...."Gezi parkı eylemcilerine yapılan zulüm, bize şunu gösterdi.
Meğer, diktatör akp ve tayyip,
Türkiye'yi değil,
Kendi Hazinelerini ve onları koruyan Emniyet ve Askerleri büyütmüş.
diktatör tayyip,
"Bunları yaptıranlar faiz lobicileridir .bunlar Türkiye ekonomisini sekteye uğratmaya çalışıyorlar"dedi.
Aslında diktatör tayyip,
Türkiye ekonomisinin, 2013 yılında krize gireceğini, zaten daha önceden biliyordu.
Şimdi tek korkusu şu,
şayet, Türkiye bütçesinde asker ve emniyete ayrılan ve verilen maaş parası'da kalmadımı,
Bu sefer, asker ve emniyet, bunları odun'la kovalayacak.
Bu sefer, ABD'ye kaçırdığı altınları geri getirmek zorunda kalacak ki, bu biraz zor görünüyor.
O yüzden çok korkuyor.
Çünkü,
Şu an elinde parası kalmayan, maaşı geçinmeye yetmeyen, milyarlarca borcu olan en az 35 milyon kişi var Türkiye'de.
İşte Onlar, şu an ilk olarak ayaklandı.
Herşey sırayla.
Önce Halk, Sonra Asker ve emniyet ayaklanacak.
Şunları sakın unutmayın.
Türkiye'nin petrolü falan yok. Sadece genç bir nesili var .
Yani, ancak çalıştırıp vergi alabilecekleri birer genç köleleri var.
Şayet, bunlarda çalışmazsa, vergi vermeyi keserse, al sana en büyük kriz.
Ondan sonra artık, tayyip'de, Abd'de, üçün birini alır.
Yani, Türkiye'de ki olayların anahtar noktası vergi'dir..
Vergi bittimi, tayyip'de biter.
Abd, soğuk ve sıcak savaş yaptığı Ülkelere, ilk önce ekonomik ambargo uygular.
Ekonomik ambargo uygulaması, düşman gücünü zayıflatmak için, bir savaş stratejisidir.
O yüzden, tayyibin mitinglerdeki, konuşmalarındaki vurguladığı tek şey,
"Bakın, biz size makarna veriyoz..Şayet bu, vatan, millet, sakarya, diyenlere uyarsanız, gazımı sıkar giderim."
30 Nisan 2012 tarihli makalemiz,
AKP'nin balonları bir bir patlıyor,İhracat rekoru hayali çıktı
27 mart 2012 tarihinde ,
"ABD CİA İsrail Mossad AKP'yi eğitip tüm Seçim ve Ekonomi hileleri'ni Öğretti"
Makale yazımda aynen şunu yazmışım.
"AKP girdiği tüm seçimlerde oylar'ın güya çogunu aldı ama nasıl aldı hangi hilelere başvurdu biraz açıklayım
1.Medya satın alındı.
2.Para dağıtıldı.
3.Makarna dağıtıldı
4.Beyaz eşya dağıtıldı.
5.Sahte adres ve olmayan seçmen üretildi.
Ben bunu bizzat Adana'da kardeşim'in bulunduğu apartman'da oturmadıkları halde tam 34 ayrı kişinin seçmen kartları gelmişdi bunu emniyete bildirdigimiz halde hiç bir sonuç çıkmadı.
6.İtirazla milyonlarca Seçmen kayıtları silindi
Benim bizzat başıma gelen olay ne kadar isbatda etsem seçimlerde oy kullanamadım.
7.Nüfus kayıtlarındaki çogu kayıtlar silinip kişi başı düşen gayri milli safi hasıla daha çokmuş gibi gösterilip Türkiye'nin büyüme gücü yüzde 4 felan dediler.
8.İhracat rekor kırdı dediler.Tüm dünya'yı dolaşıp güya ihracat yapıyoruz dediler ama kime ne gitti bi onlar biliyor bide Allah .
9.Toki sayıştay'a ait olmadığı için kim ne kazandı nereye gitti kimse hesap soramadı burdaki rakamlar 500 milyar dolar'dan daha fazla.
10.Çılgın proje'ler ve büyük rant getiren projeler üretildi.
Daha binlerce oyunlar ve hilelerle AKP şu an tam bir Organize Çete Devletidir.
Ben yazılarımda farkındaysanız tayyibe "Zuladaki" paraları çıkar diyorum zira Allah'ın izni keremiyle paralar nerde ve ne kadar az çok kalben görrüm.
Şu an yaklaşık 9 yıllık AKP döneminde toplam alınan kredi ve kasaya giren vergi gelirlerinden vs. elde edilen para 1 trilyon dolar civarında.
9 yılda devlet'in tüm masraf ve ödediği 6 yıllık sadece dış borç faizi 184 milyar dolar'ıda hesaba katarsak yaklaşık bir 500 milyar dolar gideri olsa geriye şu an en azından 500 milyar dolar kalması lazım nerde bu paralar?"
İşte bugünkü haberler'de, bu hayali ihracat konusu ve devleti yaklaşık 500 milyon dolar zarar ettirdikleri söylenen bir çete göz altına alındı diye başlıklar vardı..
Bu rakamı sadece vergi iadesi olarak hesaplarsak esas ihracat rakamı, takriben 50-60 milyar dolar veya belkide daha fazla tutar.
Tayyip efendi, şahlara kalkıp, hoplayıp zıplayıp, "ihracat'da rekor kırdık" diyordu.
Şimdi bu rakamları geçmiş ihracat rakamlarından silersek,ortaya tamamen iflas etmiş ve cari açığı yaklaşık 60 milyar daha eklersek, yaklaşık 170 milyar dolar bir cari açıkla dünya tarihi'nin en büyük cari açığı olan bir Türkiye tablosu görürüz..Çünkü bu 50-60 milyar dolarlık hayali ihracat,anında büyüme hızındaki artış rakamını etkiler ve düşürür..
Peki bu devlet madem bu kadar güzel yönetiliyordu'da bunlar o zaman neden görülmedi ve ortaya çıkmadı?
Çünkü Türkiye'nin büyüme hızıda aynı şekilde etkilenip birden taaa - 2 lere düşme ihtimali oldugu için ,o günlerde görülmezden gelindi veya dügmeye basılarak bu hayali ihracatlar birileri tarafından bilinçli bir şekilde yapıldı..
Bakın yine size 5 nisan 2012 tarihli ,
Hokkabaz Sinsi,Tilki Akp çabuk büyütür
Başlıklı makale yazımı aynen yazıyorum,
Ali babacan'a, "Siz bu yüzde 8,5 büyümeyi nasıl başardınız?" diye soran yabancılara ben cevap veriyorum,
"Çok basit, nüfüs kayıtlarını düşük göstericen, böylelikle kişi başı düşen gayri milli safi hasıla yüksek gözükür ve büyüme çoğalır.
İşte bunu gerçekden yaptı bu tilki Akp'liler.basın'da medya'da aynen şöyle söylendi.
"nasıl olduda 1 hafta içinde bu kadar büyüdük"
Şikeci ABD ve İsrail,
Dünya futbol maçın'da hakemlik yapan ABD ve İsrail, kim'den taraf olursa, onlar her türlü hile yapabilir.
Örneğin :Türkiye
Evet gerçek şu ki, Ortada iki farklı bir AKP var.
Birincisi, dilinden İslam'ı eğitimi ahlakı dilinden düşürmeyen bir AKP,
Diğeri'de, emperyalist efendileri,ABD,İsrail'in sözünden çıkmayan tam bir yahudi hristiyan dostu,Her türlü ekonomi hilesini bilen ve kesesini dolduran bir AKP..
Şimdi AKP'yi bir meyyit olarak düşünürsek,
İmam'da haydin Meyyit'in namazını kılmaya diye çağırsa ,siz ne niyetine bu meyyitin namazını kılacaksınız?
:))
Türkiye'yi babasının malıymış gibi, istediği gibi kullanan ve hala inatla istifa etmeyen tayyibi en güzel anlatan,
19 Şubat 2012 tarihli makalemiz,
Türkiye, AKP, Refah Partisi, Erbakan, Tayyip, A.GÜL ve F.Gülen Bilmecesi
Dünya'nın İdaresi Bizden Sorulur diyen İsrail ve ABD ,Türkiye'deki İslami Cemaatlar'ın güç dengesine bakınca gördüki ,Milli Görüş Teşkilatları Türkiye ve Tüm Dünya'da Güçlenip İktidar Oluyor.
Bunun Önüne Geçmek İçin, Herzaman CIA vasıtası ile kullandığı bölüp parçalama ve İslami Cemaatları karşı karşıya getirip, güçlü olanın karşısına, diğer zayıf teşkilatları güçlendirip, iktidar yaparak, Müslümanların daima güç kaybetmelerini ve zayıf düşmelerini sağlayıp,Osmanlının meşhur "düşmanları birbirine düşürüp kendisi yol alma " taktiğini kullanarak, kendisi daima güçlü olma yoluna gitmiştir.
Şu an ki F.Gülen,AKP, tayyip ve A.Gülen harekatıda işte, daha evvel ABD tarafından eğitilip Ajan olarak yetiştirilip,Milli Görüş Cemaatini bölme ve parçalama harekatıdır.
Bu Gelişen tüm Olaylarda Benim Kanaatime göre, sadece İmanlı şuurlu basiretli müslümanlar'ın gerçekleri görüp,Aynı "Uhud savaşındaki okçuların yerlerini bırakmama tenbihi gibi,Davalarını,Liderlerini,Yerlerini ve saflarını bırakmadan yoluna devam etmeleri sebebiyle müslümanlar büyük bir imtihandan geçiriliyor olmasıdır..
Şunuda Herkes sakın unutmasın " tayyip gibi Bir Kişi 18 yaşından itibaren Milli Görüş Teşkilatlarında görev yaparak 31 yaşında İl Başkanı Olmuş ve sonradan,"Ben Milli Görüş Gömleğimi Bıraktım" diyorsa..Bu arkadaş, F.Gülen'ide Bırakır.. A.Gülü'de.. Bülbülü de..
Meşhur ata sözü " Can Çıkar Huy Çıkmaz"
bu konu hakkındaki diğer makale yazılarımız,
16 Mayıs 2012 tarihli makalemiz,
AK holding'le 2023 'e doğru
18 Mayıs 2012 tarihli makalemiz,
Usta olup,devlet nasıl soyulur ve satılır öğrettik
31 Ocak 2011 tarihli makalemiz,
Büyük Soyguncular
26 Nisan 2013 tarihli makalemiz,
"Sahte İktidar Sahte Başbakan"
2 Nisan 2012 tarihli makalemiz,
Türkiye'de Neler Büyüdü?
12 Haziran 2012 tarihli makalemiz,
Türkiye ve Dünya Ekonomisi nereye gidiyor?
Bakın bu indirakon yolsuzluğunun olacağını, daha evvelki makale yazımızda nasıl anlatmışız?
"Tayyibin yaptığı iyilikler ve kötülükler teraziye konarsa Kötülükler daha ağır basar"
....."Akp'nin en büyük seçim propagandası ve beyin yıkama sistemi,
"Ya ne yapalım tayyip'den başka kim varki oyumuzu verelim?"
Hey Allah'ın cahili,Ortada idare edilecek devletmi kaldı ki?
Tüm kamu malları satılmış,
sadece eğitim,güvenlik,sağlık ve maliye kurumu gibi bir kaç kurumu idare etmek için,
benim küçük vedat'a oyunu ver o bile yönetir.
..."Akp, herhangi bir ideolojiye sahip olmadığını, daha ilk kurulduklarında belirtti.
Akp herhangi bir tabanı olmayan, kemikleşmiş seçmeni'de olmayan bir parti'dir.
Akp, bir avuç hapishane kaçkını, profesyonel Ülke soyguncularının bir araya geldiği daltonların partisidir.
Akp içerisinde, çorbasında, şunlar vardır.
1.Türkçüler
2.Kürtçüler
3.Yırtık gömlekli Milli Görüşçüler
4.F.Gülen cemaati
5.Muhafazakarlar
6.Menfaatçılar
Bu çorba'daki,
1.Türkçüler,
2.Kürtçüler,
3.Yırtık gömlekli Milli Görüşçüler,
Kendi bulundukları teşkilatlar dan, ya kovulmuş,ya'da orda aradıklarını bulamayan kemik yalayan cinsinden olanlardır.
Bunların sonu ise, aynı bir yerleri soyan hırsızların çaldıkları para ve malları bölüşürken,
birbirlerine girmesi, öldürmesi gibi olacak ve birbirlerini yok edeceklerdir."
tayyip "Bunlar üç koyunu güdemezler"diyordu.
Tilkileri güdenlere ne denir acep?
Vatandaş makarna ve kömürü alırken rüşvet olmuyorda,
Koskoca Bakanların çocuklarının aldığı bir kaç milyon dolarmı rüşvet oluyor?
Hadi diyelim tayyip, bir bakanının yaptığı gizli işleri bilemedi.
Peki ya bu tam tamına 4 bakan olunca nasıl haberi olmaz?
Netice Olarak şunu söylüyorum.
Rüşveti, haramı, aklamak için,
Konuyu ne kadar başka mercilere taşıyarak,
Ne kadar mağdur edebiyatı yaparak,
Ne kadar savunmaya geçerseniz ve ne yaparsanız yapın.
Bu indirakon lekesini, sittin sene yedi sülaleniz bile silemez artık.
İndirakon kanununa göre sultan çalarsa mubah,
Halk çalarsa günahdır.
Daha evvelsi gün bir ton vergi ödedim ödemez olaydım.
tayyibin yeni seçim sloğanı,
"yolsuz luk olmayan tek bir şehir bırakmıyacağız"
tayyibin işleri,
Aksaray valisini, İstanbula emniyet müdürü olarak tayin edersen ne yapar?
"kardeş aksaraya nerden gidilir" diye sorar.
Numan kurtulmuşun seks kaseti, tövbe şey cima kaseti çıkmışmış
Ne yani bir profesörün cima yapması günahmı ki?
Çok ciddi bir şekilde şunları söylüyor ve Akp yi uyarıyorum.
1.Vatandaş, İndirakon yolsuzluk soruşturmasını engellemek üzere yaptığınız tüm emniyet operasyonlarını gördükten sonra,
"hımmm demekki bunlar suçlu ve suçlarını örtbas etmek suretiyle, suçlarını kabul ediyorlar. Demekki ucunun'da direk başbakana ulaşacağından çekiniyorlar."diyor.
2.Akp hükümeti olarak, istifa etmezseniz,yine bu bildiğim bildik. Astığım astık. Kestiğim kestik inadınıza devam ederseniz,
Bu sefer Dünya Tarihinde görülmemiş ikinci büyük.Gezi parkı olaylarına bizzat sebep olacağınızdan hiç kuşkumuz yoktur..
3.İndirakon yolsuzluk rüşvet operasyonundaki tüm gerçekleri ,artık Dünya bizzat gördü ve ezberledi.
Netice olarak ortada işlenmiş bir suç var ve bu kesinleşmiş gözüküyor.
Bu operasyonu dış veya iç istihbaratın ,şunun veya bunun ortaya çıkarması sizi bu konuda asla haklı göstermez.
Ona göre olacaklara hazırlıklı olun.
Zira bu millet, verdiği her kuruş verginin hesabını, Anasının ak sütü gibi haklı olarak sorar.
Cemaatin veya tayyibin emniyet ve yargısı var diyerek korkarak bunları sormamazlıktan da gelmez .
4.Biz ak parti olarak şu kadar üyemiz var. Bu kadar büyük partiyiz zırvalamaları sizin bu ülkeyi soymanız anlamına da gelmez.
27 mart 2012 tarihli makale yazımız
AKP = Aptalları Aldatıp Aşıran Kaçıran Partisi'dir
AKP, ABD CİA ve İsrail Mossad Tarafından Kurulup Binbir Türlü Hilelerle Seçtirip Başa Getirilip,Türkiye Cumhuriyeti'ni Tarihinde Görülmemiş bir şekilde Soyma Partisidir.
Şu an gördüğünüz Tayyibin ameliyatları bile gizli saklandı.ABD gizli istihbaratı tayyibi ameliyat eden dr.lardan aldığı bilgi ile tayyibin kolon kanseri oldugunu ve 2 yıl ömrü var denildigini ögrendi ve şu an yerine geçicek başka bir lider arıyor.
Normal şartlarda bu gibi hastalığı olan kişiler aslında başbakan olarak görevlerine devam edemeyecekleri için partililer tarafından bu gibi bilgiler gizli tutulup ,tayyibi parti başında tutma eylemine gitmişlerdir.
Zira aksi halde tayyip başbakan olarak kalmazsa AKP büyük bir oy ve güven kaybetme ihtimali çok olduğu için,benim daha evvelki şu sözümü yine yazıyorum.
Dünyada 3 tip Lider vardır
1-işgal ettiği koltuğu yükseltmeye çalışan Liderler
2-işgal ettiği koltuk tarafından yükseltilmeye çalışılan Lderler.
3.İşgal ettiği koltuğa yapıştırılan Liderler.
Türkiye Butik devlet değildir diyen tayyip aslında Kendi Partisini anlatıyor
AKP bir butik partsidir vitrinide tayyip'dir.
Bana göre bu kadar hilelerle başa gelen tüm AKP milletvekilleride tayyip'de şu an hiçde hakları olmadıkları bir mevkilerde bulunuyorlar.
Tek kelimeyle büyük bir oyuna geldin Türkiye
Artık Atı alan Üsküdar'ı geçti zira Türkiye'nin şu an borcu var elinde malı yok ve kasa boşaltılmış en azından bir 500 milyar dolar benim hesabıma göre kayıp ve paralar zulada.
AKP için kısaca şunu söyleyebiliriz.
Büyük Soyguncular.
Unutma bu borçlar'ı sen ve ben ödiyecez yani bana ne yaaa diyemezsin
Bu konudaki hadisi şerifler,
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır."
"Sizden biriniz bir kötülüğü görünce ,önce eliyle,sonra diliyle,oda olmazsa kalbinden bugz etsin bu kalbinden bugz etmek imanın en zayıf noktasıdır."
Tüm bu olaylara baktığımızda AKP eyleminin ABD CİA ve İsrail Mossad işbirliğini görünce akıla şu soru geliyor
evet "savaş hileden ibaretdir" hadisi şerifi var. ama bunlar yahudi hristiyanlarla birlik olup plan ve hileler yapıp iktidar olup kime karşı hileyle savaş ediyorlar?
Ayrıca bu hileli savaşdaki amaç nelerdir neyi elde etmek istiyorlar?
Daha evvelki yazılarımda okuduğunuz esas bunların amacı Türkiye'de yaşayan ABD ve İsrail Karşıtı gerek Siyaset'den gerek Asker'den olan şuurlu müslümanları kandırıp uyutup veya yargılayıp etkisiz hale getirip, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) İsrail'in sözde kendisine vaadolunan konya'yıda içine alan büyük topraklara kavuşma hayallerini gerçekleştirmektir.
O halde AKP nedir? sorusuna şu kısa özet çok açıklık getirir.
AKP = Aptalları Aldatıp Aşıran Kaçıran Partisi'dir.
AKP = ABD CİA İsrail Mossad = Oy Verenler Demektir.
O halde AKP madem yahudi ve hristiyanlar'ın kurdurup kendilerini destekleyen bir parti demekse onlara oy vererek destekleyen herkesde, İslam Dinine göre aynı onlardan oldukları kabul edilir..
"Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez." (MAİDE Suresi-51)
Yani AKP = ABD ve İsrail = Oy Verenler demektir
Herşeyi sahte ve hileden ibaret olan böyle bir hükümet'de kısaca sahtekar bir çete devleti'dir.Bunlara karşı mücadele eden herkes hak yolda'dır.
Gazanız Mubarek Olsun. Allah yar ve Yardımcınız Olsun.
AKP indirakon yolsuzluk ve rüşvet olayından sonra ,
Kendilerini kamufle etmek için,yeni bir parti kuracak.
"DOYMAZ" partisi
Türkiye'de son durum.
Hırsızlar soydukları evin sahibini yargılamaya çalışıyorlar.
Türkiye'yi soyanlara tek sözümüz şudur.
"Ne kadar sallarsan salla, dona düşer son damla"
Türkiye'de Akp hükümeti'nin geldiği son durum aynen şöyledir.
"Efem cemaat askerlere kumpas kurarken,
vallahi biz kapıda bekliyorduk, Allah şahit hiçbir suçumuz yoktur."
Ayakkabı kutusu Adaletin temelidir.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu,
Ayakkabı kutusuna koymak,
Akp krallığının Adaletindendir.
Madem Türkiye'de paralel bir devlet ve çete var.
O halde Bunları ayıklamak işi,
Siyasetçilere değil,Askerlere düşer.
Atın hepsini zindanlara, paralel paralel yatsınlar içerde.
Meğer bu milyon dolarları ayakkabı kutusuna,
"haşhaşiler" koymuşmuş..
tüh. tüh. tüh. Nasılda bilemedik tüüüüüh.
Türkiye Yunan ve ermeni tohumları tarafından soyulmuştur.
Halkın artık bu gidişata bir son verme zamanı gelmiş ve geçmiştir.
Haydi Aslanlarım Gazanız Mubarek Olsun.
Ya istiklal ya ölüm...
En Sağlıklı Seçim yöntemi
Türkiye'de yaşayan vatandaşların büyük bir çoğunluğu,
"Ben felan kişinin bu ülkeyi yönetmesini istiyorum ve o kişiyi gerek milletvekili, başbakan veya cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorum" şeklinde, birer imzalı dilekçe verirse,ve bu dilekçelerin gerçekliği bir noter tarafından tasdik edilirse,
O kişi hiç bir seçim ve masraf yapılmadan, Türkiye'nin resmen milletvekili, başbakanı veya cumhurbaşkanı olabilir.
İşte bu yüzden, bundan sonraki çalışmalarımız, bu hazır dilekçelerle vatandaşları gece gündüz gezerek imza toplamaktır.
Ondan sonra görrüm ben O meclisi,yargıyı şuyu, buyu, seçim hilelerini ve ayak oyunlarını...
Çünkü o dilekçelerin birer kopyaları, direk AİHM ve tüm Dünya'daki gerekli makam ve mercilere yollanacağı için,
kimse buna karşı gelemez ve kıvıramaz.
Darbe, darbe, diye milleti soyanlara duyurulur ..
Al sana gerçek bir resmi geçerli allı, pullu, damgalı bir Darbe..
Ey darbe edebiyatçıları,Artık nerenize darbe almak istiyorsanız, bu Darbeyi oranıza koyun....
1 Mayıs 2012 tarihli Makale yazımız,
İnsanlık Sıcaklar'dan Antartika'ya göç edecek
Ocak 2011 facebook duvar yazılarım'da aynen şunları yazmışım,
"Pek yakında,Sizlere ÇOOOOOOK ÖNEMLİ bir rüyamı ve dünyada yakın bir zamanda olacak olayı anlatıcam...(göç var.küresel ısınma var.Antartika var.)"
"Bu rüyamı 3 sene kadar evvel gördüm ve ancak belirli kişiye söyledim...(bu rüyay'ı tüm dünyadaki insanlar toplansa ...zor görür)"
"Yaklaşık 3 yıl önce gördüğüm,çok önemli bir rüya ve zatların bildirimi ile çok kısa zamanda ANTARTİKA'ya gideceğimiz bildirildi.."
"Bunu bizzat yaklaşık 5 yıl önce Rüyamda Rabbimin ve resulü'nün huzurlarında oldugum an söylediler..ve ben bunları duvarımda'da yazdım..Bir çok iyi kişilere'de söyledim..Bende aynı rüyada hızlı bir şekilde antartika'ya gittiğimi gördüm"
"Dünyanın en güneyindeki kıta: Antartika.
Güney yarımkürede 14.4 milyon kilometre kare yüzeye sahip olan Antarktika, büyüklük açısından dünyanın 5. kıtası.Kıtanın %98'i buzla kaplı.Kıtayı kaplayan buz tabakasının kalınlığı 1.6 kilometreyi buluyor.Antarktika, dünyanın en soğuk en kuru ve en rüzgarlı kıtası.Antarktika'daki sıcaklık değerleri en düşük -80 ila -90 derece, en yüksek de +5 ila +15 derece arasında değişiyor."
"Küresel ısınma ,geçen yıl dünyada, +2 derece ısı artımı oluşturdu,şu an yaklaşık 1 ay önce güneşde büyük patlama meydana geldi,buda bu yıl küresel ısınmanın yaklaşık 4 derece daha artacağı demektir.neticede + 6 derece ısınma demek, artık buzlara doğru kaçış demektir.."
Yaklaşık 1 yıl önce bu duvarda ne yazmıştım? 4 yıl önce gördüğüm çooook önemli bir rüya ve,Sıcaklardan artık göney kutubuna yani Antartika'ya gidiceğimizi yazmıştım.Şimdi bazı bankalar, kutuplara tatil organize reklamı yollamaya başladı bile ..:)
Bu duvara ne yazmıştım? "İnsanlar sıcakdan kutuplara antartikaya gidicekler" yazmıştım..profilimden eski duvar yazılarıma bakın..bunu 4 yıl önce çok öenmli bir rüyada görmüştüm
Kıyamet senaryosu,
"Bu duvarda,benim yıllar önce gördüğüm önemli bir rüyadan bahsetmiş ve Antartikaya gidiceğiz demiştim...işte buyrun."
Bilim adamları, dünya toplumlarının sera etkisini bugün durdurmaları halinde dahi, küresel ısınmanın durdurulamayacak bir yöne gittiğini savunuyor Küresel ısınma bu hızıyla devam ederse 2100 yılında, denizler 25 cm yükselecek, sıcaklıklar ise yarım derece artacak. Bilim insanlarının yaptıkları bilgisayar simülasyonlarına göre, deniz seviyesi bugüne kadar yükseldiğinden daha fazla yükselecek, kuraklıklar, fırtınalar ve sıcak hava dalgaları daha sert hale gelecek.
SULAR 2100'DE 25 CM YÜKSELECEK
Sonuçları Science dergisinde yayımlanan, Colorado'daki National Center for Atmospheric Research (NCAR)'da yapılan araştırmalara göre, sera gazlarının atmosfere salınmasını durdurmanın zamanı geçiyor. Bilim insanlarının korkutucu senaryo olarak niteledikleri ise, bu döngünün geri çevrilemez bir hal alması. Tahminlere göre, tüm dünya karbon dioksit emisyonunu (salınımı) kesse dahi, deniz seviyesi yine de 2100 yılında 11 cm yükselmiş olacak. GERİ DÖNDÜRÜLEMEZ HALE GELDİ En kötü senaryoya göre ise, deniz seviyesi 30 cm yükselirken, sıcaklıklar 3.5 derece artacak. İnsanoğlunu bekleyen asıl felaket ise 2400 yılında, deniz seviyelerinin 1 metre artacağı öngörüsü. Araştırmayı kaleme alan bilim insanı Dr. Tom Wigley sonucu şöyle değerlendiriyor: Kısaca, dünya geri dönülmez bir yola girmiş durumda.
DENİZ KENARLARI SULAR ALTINDA KALACAK
Küresel ısınma sonucunda Grönland'daki buz kütlesi tamamen erirse deniz seviyesi 7 metre, Antarktika'nın batısındaki buz kütlesi erirse 5 metre daha artacak. Bu seviyeler, Bangladeş, Florida ve Manhattan'ın büyük bölümünün sular altında kalması için yeterli olacak. Küresel ısınma insanoğlunun fosil bazlı maddeleri yakarak atmosfere karbon dioksit ve benzeri gazlara salmasıyla oluşuyor. Bu gazlar atmosferde bir tabaka oluşturarak Dünya'ya düşen Güneş ışınlarını yeryüzüne hapsediyor. Buna sera etkisi deniyor.
Dünya'da olacak olanlar elbetde Dünya'nın Kaderini belirleyen yüce Allah'ın işidir..
Biz kullar'ın görevi sadece bize düşen görevleri yerine getirmekdir.
Zira biz ancak bizim sorumluluğumuz altında olan şeyler'den hesaba çekiliriz..
Kur'an-ı Kerim,
Sadece onu okuyup, huzura erip, yatıp debelenmek için inmemiştir..
Kur'an-ı Kerim,
İnsan'ın dünya yaşantısı içerisindeki rolünü ve tavrını anlatan,
Dünya düzenini tanzim etmek ve sadece O'na göre kurallar koymak için inmiştir.
Bu konudaki açık ayetler,
«Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirlerin ta kendileridir.»
(Maide: 44)
«Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.»
(Maide: 45)
«Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler fasıkların ta kendileridir.»
(Maide: 47)
Tipik bir milletiz biz,
"Nereliymiş?,Hangi ırkdanmış?,Kimlerdenmiş?,Kimin nesiymiş?,Ne iş yaparmış?,
Tahsili neymiş?,Hangi görüşdenmiş?,evlimiymiş?,bekarmıymış?,nasıl biriymiş?,zenginmiymiş?,
fakirmiymiş?,dürüstmüymüş?,sahtekarmıymış?,sadıkmıymış?,güvenilirmiymiş?,Neler yapmış?,
Bana ne faydası olur? deriz.
Halbuki bir insan karşısındaki kişiyle ne amaçla tanışmak istiyorsa,
sadece o amaç için gerekli bilgileri edinmesi yeterlidir.
Napcan yaw satınmı alıcan :)
Serkan-19 TRSohbeTLer.com Sahibi
Sabah kalktık,
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
Kahvaltı yapdık.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
İşe gitmek üzre yola çıkdık.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
İş yerine geldik.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
Öğle yemeğini yedik.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
Hadi biraz çalışdık.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
Akşam eve gitmek üzre yola çıkdık.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
Eve geldik.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
Yemek yedik.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
Yemek'den sonra,
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
Hadi biraz Tv kanallarını zapladık zupladık.
Bakim bakim feys'de ne var ne yok?
cıx cıx cıx tayyip size böylemi emrediyordu?
İnternet yok facebook yok teknoloji yok..
Bunlar günah şeyler çok aip.
24 saat sadece tayyip izliycen ve dinliycen.
Yatcan kalkcan heryer tayyip olcek.
Sonrada tayyibe,
Allah'ın gölgesi diye tapcan..
İşte sevap olan buuuuu...
Ulen dallamalar Allah'ın gölgesi yetimin malını yermi len?
Serkan-19 TRSohbeTLer.com Sahibi
Borç yiğidin kamçısıdır.
Rüşvet ve Yolsuzluk Yiğidi bozar.
Vedat Bağlan
ESKİDEN :)
Leng O kadaaaa yıllar geçti Sanal'dasın hiç bir Sanal rüzgarına kendini gaptırıveeemeding beaaa hep aynı galıveeding :)
sene ancak gerçekden bidene buluveerriz gari :)
şööle arkadaş listesi az gabarık gabaq gibi bişeyyy olabiliii :)
veya şöyle bir ilandan'da oluverir gaari "Orjinal Profilden direk birinci elden" :D
Unutma bide O'nun akedeşleri olcek onlarada ters düşüvermiycen gari :)
tüm durumlarını neyin beğenivercen gari :)
Ni demişlee Atalarımız " Nikadaaa durum.O kadaaaa Dürüm" :D
eskiden durum neyin beğenmeyenlere kız bilem vermiyolaamış yaa :)
"her yiğit aldığı durum beğenisiyle övünümüş " yaa eskideeen :)
O yüzden en çok beğeni alanlara kız vermek adetmiş :) eskiden :D
eskiden her anını resmedip yayınlamayanlara kız falan vermezlermiş :) tabi çok eskiden :)
yedi sülalesinin resimlerini Profilinde bulundurmayanların yüzüne bilem bakılmazmış :) eskiden :)
aboow bide O resimlere bakarak yorum yapmayanları gale bilem almazlarmış mesela "anası'nın burnu biraz büyük gibi,bacısı biraz şişko deemi?teyzeside fena deilmiş deemi " gibi :) eskiden :)
bide kız tarafına nisbet olsun diye her gün bir düğün resmini paylaşanlar vaamış :) eskiden :)
Ne bilem babam bunlar eskilerin lafları ben anlamam :)
Serkan-19 TRSohbeTLer.com Sahibi
İnternet sitelerindeki sayfalar genelde yukarıdan aşağı yönde açılırlar.
Halbuki,
http://www.vedatbaglan.com
web sitemizde kategori sayfalarımızın açılımı ,
Sağdan sola doğrudur.
İşte Vedat Bağlan proğramlama tekniklerinden önemli bir ayrıntı.
Vedat Bağlan
Hayatım boyunca yapacağım her iş de,
Yıllarca araştırmacı gibi okuduğum Kur'an-ı Kerim de,
"Yüce Allah bu konu hakkında ne emir buyurmuştur?"
Şeklinde kararlar verdim.
Vedat Bağlan
Tayyip ve Sümeyye Erdoğan'ın da ses kayıtları ortaya çıktı
Ne demişler?
"Ahiret'de iman,Dünya'da bodrumda villa."
Esselamu aleykum ve Rahmetullahi ve berekatuhu,bol bol kutuhu,villahu,
arsahu,dolaru,altunu,Askeruhu,Emniyetuhu,Yargıhu,katliyamuhu hu hu hu huuuuu...
Diyerek indirahuuuuuuuu...
İşte o görüşmenin ses kayıtları
Allah'ım Ya Rabbim,
Hayatım boyunca,Beni Ailemi ve Çocuklarımı,
Kendilerine yardım ettiğim,
Makamları mevkileri yüksek ve keseleri dolgun olan,
İtlere ve köpeklere hiç bir zaman muhtaç etmediğin için,
Sana Sonsuz hamdu senalar ederim..
Vedat Bağlan
Döviz ve Faizler yükselirse Ne olur?
Üretim pahalanır.
Esnaf ve Sanayici iflas eder.
Vatandaş'dan Bir adet dekont ücreti olarak 27 TL alan,
25 000 TL olan, Kredi kartının limitini, vatandaşın ödeme sistemini hesaba katmayarak,
habersizce ve aniden ,2500 TL yaparak bu sayede milyonlarca kişinin kredibilitisini sıfıra düşürerek,
Kara listeye geçiren,Yunanlı FİNANS BANK gibi bankalar, artık kimseye kredi veremez ve iflas ederek defolup giderler.
tayyibin ,alıntı yaptığı,
"sahte veliler ve Kur'an da en çok geçen ayetlerden "Akıl erdirmiyor musunuz?."
8 Mayıs 2013 tarihli makalemizden,
Yaşamın Zamanlama ve Sıralaması
Şimdi şu tabloya bir bakın,
AKP GÜLEN cemaati ,Ilımlı İslam tarikatı ve Çarpıklıklar
1.Yüce Allah, "Ey İnananlar! Yahudileri ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez." (maide suresi-51)buyuruyor
Bunlar ise,
"Müttefikimiz ABD ile Irak'da 1,5 milyon, Libyada,Afganistan'da,Suriye'de, şu kadar müslüman öldürdük ama biz bunlarla dost değil sadece müttefikiz" diyorlar.
Allah sizin belanızı versin pezevenkler bundan alâ dostlukmu olur.
2.Diyanet İşleri camiilerinde, yukarıdaki (Maide suresi-51.) ayetin ve bir çok cihad ayetlerinin okunması yasakdır.
Allah'ın kendi mabedinde camiisinde, haşa Allah'a adeta ,
"Ey Allah sen burda öyle kafana göre herşeyi konuşamazsın "dercesine, yüce Allah'a kısıtlama getiriyorsunuz.
Ve Bunu Anayasanın 136.maddesi şöyle belirler diyorsunuz."TC diyanet işleri ancak laikliğin müsade ettiği kadar din anlatabilir"diyerek,
Allah'a kısıtlama getirdiginiz için,bu tip yerleri adeta, Allah'ın lanetlediği birer taş yığını haline getiriyor ve yahudi ve hrıstiyan misyonerliği yapıyorsunuz
. 3.Kur'an-ı Kerim'de açıkca haram olan,
zina,kumar,faiz ve içkiden elde ettiğiniz gelirlerle Utanmadan Maaş alarak birde,"Ayran"dan , Şeyhlik'den felan bahsederek ,
cuma namazlarında felan boy gösterip kendinizi müslüman gibi, gibi, göstermeye çalışıyorsunuz..
Yıkılın ULAN Münafıklar...
Bu sefer baktıki bu işin altından kalkmak mümkün değil.
"Şimdi'de bakın biz siyaset'le uğraşmıyoruz haaaa.
Sadece size destek veriyooozzz arkadan hafifce iteliyoooz ."
Demek suretiyle,
kıvırmaya başladı.
Heç bir yere kıvıramazsın sahte şeyh efendi...
Tüm bu yapılan zalimliklerden kesin ve kesin Mesulsun
Allah'ın İmtihanı bu ya,
Bir tarafda,
Sanatçı Görünümünde,
Vedat Bağlan kulu,
Diğer yandan,
Başında, sarığı, takkesi ve cübbesi olan,
Müslüman gözüken, sahte şeyh kulu
:)"
"Allah-ü Azimüşşan kıyamette gökleri toplar, dürer ve sağ eline alır: "Melik (Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan )benim!
Nerede cebbarlar(Azamet ve kudret sahibi. Dilediğini yapan ve yaptıran. Hükmüne karşı gelinemeyen.),
nerede mütekebbirler?(Büyüklüğünü her şeyde ve her hadisede gösteren)"
Sonra yerleri sol eline alır, dürer ve “Melik benim! Nerede cebbarlar, mütekebbirler" der."(Hadisi-Şerif)
Birazcık olsun jetonlarınız düştümü acep?
Allah (c.c.) da Kur'an'ın yüzlerce ayetinde kendi varlığını ve birliğini anlamaları için akıl sahiplerine şöyle hitab etmektedir:
1- Düşünen bir topluluk için ... (Bakara Suresi: 164.)
2- Aklı selim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır ... (Al-i İmran Suresi: 190)
3- Anlayıp öğrenmek isteyen bir topluluk için ... {Bakara Suresi: 230)
4- Görmüyorlar mı ...(Yasin Suresi: 71)
5- Düşünüp anlasınlar diye ... (Bakara Suresi: 221)
6- Hala düşünmüyor musunuz? .. (Yunus Suresi: 3)
7- Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz ... (A'raf Suresi: 3)
8- Akıl erdirmiyor musunuz?. (Yunus Suresi: 16)
9- Düşünesiniz diye ... (Bakara Suresi: 73)
10- Onlar düşünmezler ... (Ankebut Suresi: 63)
11- Eğer düşünüp anlıyorsanız ... (Al-i İmran Suresi: 118)
Allah Resulü buyurmuştur ki:
"Her kavmin bir çadırı vardır. Müslümanların çadırı ise akıldır."
Müslümanlar
İblis'in ve Şeytanları'nın oynadığı,
Tam tam dansını oturup seyreden,
Birer seyirci olamazlar.
Bakın Şu Dünya'nın haline,
Haberler'e konu olan şeylere bir bakın.
hepsini toplasan bir fındık kabuğunu bile doldurmaz.
Hepsi fasa fiso...
1 haziran 2013 tarihli makalemizden,
"Türkiye emperyalistleri kovmaya hazırlanıyor"
"Dünya'daki Büyük Profesyonel Ülke Soyguncuları'nı,
Emperyalist egemen güçler ve baronları'nı,
Bir Ülke'den kovabilmen için,
Başka bir Ülke'de soyacakları ve yiyecekleri,
Bir kemiği önlerine atarak,
Onların artık O ülkeye gitmesini sağlıyacaksın.
Bunun başka bir çıkış yolu yoktur.
Bunlar bir Ülke'yi, zaten soyup soğana çevirip ne var, ne yok, bitirmişse,
Giderken, O Ülke'yi ateşe verir, öyle giderler.
Ecevit döneminde, halkın bankalara 6 katrilyon borcu vardı.
AKP tayyip döneminde, şu an halkın bankalara olan borcu tam 260 katrilyon."
İşte Türkiye'nin para ekonomi tablosunu sizler için derledik.
Faizi gören bankaya hücum etti.
Parasını çoğunlukla vadeli olarak ve repo olarak bankaya yatıran, "çatır çatır faizimle gül gibi geçinir giderim" diyen bir toplumdan, hangi esnaf veya sanayici olur ve bu şekilde hangi Ülke kalkınır?
Müdahale rezervleri eritti
30 Ocak 2014 Perşembe 17:24
TCMB'nin döviz rezervi doğrudan müdahalenin yapıldığı geçen hafta 4.5 milyar dolar azaldı
Merkez Bankası'nın (TCMB), brüt döviz rezervi döviz piyasasına satış yönünde doğrudan müdahale yapılan 24 Ocak haftasında 4.5 milyar dolar azalarak 102.41 milyar dolara geriledi.
TCMB 23 Ocak'ta iki yıl aradan sonra ilk defa döviz satarak piyasaya doğrudan müdahale etmiş bankacılar TCMB'nin piyasada sattığı döviz tutarının 3 milyar dolar civarında olabileceğini söylemişlerdi.
TCMB verilerine göre, altın rezervleri 24 Ocak itibariyle 19.27 milyar dolar olurken, TCMB'nin toplam rezervi 121.68 milyar dolar olarak gerçekleşti.
TCMB haftalık basın bülteninde 17 Ocak'ta altın rezervlerinin 19.27 milyar dolar, toplam rezervlerin ise 126.15 milyar dolar olduğunu açıklamıştı.
Mevduatlar 16 milyar arttı
30/01/2014
Bankalardaki toplam mevduat 909,1 milyar TL'ye yükseldi
Bankalardaki toplam mevduat 24 Ocak itibarıyla 909 milyar 71 milyon TL oldu.
Bir önceki hafta toplam mevduat 893 milyar 99 milyon TL seviyesinde bulunuyordu.
Merkez Bankası haftalık bülteninde yer alan verilere göre, aynı dönemde TL mevduatları 586,6 milyar TL'den 87,2 milyar TL'ye yükseldi.TL mevduatlarında haftalık bazda yüzde 0,10 oranında artarken, yıl sonuna göre yüzde 0,95 oranında düşüş gerçekleşti.
Yabancı para mevduatları ise geçen haftaya göre yüzde 5,03, yıl sonuna göre yüzde 10,16 oranında artış göstererek 306 milyar TL'den, 322 milyar TL'ye yükseldi.
Tüketici kredileri 17-24 Ocak 2014 tarihleri arasında 510 milyon TL artışla 248 milyar 856 milyon TL düzeyine yükseldi.
Konut kredilerinin 231 milyon TL artışla 110 milyar 853 milyon TL'ye ulaştığı bu dönemde, taşıt kredileri 36 milyon TL azalışla 8 milyar 460 milyon TL oldu.
Faiz artışı kredileri nasıl etkileyecek?
Ekonomide çalkantılı günler yaşıyoruz. Bir türlü durdurulamayan doların yükselişine Merkez Bankası, beklentilerin de üzerinde ciddi bir faiz artışıyla ‘dur’ demeye çalıştı. Merkez Bankası gecelik borç verme faiz oranını %7,75’ten %12’ye, borçlanma faiz oranını ise %3,5’ten %8’e yükseltti. Haftalık repo faiz oranını ise %10’a çıkarttı. Merkez Bankası’nın aldığı bu hızlı faiz artışı kararı, doğal olarak kredi faizlerine de yansıdı.
Konutta 120 ay vadede faiz %1'in üzerine çıktı.
Konut kredilerinde faiz oranları %1’in üzerine çıktı. Konutta geçtiğimiz hafta aynı bankada 120 ay vadede %0,94 olan faiz oranı, %1,07’e kadar yükseldi. Bu da şu anlama geliyor; aynı bankadan iki hafta önce %0,94 faiz oranıyla 120 ay vadeli 100.000 TL kredi kullanan bir kişi aylık 1.400 TL toplamda ise yaklaşık 170.000 TL öderken, bu hafta bu oran 1.483 TL’ye ve toplamda ise 182.000 TL’ye yükseldi.
İhtiyaç kredilerinde fark daha az
Pek çok banka ihtiyaç kredilerinde de faiz artışına gitti. Ancak ihtiyaç kredisinde vade 36 ayla sınırlandığı için bu artış en azından aylık taksitlerde o kadar kuvvetli olmaz. Örneğin aynı bankadan 36 ay vadeli 10.000 TL ihtiyaç kredisi kullanan bir kişinin aylık taksitinde 9 TL’lik toplam geri ödemesinde ise 308 TL’lik bir artış söz konusu.
Taksitsiz cep telefonu satışına hediye kartlı formül
"Tayyibin kutusu varsa bu milletinde hediye kartı olur"
Bana göre hiç mahsuru yoktur.
Zira hadisi şerif "Savaş hileden ibaretdir" buyurmakta olup,
her kim bu Ülke'de "Siyaset yapıyoruz.Devlet yönetiyoruz". diyerek,hile ve hurda ile uyanık tilkilik yaparak,
yedi sülalesini zengin ediyorsa,bunlara karşı her türlü hile yapmak mubahdır.
haberin devamını okumak için tıklayınız.
Taksitsiz cep telefonu satışına hediye kartlı formül
24 Haziran 2012 tarihli makalemizden,
Suriye'de Akp'nin hiçmi suçu yok?
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Şimdi bu yazılarımızı okuyup gerçekleri gören,vicdan ve merhamet sahibi bir insan şunu söylemezmi?
"Yahu bu Akp'nin hiçmi suçu yok? bunlar birer melekmi? yoksa birer kelekmi?"
Bir gün Nasreddin Hoca'nın eşeği çalınmış.
Can sıkıntısı içinde durumu komşularına anlatınca,
her kafadan bir ses çıkmaya başlamış.
Birisi :
-Hocam demiş niye ahırın kapısına iyi bir kilit takmadın sanki?
Bir başkası:
-Evine hırsız giriyor da senin nasıl haberin olmuyor? diye konuşmuş.
Bir diğeri de :
-Hocam demiş, kusura bakma ama eşeğin çalınmasına en büyük sebep yine sensin. Çünkü doğru dürüst bir ahırın bile yok. Nerden baksan dökülüyor.
Hoca kızmış:
-Yahu demiş, iyi güzel de kabahatin hepsi benim mi? Hırsızın hiç mi suçu yok?
10 Ocak 2011 Tarihli Makalemizden,
Dünyada Avantadan Para Kazanan Dev Güçler
"Şu an dünyadaki soğuk veya sıcak savaşın esas sebebi ekonomikdir .Ancak İnsanların çok az bir kısmı kendi dinlerini yaşayıpda kendi dinleri için savaş verirler.
Yani şu an dünyada sadece dünya menfaati savaşı vardır.İşin içinde gerçekden ALLAH ın dini hakim olsun diye bir yaşam tarzı ve o ugurda savaşan pek azdır."
Dünyada avantadan kolay yoldan para kazanan 3 adet dev güç vardır.Bunlar sırasıyla ,Bankalar,Sigorta şirketleri,Kara para aklayan yer altı mafya şirketleridir.
Bu güçler birbirleriyle bağımlı olarak çalışır,çok komplikasyon bir durum gibi gözükür .O yüzden kimse kolay kolay bunların nasıl olarak çalıştığını anlayamaz.
Şimdi bir örnekle anlıyacağınız şekile getirelim,
Bir kara para aklama şirketi parayı nasıl nerde kazandığını ibraz etmeksizin gider bankaya yatırır,banka buna nasıl kazandın nerden buldun demez zira çok işine geldiği için bide bu tip şirketlerin sahiplerine özel yağlama yıkama yalakalık yapar.
Kara para derken bunlar elbetde uyuşturucu,silah kaçakçılığı,naylon fatura vesaire paralarıdır.
Sigorta şirketleri yıllık topladığı ,yok efem şu sigortası yok efem bu sigortası primlerine karşın, toplasan cuzi bir miktar zarar öder.
Bankalar ise malum çooook güvenilir bir kuruluş oldukları için ve sadece ALLAH rızası için halka hizmet için kuruldukları için,
halkın parasını kolayca kasasına indirip ,hertürlü şekilde bu paraları saniyelik dahi olsa degerlendirip kâr yapar ve elbetde faizle para verip yine bu şekilde kolayca para tüccarlığı yaparlar.
Kuranı kerimde ALLAH c.c "ALLAH size ticareti helal faizi ise haram kılmıştır" buyuruyor.
İslam'da gelirlerin hep helâl yoldan ve tertemiz olarak elde edilmesi emredilmiştir.Bu yüzden hertürlü para ihtiyacına karşın,
Yardımlaşma sandıkları (karzı harsen) ve ucuz tüketim içinde kooperatifler önerilmiştir.Ve ben bunları bizzat Hollanda'da kurmuştum zamanında.
Pekiiiiii bu yazımın ortaya çıkaracağı şey nedir sizce?
Ortaya çıkaracağım olay bu dünyadaki esas savaşın sebebidir.Ve bu dünyada yaşayan hala bunlardan habersiz yaşayan sözüm ona saf avam takımı (patates çuvalları) müslümanların bi türlü göremediği ama kuran'da ALLAH ın bize devamlı telkin ettiği "onlar birazcık mal ugruna ALLAH ın ayetlerini sattılar" konusudur.
Şu an dünyadaki soğuk veya sıcak savaşın esas sebebi ekonomikdir .Ancak İnsanların çok az bir kısmı kendi dinlerini yaşayıpda kendi dinleri için savaş verirler.
Yani şu an dünyada sadece dünya menfaati savaşı vardır.İşin içinde gerçekden ALLAH ın dini hakim olsun diye bir yaşam tarzı ve o ugurda savaşan pek azdır.
Evet afganistanda 1989 yılında ağustos ayında cephedeydim.İşte orda sonradan şehit olan filistinli şehit Abdulazzam dediki,
"yaaaa agiiii,yani kardeş seni tanımakla gurur duydum şu an biz burda canımızı ortaya koydugumuz ve sadece ALLAH rızası için ALLAH ın dini hakim olsun diye burda cephedeyiz .O yüzden şu an tüm dünyada ALLAH indinde en yüksek mertebede olanda burda bizleriz."
Kısaca özetlersek ne müslüman gerçekden dinini yaşayıp o ugurda savaş veriyor .nede diğer din mensupları.
Olay sadece para para para mal mülk şöhret ve nefis.
EEE ata sözümüz ne demiş "NE ŞEHİTDİR NE GAZİ B...YOLUNA GİTTİ NİYAZİ"
Bir hadisle konuyu tamamlıyalım,
Peygamber efendimiz S.a.v medine de mekkelilerle savaş anında bir kişi için şöyle der " o kişi cehennemlikdir"
bunun üzerine ashabı kiramdan bir zat gider o kişiye bakarki düşmanı hallaç pamuğuna çevirircesine öldürüyor.Adama sorarlar "çok güzel savaşıyorsun nedir bunun sebebi?" adam şu cevabı verir "şayet bunları öldürmezsem gelip medine'deki hurma bahçelerime sahip olucaklar"
Peygamber efendimiz S.a.v şöyle buyuruyor"Ameller niyete bağlıdır kişi neye niyet etmişse"
Özet olarak şunu söyleyebiliriz.
Bir takım güçler islamı ve kurallarını sırf kendi menfaatları elden gidecek diye istemiyor ve bu sistemi yok etmek için savaş veriyor.
8 Şubat 2012 tarihli makalemizden,
Vedat Bağlan'ı Tanıyan Arkadaş Olan veya Yazılarını Takip Eden Kişi Ne Olur?
1.Bu Dünyanın Allah'dan Sonra Sahibi yani vekili halifesi olarak Bizzat kendisi Olduğunu ve İdareci Olması Gerektiğini Öğrenir.
2.Dünya'yı ve İnsan'ı Daha İyi Tanır.İnsanlarla Nasıl İletişim,İlişki Kurulur Daha iyi Öğrenir.
3.Allah'ın Dostu İle Dost,Düşmanları İlede Düşman Olmasını ve Bunlar Kimlerdir Bunu Öğrenir.
4.İman,İtikat,ihlas,İslam Hukukunu ve Cesaretli Olması Gerektigini Öğrenir.
5.Kainatın Sırlarına Vakıf Olur.
6.Müslüman'ın Bilgili,Çağa Ayak Uyduran ve Uyanık Olmasını Öğrenir.
7.Herşeyi İnce ve Zarif Bir Sanatla Dokuyup Yaratan Allah'ın Büyük Bir Sanatçı Olduğunu Öğrenir.
8.Allah'ın Merhametinin Herzaman GAzabına Galip Geldigini ve Hep merhametli Oldugunu Öğrenir.
9.İman ederek,Salih Amel işleyip,hakkı ve sabrı tavsiye eden,ve Tebliğde "Akıllara göre Hitap Ediniz" Hadisindeki Düsturu Öğrenir.
10.Müslüman Kelimesinin "Eslim Teslim" Yani Allah'a Teslim Olmak, Demek Olduğunu,"Cemaat" Kelimesinin'de Sosyal,Ekonomik,ve Dayanışma Olduğunu Öğrenir.
11."Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır " Hadisi Şerifini İyi Anlar ve Cesaretle Zalimlerle Mücadele etmeyi Öğrenir.
Eskiden İnternet yoktu.
İnsanlar kuşlarla haberleşirdi.
Şimdi yine sorun yok.
Kuşlarla haberleşmeye devam.. :)
2014’de Türk ekonomisi ve iktidarın sıkıntısı
Alıntı
Ümit ÖZDAĞ
22-02-2014
Türkiye’nin, 2014’te ekonomik açıdan son dönemin en zor yılını yaşayacağı anlaşılıyor.
Üstelik 2015 muhtemelen daha da ağır geçecek.
Bugün ekonomide ulaşılan sonuç son on yılda ekonomik başarı olarak gösterilen ve bir kısım ekonomist tarafından propagandası yapılan sıcak para-cari açık-dış borç ekonomisi diye özetlenebilecek sürecin sonucu. 21 Şubat 2014 tarihli Radikal gazetesinde Fatih Özatay’ın, “İşine gelen istatistiğe bakmak, yani bir anlamda gerçeğe gözlerini kapamak, eninde sonunda gözünü kapayanı vuruyor. Uluslararası sermaye eninde sonunda hesabı kesiyor” diyerek varılan noktayı anlatıyor.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde ekonomi bilimsel danışmanı olan Neslihan Vural’ın derlediği rakamlar üzerinden ekonomiye baktığımızda gördüğümüz manzara şöyle: Türkiye’nin Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Güney Afrika ile birlikte finansal sistemi en kırılgan beş ülkeden birincisi ilan edilmesi de bunu göstermektedir.
Türkiye ekonomisinin 2014’te öncelikle küresel etki ile artan kırılganlığı bertaraf edecek sermaye birikiminin olmaması ülkemizi çok zor durumda bırakacaktır.
Bunun nedeni son 10 yıldır gelişimin; dışarıdan gelen sıcak paraya, özelleştirmeye ve yabancı yatırımlara bağlanmış olmasıdır.
ABD ekonomisinin toparlanması ile doların kendi ülkesine dönmesi Türkiye’nin yaslandığı duvarın yıkılmasına sebep olmuştur.
Nitekim Ocak-Kasım 2012 döneminde 38.132 milyar dolar tutarında sıcak para girişi gerçekleşmişken, 2013’te 21,090 milyar dolar tutarına düşmüştür. 2012 yılında cari açık 43,6 milyar dolar iken, 2013’te 65.4 milyar dolara yükselmiştir.
Bu durumda açık olarak ortaya çıkmaktadır ki Türkiye’de sıcak para çıkışı başlamasına karşın cari açıkta muazzam bir artış yaşanmıştır.
Cari açığın finansmanına baktığımız zaman bankaların 2013’te 28,6 milyar dolara ulaşan yurt dışı borçları en önemli paya sahiptir.
Bu rakam geçen yıl aynı döneme göre 14 milyar dolar artarak iki katına çıkmıştır. Bu rakamlardan hareket ile 2014’te de aylık 5 milyar dolar cari açık verileceği öngörülebilir. Öte yandan 2003’ten buyana 129 milyar dolardan 372 milyar dolara (GSYH’nın % 40’ı) çıkarak dış borçlanmaya dayalı gerçekleştirilen büyüme süreci 2014’e ağır bir miras bırakmıştır. 2014 senesi içinde Türkiye’nin ödeyeceği kısa vadeli dış borç miktarı, 143 milyar doları özel sektöre ait olmak üzere 170 milyar dolardır.
Diğer bir ifade ile Türkiye her ay 14.2 milyar dolar borç ödemek zorundadır.
Türkiye bu borcu ödeyebilmek için yüksek miktarda borçlanacaktır. 2014’te borçlanmanın bankalar yerine devlet tarafından dış piyasalardan daha yüksek maliyet ile alınacağı görülmektedir.
İşsizlik de yükseliş eğilimindedir. Firmaların bir çoğu şu anda işçi çıkarımına başlamış ve durağan konuma geçmiş ve yatırımlarını durdurmuştur.
Ekim 2012 yılında işsizlik oranı Türkiye’de 9,1 iken 2013 aynı dönemde 9,7’e yükselmiştir.
Ekim 2013’te kentteki işsizlik oranı ise 11,5’tir. Bu rakamlar 2014’te ekonomideki küçülmeye paralel olarak yükselecektir.
Çünkü Türkiye’de ekonomik sancılara eklenen siyasi sorunlar ortaya atılan iddialar ile belirsizlikler artmış, hem hane halkı hem yatırımcılar çekingen davranmaya başlamıştır. Bu da yatırımları ve harcamaları etkileyecektir. Ayrıca taksit sayısının sınırlandırılması, mecburen yapılan faiz artırımı da yine borçlu Türkiye’nin borç maliyetlerini artıracaktır.
Gelişmekte olan ülkelerin ihracat artışı yaşayacağı gerçeği ise Türkiye açısından dış ticaret açığı anlamında bir azalmaya sebep olmayacaktır.
Bunun nedeni ülkemizin montaj sanayii ekonomisine sahip olmasıdır. Türkiye dışarıdan aldığı ham madde ve yarı mamülleri montajlayarak ya da işleyerek ihraç etmektedir. Nitekim dış ticaret rakamlarımıza baktığımızda ihracatın ithalatı karşılama oranı % 60’lar seviyesinden yukarıya çıkamamaktadır. (2012 yılında % 64, 2013 yılında % 60) 2013 yılı ihracatı bir önceki yıla göre % 0,4 düşerek 151 milyar dolar buna karşın ithalat ise % 6,4 artarak 251 milyar dolara ulaşmıştır. Dolayısıyla bu yapısıyla Türkiye gelişmekte olan ülkelerin ihracatının artma beklentisine ayak uyduramayacaktır.
Sonuç olarak 2014’te ekonomik büyüme devlet harcamaları ve inşaat sektörü merkezli büyüme ile % 3’ler seviyesinde kalacaktır.
İşsizlik çift haneli rakamlara ulaşacaktır. Enflasyon % 8’ler seviyesinde olacaktır. Sonuç olarak bir futbol antrenörü 17. sırada aldığı futbol takımını yine 17. sırada başka bir çalıştırıcıya devreder ise başarılı sayılmaz.
Üstelik bu arada takımın transferler için harcadığı para artmış, attığı gol azalmış ise takımın ortalama başarısı daha da düşmüş demektir.
AKP 2002’de dünyanın 17. büyük ekonomisi olarak Türk ekonomisini devraldı. 2014’te ise hâlâ 17. büyük ekonomi. Aldığımız borç (yediğimiz gol) ise yukarıda yazılı.
Dünyayı sallayacak ses kaydı internete düştü
"30 milyon euroyu şuraya verdik babacığım,oğlum elinizdeki paraları dağıtın sıfırlayın arama yapıyorlar"
tayyip erdogan ve bilal erdogan 24 Subat 2014, yolsuzluğun ses kaydı parayı paylaştırıyorlar
Yaw bu tayyip erdoğan ve oğlu bilal erdoğan arasında geçen telefon konuşmalarını ,
Ne ustalıkla montaj etmişler.
Tayyip erdoğan aynı tayyip erdoğan gibi konuşuyor..
ha ha ha ha ha ha ha ha ha ha....
Bunlar 1 milyar doları "nerelere kaçırıp paylaştıralım" diye uğraşırken,
Bu millet, bin çeşit vergi ve zorlaştırılan kredi ve kredi kartı ödemeleriyle cebelleşiyor.
Ardından da tayyibin büyük millet meclisinde, bir kaç ayet ve hadisle işi temizlemeye çalışması,
gerçekden de takdire şayandır.
Türkiye gemisi mafya çete ve uyanık tilki hırsızlara emanet.
Haydi hayırlı yolculuklar.
Unutma evlat!
Güneş bile doğar yükselir ve batar.
17 Aralık Yolsuzluk Operasyonu komedisi
Hakim, Savcı, Polis, hırsız ve çetelere operasyon yapar.
Hakim, Savcı ve polislerin yeri değiştirilir.
HSYK yetkileri, yeni bir kanunla, direk adalet bakanlığına verilir.
24 Şubat 2014 tarihinde,
tayyip erdoğan ve bilal erdoğan arasında geçen, "evdeki 1 milyar doları sıfırla" talimatlı, gizli ses konuşması internete düşer.
Bu ses kayıtlarını inceleyebilecek, TÜBİTAK teknik kurumunda çalışan 5 kişi görevden uzaklaştırılır.
Bu komedi bize temelin askerdeyken,komutanın ,
-Temel şimdi düşman karşına gelse ne yaparsın?
Temel de,
-silahımı çeker vurrum oni komitanım.
Komutan temelin elindeki silahı alır ve şimdi yine düşman gelse ne yaparsın?
Temel de,
-Kasaturamı çeker saldırrım komutanım.
Komutan temelin elindeki kasaturayı alır ve şimdi yine düşman gelse ne yaparsın?
Bu sefer temel ,
-Komitanım haçan sen benden yanamisun? yoksa düşmandan yanamisun? demesine benzedi.
Yani bu işleri biraz özetlersek olay aynen şöyle,
Bu akp ve tayyip ile cemaat veya herkimseler arasında bir köşe kapmaca,satranç oyunu ve kovalamaca olduğu artık kesin.
Çünkü bunlar daha evvel birlikteydiler ve birbirlerinin sırlarını gayet net bir şekilde biliyorlardı.
Dağ başındaki bir köylü vatandaş dahi bu olayları gayet net bir şekilde görebiliyor ve,
"Bunlar kendi suçlarını örtbas etmek için hertürlü hile ve kanunları çıkarıyorlar" diyorsa,
Artık şehirdeki okumuş insanların neler düşünebileceğine siz karar verin.
Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal’le bir görüşmesi daha internete düştü.
Yeni ses kaydı: “Merak etme kucağımıza düşecekler“
Görüşmede iş adamlarının Tayyip Erdoğan’a rüşvet ödediği iddiası yer aldı.
Recep Tayyip Erdoğan'la oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ve Başbakan'ın evinden taşındığı iddia edilen paralarla ilgili yeni ses kaydı yayınlandı.
Ses kaydında iddiaya göre Tayyip Erdoğan'ın damadı B.A.'nın yardımcısı M.Y. ile ünlü bir iş adamının yardımcısı H.A Başbakan'ın evinde olduğu iddia edilen paraları taşımaya çalışıyor.
"NE SÖZ VERDİYSE ONU VERECEK"
Bu akşam yayımlanan ses kaydında bu defa Tayyip Erdoğan ve Bilal Erdoğan olduğu iddia edilen iki kişi yine kayıtta S. A. olduğu iddia edilen iş adamından alınacak para üzerine konuşuyor. Bilal Erdoğan olduğu iddia edilen kişi "S. A.'nın ancak 10 milyon doları verebileceğini söylerken, Tayyip Erdoğan olduğu iddia edilen kişi ise "ne söz verdiyse onu getirecek. Başkaları getiriyor da o niye getirmiyor" diyor ve ekliyor "Kucağımıza düşecekler merak etme." Yayımlanan kayıtta yine görüntü yerine tapeler kullanılıyor, kaydın sonunda ise konuşmada adı geçen iş adamı S.A.'nın Tayyip Erdoğan'ın oğlu Burak Erdoğan'a bir villa "hediye" ettiği iddia ediliyor.
İşte tayyip - bilal erdoğan'ın şok ses kayıtları
Yok efem, "paralel devlet montaj kaset yapmış mış da" filan falan.
Boşverin bu kasetleri,
Vedat Bağlan bu malzemeleri, taaa ezelden bilerek bakın tüm gerçekleri yazmış.
1 Haziran 2013 tarihli makalemizden,
"Türkiye emperyalistleri kovmaya hazırlanıyor"
Tüm Dünya bir kez daha şunu gördü ki,
Türkiye'de yaşayan bu Millet,
Dilediğini Hop eder.
Dilediğini'de Top eder.
Türkiye'de,Kölelerin ayaklanmasına karşı,
"Bunlar şucu, bucu" diyerek Milleti kutuplaştırıp bölmeye çalışan,
Irak'da,Libya'da,Suriye'de,Afganistan'da,milyonların ölmesine vesile olan,
emperyalistlerin köle kahyalarına,tek laf olarak şunu söyleyeceksin.
"Hadittir Kalk Lan ordan, defol dümbük.!!! iki çivi çakmayla adammı oldun?"
Eğer, her yol, köprü ev yapan ihale komisyoncusu,müteahhit başbakan cennete gitseydi,
Susuz motor yapan Hitler'de aynen cennetlik olurdu.
31 Ocak 2011 tarihli makalemizden,
Büyük Soyguncular
Aslında şöyle söylemesi lazım , değerli vatandaşlarım ,ben daha evvel normal bir parti il başkanıydım,sonra sağolsun Vedat bağlan gibi, Milli görüşçü arkadaşlarımın sayesinde ,İstanbul belediye başkanlığını kazandım.Sonra Değerli hocam Prof.Necmettin Erbakan 'ın talimatlarıyla ,güzel bir belediye çalışması sergiledim.Bu arada uluslararası ilişkilerimden dolayı ABD ve dünyanın çeşitli ülkelerini belediye başkanı olarak ziyaret ettim.Ve ABD ile yakın ilişkiye girdim.Eh gözüm daha çok açıldı,ayrıca İĞDAŞ doğal gaz döşeme işlerini , ihalelerini ve burdaki rantı çok güzel müşahade ettim.Kısaca büyük kamu işlerinde,para nerde ve nasıl kazanılır ögrendim .Eh artık bu işimi büyütüp bide tam Türkiye'ye el atim dedim.Ama rahat olabilmem için bu partiden kesin ayrılıp başka bir parti kurmam lazım dedim.İşte netice olarak görüyorsunuz şu an 8 yıldır büyük bir çoğunlukla iktidarım. Ve 10 bana 1 sana hesabı yapacaklarımı yaptım.E buda benim hakkım ama deemi...
demesi lazım..
TEK KELİME İLE BÜYÜK BİR OYUNA GELDİN TÜRKİYE ...
AMA YAPACAK BİR ŞEY YOK ..PERDE KAPANDI ÇÜNKÜ..ATI ALAN, ÇOKDAAAN ÜSKÜDARI GEÇDİ..
Diyelimki bir hırsızla beraber bir seçime gidiyorsunuz.
Peki Hırsız ne yapar?
Seçim sandığını çalar .
İşte bu iş bu kadar basit.
Tabiki Anlayana ...
3.Dünya savaşı çıkma ihtimali olduğundan,
İkinci bir talimata kadar,
Kredi ve kredi kartı ödemeleriniz 1 yıl ötelenmiştir.
Acilen paralarınızı altına çevirip,Küplere doldurun.
Ak parti'nin seçimleri kaybetmesi olasılığından mütevellit,
Seçimler iptal.
Haydi hayırlı yolculuklar.
28 Mayıs 2012 tarihli bu makalemizi Mutlaka okuyun!
Türkiye'de Seçmenin eli ayağı nasıl bağlandı?
Ayrıca bkz,
5 Şubat 2011 tarihli,
Seçim kazanma taktikleri
2 Haziran 2012 tarihli,
Materyalist Siyaset iflas etti
17 Mart 2012 tarihli makalemiz
Gaza Gelen Toplum
Ayrıca bkz.
15 Haziran 2012 tarihli,
Sosyal medya Sosyal İnsan doğurdu
hakkımızda
hakkımızda
Kökümü Kömecimi çok merak edenlere
1.Babamın babası Diyarbakırlı Hasan paşanın oğlu Zaza Mustafa Paşa nın Oğlu Halil İbrahim (zaza)
2.Annemin Babası Muşlu hasan (Kürt)
3.Babamın Annesi Maraşlı Zekiye (Çerkez)
4.Annemin Annesi Antepli Firdevs(Yörük)
5.ben Adanada Doğdum
Bu ülkeyide yönetecek en uygun ırk karışımına sahibim yani:)))
Vedat Bağlan Kimdir?
Vedat Bağlan aslen Adanalı olup ,Çocukluk yıllarında müzikle uğraşmaya başlamıştır.
Müslüm Gürses,Neşet Ertaş,Halit arapoğlu ,Hakkı Bulut ve bir çok sanatçıy'la genç yaşında birlikde olmuş, arabesk fantazi serbest çalışma müzik türünde besteler yapmış ve yorumlamıştır.
Uzun yıllar avrupada yaşamış, ilk olarak londrada okuyan sanatçı daha sonra, Hollanda da yaşamış ve son olarak "Sevgililer Treni" Albümü,"Nerdesin","Yalancısın Sen",Şarkılarını bestelemiş,"hele hele Anteplim","Delalım" gibi Türkü ve şarkılar'da büyük katkısı olmuş,12 yıldır İstanbul'da,Müslüm Gürses "Uyanma Zamanı" Albümünde süper vizör olarak,vokallerini yapmış ve binlerce müzik albumün'de gerek müzik yönetmenliği gerek beste gerek vokal ve super vizör olarak yer almıştır.
Bir adet Sinema Filmi de yöneten ve Rol alan Sanatçının (Git gidebilirsen .Murat Soydan Baki tamer pembe Mutlu)En büyük özelliği yaptığı yorumlar değişik sanatçılar tarafından benimsenip o sanatçıların zirveye çıkmasını sağlamıştır.
Kısaca beste yorum ve müzik ustasıdır.
Bir çok sanatçıya'da şan dersi vermiştir.
Şu an Mersin Kızkalesinde yerleşen sanatçı ,her türlü Konser Festival düğün müzik etkinliklerine katılmakdadır.
Menejerlik tel 0539-6719270
http://www.vedatbaglan.com
Vedat Bağlan makale yazılarını,
Dünya siyasi liderleri,medya,yazarlar,sanatçılar,eğitimciler vs.okuduğunu ve alıntılar yapıldığını daha evvel yazmış ve belirtmişdik.
Ayrıca,
Bir İnsan, ömür boyu alnı secde'den kalkmasa,hergün oruçlu olsa,her yıl hacca gitse,tüm varlığını zekat olarak dağıtsa, ama
Vedat Bağlan blog makale yazılarını okumasa,
Saman gibi yaşar ve saman gibi ölür.
Vedat Bağlan blog makale yazılarını okuyan kişiler, en az 10 Üniversite bitirmiş ve master yapmış, En büyük Profesör ünvanını almış sayılır.
Türkiye sadece ve sadece Tayyip ve ekibine karşı galip gelebilecek yürekli bir Lider arıyor...O kişi aslında var..O Kişi...
9 lisan bilen,Hollanda'da yıllarca Milli görüş kuruculuğu,Camiiler,Gençlik Teşkilatları,İslam Okulu,Spor teşkilatları,kuran,
hac ve 1989'da, yeni doğan çocuğunu bırakıp,Şehit olmak için Afganistan'da çarpışan ve gazi olan,
Ticaretle uğraşıp insan yetiştiren,Hollanda'da,ilk sebze halinde komisyonculuk yapan,Bilgisayar,Cep telefonu ve Elektronik toptancılığı, seyahat acentası ve charter uçakcılığı yapmış,
Binlerce Video çekimleri ve vaaz kasetleri çoğaltmış,Türkiye'de her seçimlerde gelerek,bizzat arabasında yatmak suretiyle,Tayyip'le birlikde ,
Tüm İstanbul'u dolaşmak suretiyle,Tayyip erdoğan'ın İstanbul belediye seçimlerinde, kazanmasında çok büyük emeği olan,
Kazandığında'da ,Refah Partisi Topkapı Merkezinde, ilk olarak kutlayan,
Hacı, Gazi, Mücahid, Vedat Bağlan'dır.
Rabbimin Çileli bir kuluyum
Doğduğum gün dayım ve yengem tüm evdekiler doğumuma geldikleri an,
Evleri yıkılıyor.bu sayede hayat'da kalıyorlar.
Küçükken Adana'da içinde su olmayan kanal'da gezerken,birden sular gelip ben kırkı saymaya başlarken,bir yaşlı adam gelip beni sudan çıkarıp kıyıya koyup arkasını dönüp gidiyor. (Hızır .a.s)
5 yaşımda içi karpuz dolu bir kamyon ayaklarımın üstünden geçiyor sağ ayağım kopuyor ve ameliyatla düzeliyor ve 3.5 cm uzuyor.
17 yaşımda , iyilerden olan ve Rüyasında Yasini Şerif'i ezberletilen Rahmetlik Annem, dua ederek bana kabeyi canlı olarak duvara getiriyor ve daha sonra bazı şeyleri görüyorum.
Ayrıca Rahmetlik Annem'in bana "seni öyle kişilerle birlikde gösterdilerki ben ,ben yokmuyum onların arasında diye sordum ve bana "sende varsın sende onların arasındasın" dediler "buyurduktan sonra,
Öyle bir rüyalar gördümki,Arif olan anlar.
(hakkın ve habibinin yanlarında durmak ve bazı önemli şeylerin bildirilmesi nasip oldu hamdolsun)
İnsanların sıcaklardan Antartika'ya, yani kutuplara göç edeceğini yıllar önce söylediğim gibi.
Bakınız Önceden yazdığımız Makale yazılarımız,
"İnsanlık Sıcaklar'dan Antartika'ya göç edecek"
20 yaşında hacca daha sonra Afganistan'a gidiyor,(Vasiyetime'de "Seni hiç sevmedim Dünya" diye yazıyor,)
orda gazi oluyor,Orda bir çok Mucizeler görüyorum.(örneğin Adana'ya veya herhangi bir yere gidince orda mutlaka Rahmet yağmur yağar.)
Hollanda'da ilk Milli Görüş teşkilatlarını açıyor, daha sonraları İslam federasyonu ,İslam parlamentosunu ve İlk olarak İslam Okulu Al-Gazali'yi açıyoruz.(şimdi İslam Üniversitesi var)
Ayrıca,
Hollanda'da ilk,Helal Et Kasabı ve Mezbahanede bizzat 4 yıl kesimcilik yaptığım,
sebze halinde ilk komisyoncu olarak ,sebze meyve ve gıda ithalat ,ihracat,
Elektronik bilgisayar,Telefon, cep telefonu,toptancılığı,
Seyahat acentası,Uçakcılık,Tercümanlık,Gazetecilik,
Radyo ve TV Yayıncılığı,Video çekimleri,Sinema filmi çekimleri
ve Camiilerdeki İlk kantin Müsadesini alıp, bununda vergiden muaf olmasını,
bakanlıklarla görüşüp,yaptığımız zamanlarda,
Bu gördüğünüz tüm İslami cemaatlar (gülen cemaati ve diyanet cemaati dahil) bize gelip,
"Bize Ticareti öğretirmisiniz?" derlerdi.
Daha nice hayırlı işler yapmayı ve gerçekleri Rabbim hamdolsun bizlere gösterdi.
Her şeyi sadece zamanı gelince ve bize "hadi söyle veya göster" denince ,
sadece ve sadece Rabbim müsade ederse söyleriz.
O yüzden bazıları biraz sabreylesin...Onları'da zamanı gelince söyliyeceğiz.
Allah kuluna,
"Ey kulum sen bu Dünya'da ,sadece kamera arkasında ol.Kimse seni görmesin duymasın"
Demiyor.
O yüzden Kendini ve yaptıklarını açıklayacak ve bu şekilde İnsanlar'a kendini tanıtacaksın.
Örneğin ,
"Vedat Bağlan şöyle biridir,şunları yapmıştır" diye anlatıcaksın :)
Ordan birileri bizim için,
"Kendi Liderliğine oynuyor" diyooor.
Çok zekisiniz canım :)
O halde hadi bakim.
Allah'ın Askeriysen sıraya geç.
Yok. İblis'in Askeriysen karşıma geç.
Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın
Yürü arslanım! Fetih hazırlığı başlasın!
Yürü hala ne diye kendinle savaştasın?
Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın
Kullar veremezki son kararı
Ey benim güzeller güzeli Rabbim,
Küçük yaşda yetim eyledin
Sabır eyledim İsyan etmedim.
Ağır çileler dertler verdin
Sabır eyledim İsyan etmedim.
Güzel bir kalp verdin ,
Cesaretle sevgimi gösterdim
Sağlam akıl fikir verdin
Hakkı dogru anlattım
Ne Dünya'yı sevdim ne malı
İnsanlar bundan ders çıkarmalı
Kullar veremezki son kararı
Sen bilirsin yürekdeki bu halı
Ergenekon ve Balyoz davaları montajdır.
Biz bu yargılamaların birer kumpas ve adaletsizlik olduğunu makale yazılarımızda dile getirdik.
Tahliye olan sayın İlker Başbuğ paşaya ve tahliye olacak tüm askerlere geçmiş olsun diyorum.
Bayanlar bir çiçektir.
Çok koklarsan kokuları gider.
Hiç koklamazsan içleri gider.
Kadınlar gününüz kutlu olsun.
Beyaz Saray’dan Erdoğan’a 'Mesaj alındı' açıklaması
Beyaz Saray yönetimi, Başkan Obama’nın geçen ay Başbakan Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde, Erdoğan’ın Fethullah Gülen’e dair şikâyetleri için “Mesaj alınmıştır” dediği iddiasını yalanladı.
Başbakan Erdoğan’ın önceki akşam bir TV kanalında dile getirdiği iddia için “Sayın Gülen ile ilgili Başkan Obama’ya atfedilen cevap doğru değildir” denildi.
Tüm vefalı dostlarıma gelsin.
Vedat Bağlan - YALANCISIN SEN
Tayyibin cemaata şiiri
Beraber yürüttük bu yollarda.
Payınıza düştü dershaneler hapishaneler .
Bize kaldı projeler ihaleler.
Adımız oldu haramzadeler.
450 milyar dolar borçlandık
2 milyar dolar imf 'ye ödedik.
Lafa değil komisyonu veren,
kucağımıza düşenlere bakarız biz.
AK parti (a.q partisi)
6 Ocak 2012 Tarihli makalemiz,
Tayyibim Ben
Milli Görüşçüyken Çıktım Yola,Bir Solcu Oldum,Bir Sağcı,Verdim Mola.
Demokratda Olduğum Söylenir,Askeri Dikta'da.
Hatta Bazen Irkçılara bile pabuç bırakmam koyulurum Yola.
Aslında Mühim Olan Kardeşlik ve Ailem Kazansın gerisi hayır Ola.
Tayyibim ben Herkese Selamlar Ola.
Beraber oturduk biz bu sofraya
Sana makarna düştü,bize kaymaklı tel kadayıf
Beraber çalıştık biz bu çamurlu yollarda
Sana borç kaldı,bize gemiler hazineler....
Eskiden mücahit idim şimdi oldum mütahit
Dünyada malı sevdim yoksula vermedim geçit
Yahudi ve hristiyan dostlarım kıldılar beni İmam
Bulmuşum bu kadar enayiyi bu yola devam
Son Dakika Yeni Tapeler yağıyor
9 Mart 2014
TÜRKİYE’nin gündemini sarsan dinlemelere yenileri eklendi.
Sosyal medyaya düşen yeni ses kayıtlarında, MİT’in geçmişte yapılmış bir telefon konuşmasının kayıtlarına ulaşabildiği şüphesine yer verildi. Bu da ancak MİT’in Türkiye genelinde kesintisiz dinleme yapması anlamına geliyor. AK Partili bir yöneticinin Başbakanlık bürokratı ile yaptığı bir başka görüşmenin ses kaydında ise Sayıştay raporlarının Meclis’e gönderilmesi halinde hükümetin yaşayabileceği sıkıntılara yer veriliyor.
MİT TÜRKİYE GENELİ DİNLEME Mİ YAPIYOR Dinleme kayıtlarının birinde Digitürk’ün satışına ilişkin iki işadamı arasındaki pazarlığa yer veriliyor. İşadamı A.T. ile F.S. arasındaki görüşmede, ihaleye girilmesi halinde bunun bazı gazetelerde haberinin yapılacağına ilişkin tehdide yer veriliyor.
Hemen ardından yayınlanan ses kaydında ise işadamı A.T. bu kez işadamı E.T. ile görüşüyor. Bu görüşme, MİT’in geçmişe dönük Türkiye genelinde bütün görüşmeleri kayıt altına aldığı şüphesini doğuruyor. 5 dakika 54 saniyelik kayıtta, F.S.’nin A.T.’nin Telekom ihalesine girmemeleri yönündeki geçmiş tarihli telefon görüşme kayıtlarının MİT’ten istenildiği iddia ediliyor. Söz konusu ses kaydında E.T., “MİT’ten şey geldi mi” sorusunu A.T.’ye yöneltiyor.
SAYIŞTAY RAPORU MECLİSE GELMESİN Bir başka ses kaydında ise AK Partili bir yönetici ile Başbakanlık bürokratı arasındaki diyaloga yer veriliyor. İki isim konuşmalarında Sayıştay raporlarından şikayet ediyorlar. Kamunun harcamalarını kontrol eden kurum olan Sayıştay’ın hazırladığı raporların Meclis’e gelmesi durumunda “AKP’nin duman olacağını” söylüyorlar.
Sayıştay’daki Ak Parti’ye yakın isimlerin AKP’yi zor durumda bırakan uygulamalara bürokratik taassup nedeniyle direnmemesinden yakınan AK Partili yöneticinin, “Hepsi bizim adamımız hepsi” sözleri dikkat çekiyor. AK Partili yönetici, konuşmanın sonraki bölümlerinde de Başbakanlık bürokratından Sayıştay Başkanı’na Başbakan’ın randevu vermemesini istiyor.
BAKANA EKSİK RÜŞVET Mİ GİTTİ Youtube’a düşen bir başka ses kaydında ise rüşvet soruşturması nedeniyle tutuklandıktan sonra itiraz üzerine serbest bırakılan İranlı işadamı Reza Zarrab ile çalışanı Abdullah Happani arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmasına yer veriliyor. Bu kayıtta bir bakanın kendisine gönderilen rüşvetin 10 milyon Euro eksik olduğunu söylediği öne sürülüyor. Konuşmanın devamında Zarrab’ın adamının bir banka genel müdürüne de 2 milyon Euro verdiği belirtiliyor.
BAŞBAKAN’LA OĞLU BİLAL ERDOĞAN’IN YENİ KAYDI Bir başka ses kaydında Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen konuşmaya yer veriliyor. Bu konuşmada da gelişmelerin gazetelerde nasıl yansıtılması gerektiği üzerinde duruluyor.
AKŞAM SAATLERİNDE BİR KAYIT DAHA Son olarak akşam saatlerinde internete düşen son ses kaydı ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan olduğu iddia edilen kişiler arasında geçiyor.
Konuşmada Bilal Erdoğan olduğu iddia edilen kişinin bir medya grubunun satın alınmasıyla ilgili yaptığı görüşmeleri Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu iddia edilen kişiye anlattığı duyuluyor.
BAŞBAKAN’LA OĞLU BİLAL ERDOĞAN’IN YENİ SES KAYDI 9 Mart 2014
O Gemiciğin nasıl alındığı ortaya çıktı!
17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’nun ardından internete sızdırılan ses kayıtlarına bir yenisi daha eklendi.
Haramzadeler hesabından yeni yayınlanan ses kaydında bu sefer Tayyip Erdoğan’ın diğer oğlu Burak Erdoğan var. Kayıtta özetle; Burak Erdoğan 6. gemisini 15 milyon dolara alırken 1 kuruş ödemediği, Paranın tamamı Albaraka Türk tarafından ödendiği ve bu para ise 10 yıllığına sadece yüzde 0.49 krediyle verildiği iddia ediliyor.
İşte o telefon görüşmesi
Bardağı taşıran son damla ve ,
Masum suçsuz günahsız bir şehit,
BERKİN ELVAN.
Daha evvel ,küçük yavrusunu toprağa vermiş bir baba olarak,
Berkin Elvan'a Allah'tan Rahmet,
Geride Kalanlara sabırlar dilerken,
Bu satırları yazarken,İçimden gelen Öfkeli bir ses bana ,
parmaklarımın artık,bir klavye tuşuna değilde ,başka bir yerlere basılması gerektiğini,
Ya da, Bu Ülke'de bu kadar haksızlıklardan sonra,
YA İHTİLAL! YA ÖLÜM! olsun diyor.
Allahını seven aşağıdaki haberi okumadan önce,
30 Nisan 2012 tarihli,bu makalemizi okusun.
AKP'nin balonları bir bir patlıyor,İhracat rekoru hayali çıktı
4 Bakan Hakkındaki Fezlekeler İnternete Sızdı!
İşte CHP'nin Meclis'i acil toplantıya çağırdığı o fezleke
CHP, 132 milletvekilinin imzasıyla 4 eski bakan hakkındaki fezlekelerin okunması ve genel görüşme açılması için TBMM'nin 18 Mart Salı günü saat 15.00'te toplanmasını öngören dilekçeyi Meclis Başkanlığına verdi.
CHP, 132 milletvekilinin imzasıyla 4 eski bakan hakkındaki fezlekelerin okunması ve genel görüşme açılması için TBMM'nin 18 Mart Salı günü saat 15.00'te toplanmasını öngören dilekçeyi Meclis Başkanlığına verdi.
İçtüzüğe göre TBMM Başkanı, CHP'nin çağrı istemini en geç 7 gün içinde yerine getirecek. Olağanüstü toplantının başlayabilmesi için birleşimin başında yapılan açılış yoklamasında en az 184 milletvekilinin Genel Kurul'da hazır olması gerekiyor, aksi takdirde çağrı düşüyor.
FEZLEKEDEKİ İDDİALAR: BAĞIŞ, ÇAĞLAYAN VE GÜLER KAÇ TL RÜŞVET ALMAKLA SUÇLANIYOR?
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında 4 eski bakan, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar, Muammer Güler ve Egemen Bağış hakkında hazırlanan fezlekede ciddi suçlamalar yer alıyor. Çağlayan, Güler ve Bağış’ın dosyası tek fezlekede, Bayraktar’ın dosyası ise ayrı bir fezlekede düzenlendi.
Fezlekelerde, eski bakanlarla ilgili şu isnatlarda bulunuldu:
Eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan: 28 kez toplam 52 milyon dolar rüşvet almak. Suç işlemek için örgüt kurmak, sahte belgelerle ihracat, Kaçakçılık Yasası’na muhalefet. Rıza Sarraf ile telefon konuşmasında “Cari açık düşüyor, 3 aylığına altın ihracatına yönelelim” dediği, Gana’dan 1 Ocak 2013 tarihinde uçakla “minarel sample (doğal taş)” bildirimi yapılarak Türkiye’ye 1.5 ton altın sokulmak istendiği, bunun 1280 kilogramının tespit edildiği, 250 kilogramının ne olduğunun bilinmediği, sahte belgelerle 5 bin tonluk gemiyle 150 bin tonluk ihracat yapılmasına onay verdiği ileri sürülüyor. Fezlekede, şüpheliler arasında geçen konuşmalarda 150 bin tonluk ihracatla ilgili, “Bu işi doğru dürüst yapın, bu kadar olur mu? 5 bin tonluk gemiyle 150 bin ton ihracat nasıl yapılır” ifadelerinin kullanıldığı kaydediliyor.
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler: 10 kez toplam 10 milyon dolarlık rüşvet almak, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, nüfuz suiistimali, suçluları kayırmak.
Eski AB Bakanı Egemen Bağış: 3 kez 1.5 milyon dolarlık rüşvet almak.
Erdoğan Bayraktar hakkında hazırlanan fezleke ise Ali Ağaoğlu hakkında yapılan bir iddia ile soruşturmanın başlatıldığı iddia ediliyor. Maslak'ta devletten ucuza aldığı Maslak 1453 projesinde proje alanının dışına taşarak orman işgaline başladığı, bu ortaya çıkınca da zarar görmemek için Sadık Soylu ve Abdullah Oğuz Bayraktar aracılığı ile olayı kapatmaya çalıştığı iddia edildi.
Ya Allah Bismillah
Gözün aydın Dünya.
Efsane Hasko yeniden Dünya sahalarına iniyor.
Tüm vefalı dostlarımın ,hasit dostlarımın bilgisine...:)
Hırsızların haccı kabul olmaz.
Kendisine bazı keramet gösterdiğim birisi,
bkz.1 Mayıs 2012 tarihli makalemiz,
Rabbimin bana ihsan ettiği yağmur mucizesi
Hacca niyet eder ama o sene ayağı kırılır gidemez.
Bu arkadaşın fazla okuma yazması olmadığı için,
Kendi amel defterine bir bakar ki, bir defa hacca gidip bunları temizlemesi şartdır.
Neticede hacca gider gelir.Ama bir bakar ki ,
Geçen sene amel defterine bakarken fazla okuma yazması olmadığı için,
2 sayfanın birbirine yapışık olduğunu fark edememiş ve hırsızlık ve kötü amellerini 1 sayfa atlamış olduğunu görür ve yine hacca gider.
İşte bu yüzden Osmanlı padişahı taa zamanında şunları söylemiş.
Eşşek Alim olmaz su taşımakla tekkeye.
İnsan adam olmaz gitmek ile mekkeye.
Netice olarak hırsız heryerde herzaman hırsızdır.
Can çıkar huy çıkmaz.
bkz.1 Mayıs 2012 tarihli makalemiz,
Rabbimin bana ihsan ettiği yağmur mucizesi
Beni yakınen tanıyan bir çok arkadaşım iyi bilir ve hatta yağmur yağdıgı zaman İstanbul veya Başka yerde ,
"yoksa sen burayamı geldin" derler
Bu olaya inanmak istemeyen bir arkadaşımla zamanında yolculuk yaptık ve durum aynen şöyle cereyan etti,
Biz arkadaşla yaklaşık bir ay evvel bir şehire birlikde araba ile seyahat yapacagımız konusunda anlaştık.
Ben bu arkadaş'a aynen şunu söyledim,
"Bak biz felan şehire girecegiz tam o şehrin sınırına girdigimiz an yağmur yağacak"
Arkadaş güldü..:)
Derken o gün geldi çattı ve biz yola çıkdık,Aynen dedigim gibi felan şehre girdigimiz ve şehir sınır tabelasını gördügümüzde yağmur yağdı.
Biz aslında esas varacagımız şehire daha varmadığımız için yola devam ediyorduk.
Yolumuzu şaşırdık derken uzakda bir bulut gördüm ve dedimki, "sanırımki bizim gideceğimiz yer o bulutun bulundugu yerdir.".
Derken arabamızı o bulut'un bulundugu yere dogru sürdük...
Biz o bulut'a yaklaşınca esas gidecegimiz yer gözükdü ve bulutlar o şehrin üzerindeydi..
Şehre girer girmez gökler gürüldedi ve gök yüzünden adeta yağmur boşaldı.
Arkadaşımız o an aynen şu harekatı yaptı..
Elimi öptü ve şunları söyledi,
"Sana inanmayan kafirdir"
Bu arkadaşımız sonra namaza başladı ve şu an sanırım ümre ile birlikde 2 kez'de hac vazifesini yaptı.
Bu yağmur olayı rabbimin bana bir mesajıdır bu mesaj aynen şudur,
"Seni rahmetle karşılıyoruz"
Telif hakkında benim kısaca felsefem şu dur.
Müzik evrenseldir.
Türkiyedekiler söz ve müzik telif hakkını vermiyorlarsa,
Sende veren ülkelere gideceksin bu iş bu kadar basit.
Ha telif hakkı toplanıyorda biz alamıyorsak?
Onunda kolayı var.
Elimize sazlarımızın saplarını alarak toplantıya geleceğiz.:D
Arkadaşlar,
Mesam toplantılarında devamlı dile getirdiğim şu 4 madde işi özetliyor.
1.Eser sahibi müzisyenlerin soğukda bir araya gelebileceği bir lokal yok.
2.Fakir yoksul Eser sahibi müzisyenleri en azından geçicide olsa konaklayabilecek bir misafirhane yok.
3.Sahipsiz eserlerin artık eşit miktarda tüm eser sahiplerine dağıtımı olması şart ki milletin cebine 3 kuruş para girsin.
4.Avrupa telif haklarını vermiyor diyorlar bu ne zamana kadar sürecek?
Geçenlerde eski bir tanıdık simalardan müzisyen arkadaşla konuşuyoruz.
Arkadaş isviçre'de yaşıyor.
Tek bir şarkısını orada telif hakkı toplayan bir kurumuna tescil ettirmiş.
Aradan 1 ay zaman sonra bir telefon gelmiş .
"Şu telif hakkı olan 20 000 Euronuzu nereye yatıralım?"
E şimdi Türkiye'de böyle bir şeyi hayal etmek bile mümkün değil.
O yüzden bütün bestelerimi direk avrupadaki telif hakkı toplayan bir kuruma kayıt ettirecem.
Sonra gelip Türkiye'de ki eser sahiplerine de o yolu göstericem..
İşte çalışma buuuuu...
Gerisi boş laf...
E tabi bi bakmışsın ki,
bu yazıyı okuyan, sözüm ona şu bir kaç damızlık müziği sanki sadece kendileri icat etmiş olan,
meşhur eser sahipleri de, benden önce dooğru avrupa yolunu tutarlar ve orda da böyle telif hakkı makkı kurumları açmaya çalışır ve yönetime girerlermiş..dermişim...:)
Bunların alayı anasından insan değil tilki doğmuş tilkiiiiiiiii
Allahıma hamdolsun ki,
Şu üç günlük ömrümün her safhasında,
Gerek Müzik gerek Ticaret,ve Sosyal hayatımda ,
Hep Mazlum ve garibanlara destek vererek yanlarında oldum.
Zalim ve kapitalizm dostu hırsızlara ne destek verdim, ne de yanlarında oldum.
Şayet bazı kişiler,
Arkamda tapu gibi hırsız hükümet var.
Yandaş medya'da da hergün eserlerimi kullanır,
Sonrada gül gibi geçinir giderim diyorlarsa.....
O zaman ........
Gerisini sevgili meslektaşlarıma canlarıma bırakıyorum..
Anlayan anladı..
Bizim kimsenin helal kazancında gözümüz yok.
Sadece alın teri göz nuru hakkımızı istiyor ve,
Bunları kolay kolay kimseye yedirtmeyeceğimizi açıkca ifade ediyoruz.
Çözüm elbetdeki adil ve eşit paylaşımdır.
Kulislerle Mesamı'da kutulara koymak isteyenlere duyurulur.
Mesam'ı hırsızlara yedirtmeyeceğiz artık..
Değerli eser üretici arkadaşlar,
Kıymetli hassas duygulu insanlar ,
Bakınız,
Mesam havuzunda bulunan "isimsiz sahipsiz" eserlerin ,
Üyelere eşit miktarda dağıtımı yapılmasını ilk defa toplantılarda dile getiren biriyim.
Hatta geçenlerde Mesam görevlisi bir arkadaşa bunu sordugumda, Mesam bu eserleri web sitesinde yayınlar ve insanlar burdan kendine ait olup olmadığını kontrol eder diye söylendi.
Ama benim esas söyledigim şey,yıllardır bu havuzda sahipsiz olarak gözüken eserlerin telifleri hakkında idi.
Yani o para orda duruyor ve hala sahibini bekliyor.
Aynı gümrüklerdeki yıllardır bekleyen sahipsiz araçlara benziyor yani.
Madem bu parayı millete dağıtmıyorsun, e o halde bari en azından üyelerin faydalanacağı birer aktivite olarak kullan.
Yani nedir bunlar?
Üye para yardım fonu
Eser sahiplerine ait bir lokal
Geçici konaklama yeri vs.vs.
Bu paralarla üyelerin faydalanabileceği binlerce fikir üretilebilir.
Yani para orda kuzu kuzu yatacak.
Eser sahipleride açlıktan ölecek
Bu mu adalet yani?
Lütfen artık şu rezil halimizi Dünya'ya göstermeden,
bu işleri bir an evvel toparlayıp üyelerin yararlanabileceği bir şeyler yapalım.
18 Mart Çanakkale zaferimiz kutlu olsun.
Vatan uğruna can veren tüm şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.
Rabbim bizleri kıyamet günü onların şefaatlarına mazhar eylesin.
Bu tarih'de doğan ve onu beşikte bırakarak şehit olmak için Afganistana gittiğim,
babası gibi cesur , dürüst, güvenilir ve cömert oğlum,
Muhammed Emin'inde doğum günü kutlu olsun.
UNUTMAYIN !!!
BUGÜN ÇANAKKALE ZAFERİNİN 99. YIL DÖNÜMÜ
Çanakkale Boğaz Komutanlığı tarafından yayınlanan resmi bilgi ve belgelere göre düzenlenen tabloda ise cephede şehit olanların sayısının 589'unun subay olmak üzere 57 bin. Çanakkale Savaşı'na Anadolu topraklarının yanı sıra Osmanlı Devleti'nin terk ettiği topraklardan da katılım oldu. Suriye ve Filistin'den 787, Lübnan ve Irak'tan 117, Kosova'dan 65, Yunanistan'dan 45, Makedonya'dan 31, Arnavutluk'tan 27, Bulgaristan'dan 21 kişinin şehit olduğu kayıtlarda geçiyor.
İŞTE O KAYITLARA GÖRE ÇANAKKALE'DE İLLERE GÖRE ŞEHİT SAYISI
Adana (1144), Adıyaman (11), Afyon (95), Aksaray (285), Amasya (32), Ankara (1772), Antalya (183), Artvin (10), Aydın (1746), Balıkesir (2779), Bartın (254), Bayburt (21), Bilecik (854), Bingöl (8), Bitlis (59), Bolu (1405), Burdur (606), Bursa (3737), Çankırı (972), Çanakkale (1788), Çorum (1333), Denizli (2195), Diyarbakir (949), Edirne (858), Elazığ (759), Erzurum (109), Eskişehir (843), Gaziantep (502), Giresun (114), Gümüşhane (39), Hatay (283), İçel (1218), Isparta (55), İstanbul (1648), İzmir (1720), Kahramanmaraş (213), Kars (1), Kastamonu (2425), Kayseri (771), Kırıkkale (232), Kırklareli (366), Kırşehir (448), Kocaeli (583), Konya (2683), Kütahya (1487), Malatya (141), Manisa (2174), Mardin (797), Muğla (671), Muş (907), Nevşehir (525), Niğde (509), Ordu (56), Rize (71), Sakarya (526), Samsun (44), Siirt (940),Sivas (25),Ş.Urfa(1401) Tokat (47), Trabzon (155), Tunceli (230), Urfa (383), Uşak (818), Van (336), Yozgat (661), Zonguldak (753).
Ey mazlum garip gönüllü sanatçı meslektaşlarım.
Şu an içinde bulunduğumuz devir,
Sanatçıların aşağılanıp,hor görüldüğü ve bir kenara atılıp yüzüne bile bakılmadığı bir dönemden geçiyoruz.
Gökden Dünya'daki sanatçılara hazine yağsa, Türkiyedeki bu acımasız vergi ve idarecilerin sayesinde sanatçıya tozu bile gelmez.
O yüzden MESAM üyeleri arkadaşların sadece şunu bilmelerinde fayda vardır.
Eser sahiplerine düşen telif hakkının yaklaşık % 70 inden fazlası MESAM'a + vergi + stopaj ve diğer kesintilere gidiyor.
Kültür bakanlığı ilk önce bu kesintilerde indirim yapması lazım ki, Eser sahipleri para kazanabilsin.
Aynı zamanda MESAM'ın gideri gelirinden çok deniyor.
Yeterince telif toplanamıyor deniyor.
Devlet bu konuda kanun çıkarması lazım deniyor.
Yukarıda yazdığım şekilde, Bu ülke'de sanatçıyı tanıyan ve saygı duyan bir Devlet varmı ki bunları yapsın?
Aynı zamanda devlet sanki sanatçıyı çok destekliyormuş gibi birde meslek birliklerine karışıyor.
Görünen köye kılavuz istemez.
Ben bu Ülke'ye 1995 yılında Yurt dışından döviz getirerek, Unkapanında Bağlan Müzik Şirketini kurdum.
O zamanlar inanın para kazanabiliyorduk.
Yaklaşık 10 yıldır bir uğursuz kurutucu rüzgar gelip hepimizi bir yerlere savurup çoğumuzu yek ekmeye muhtaç etti
Hala bunları destekleyenlere çok açıkca şunu söylüyorum...
Allah gerçekleri göremeyen gözlerinizi açsın.
Artık bu zulüm bitsin ve tekrar o eski güzel sıcak günlerimize dönelim..
Ahhh ahhh şarkısınıda yaptım..
Eski Günler Nerde Ben nerdeyim..
Kutsal hırsızlar çeteleri'nin fanatikleri
Dünya'da, göz göre, göre, hırsızlık yapan bir siyasetçi ve hükümeti destekleyen bir toplum ve Ülke neresidir?
Türkiye.
Dünya'da, en çok vergi ve faiz ödeyen,borçlu,hacizli bir toplum ve Ülke neresidir?
Türkiye.
24 saat yandaş medya'da beyin yıkayarak milleti maymuna çeviren bir ak parti hükümetinin tek yaptığı şey,
Her şey yalan.... Her yer yalan....
Müslüman Müslüman'ı dinlerse haram !!! Müslüman Müslüman'dan çalarsa Helâl !!!
E tabi bu kadar beyin yıkama ve hipnotize'den sonra bu kadar Kutsal hırsızlar çeteleri'nin fanatikleri oluşması normaldir.
Makale yazılarımda belirttiğimiz gibi ,bunların hali aynı şöyledir,
Hitabet İslami,ziyafet kapitalizmi.
Velhasılkelam tam bir emperyalist çeşnisi.
Hayat, tilkilerin koyunları kandırıp yedikleri süre içerisinde geçen zamana denir.
Suriye'ye adam yollayıp,4 füze attırıp en azından 50 000 kişinin ölümüne sebep olacak,
Bir siyasi parti veya hükümete oy verecek kişinin hali aynen şöyledir,
Bile Bile İntihar.
Türkiye'nin artık benim gibi güler yüzlü dürüst ve açık sözlü ,ara sıra ekranlardan millete hayırlı günler dileyecek bir Başbakana ihtiyacı var.
Bu milleti 24 saat ekranlardan ve yandaş medya'dan siyasetle hop oturup hop kaldıran, Yalancı, hokkabaz ve tilki siyasetçilere ihtiyacı yok.
Ona göre bu bilinçle oy verin.
Hırsızlarla seçime giderseniz seçim sandığını çalarlar demiştim.
2014 yerel seçimleri,paralel devlet dedikleri ve bazı menfaatçı kesimin,
Chp'yi oyuna getirme işinden ibaretdir.
MESAM genel kurul toplantısına katılmak üzere,
Kızkalesinden Adana'ya gittim. Gök gürledi Yağmur yağdı.
Adana'dan İstanbul'a gittim. Gök gürledi Yağmur yağdı.
İstanbul'da benimle yüz yüze görüşmek ,
Arif Sağ,Orhan Gencebay,Ferdi Tayfur ve bazı kişilere nasip oldu.
İstanbul'da soğuk algınlığından grip oldum.
İstanbul'dan Adana'ya geldim. Gök gürledi Yağmur yağdı.
Rabbimin bana ihsan ettiği yağmur mucizesi
Makale yazılarımda bu konuyu anlatmıştım.
Velhasılkelam Rahmetle gidip, Rahmetle geldik hamdolsun.
Seçim ekonomisinde alacaklarını ötelemeyen ve tam vaktinde isteyen,
Maliye,Banka ve SGK gibi kurumlardır.
Yakında yine bir cumhurbaşkanlığı seçimi var.
Millet haydaaaa seçim moduna girer ama,
Yukardaki kurumlar hep,Paralarını vaktinde alma ve isteme modundadırlar.
Bu nasıl bir anlayış yahu?
Bu Milleti yöneten veya yönettiğini zanneden dümbükler,
Sadece kendi iktidarlarının ve kazanmalarının hayalinde ve peşindeler.
Millet bunların asla umurlarında bile olmazlar.
Yakında büyük bir ekonomik kriz var.
Hadi bakalım şu Akp'ye oy verenler,
Oy verdiğiniz parti sizin borçlarınızı ödesinde görelim bakalım.
Ne demişler "son gülen iyi gülermiş."
Yakında kim gülecek ,kim ağlayacak hep birlikde göreceğiz.
Akp İktidarı'nın elindeki yandaş medya ,tüm hile hurda baskı balata ve arkasındaki,
Koalisyon Ülkeleri olan,ABD,İsrail,Saudi arabistan,Katar gücüne rağmen,
Türkiye'deki 2014 yerel seçimlerinde aldığı veya çaldığı % 44 oy aslında ne demektir?
Türkiye'deki % 56 'lık bir seçmene karşı,Akp'nin artık bir azınlık partisi demektir.
Şayet yukarıdaki etkenleri'de saymazsak, Akp'nin Türkiye'deki gerçek oy oranı yaklaşık,% 20 civarında'dır.
Akıl sahipleri gerçek hesap yaparlarsa, bu hesabı doğrularlar.
Ayrıca,arkadaşlar bilmeyenlere duyurulur.tayyip benim rahlemden geçmiştir.
Zamanında biz tayyip'le birlikde, İstanbul belediye başkanlığını kazandığında birlikteydik .
Aklıma tayyibin şu sözleri geldikçe hâlâ gülerim.
Tayyip şöyle diyordu o zamanlar, "yaw bu Ülke menderes zamanında abd 'ye satılmıştır".
Şimdi de tiyatro yapıyor ve kendini birden Menderes'in devamı olarak görerek, Anap özal konumuna getirip uyduruktan siyaset yapıyor.
Akp'nin Kanun Kurum ve Kişileri yer değiştirme modeli,
MESAM gibi meslek birliklerine'de sıçradı.
Bazı kişiler, MESAM, MSG gibi meslek grupları yerine ,
Başka bir Meslek birliği açmak için uğraşıyor.
Önce MESAM'ın yönetimini ele geçirmek istediler.
Baktılar ki olmadı.Bu sefer yeni bir meslek birliği kurmayı deniyorlar.
Baktılar ki O'da olmadı.Bu sefer Meslek birliğindeki sanatçıları değiştirmeye çalışacaklar.
Ey tayyip çok kötü örnek oluyorsun.
Bırak bu işleri çek elini sanatçıların üzerinden.
Sanatçıya ne verdiniz ki? ne almak istiyorsunuz.?
Ülke'de ne kadar kamu kuruluşu,ev, arsa, villa, proje, para getiren ne varsa hepsinden nemalandınız.
Şimdi'de gariban sanatçıların Telif haklarına'mı göz diktiniz.? aip. aip. aip. beaaa..
Günümüzde artık Sanatın ve Sanatçı'nın halinden anlayabilecek,
Bizim gibi böyle nesli tükenmiş insanların sayısı gittikçe azalıyor maalesef.
Adamın biri dam'dan düşmüş ve "benim halimden ancak dam'dan düşen anlar" demiş.
İşte bu yüzden, bizim gibi genç yaş'da sokaklarda izmarit toplayarak ve sadece su içerek,
İstanbul gibi yerde tepebaşı gazinosunda, belki sanatçı oluruz diye limonata satmış ve bu işi sahne tozundan tut, her safhasından geçmiş olanlar sanatın ve sanatçı'nın halinden anlar.
AKP olarak herkesi kucaklıyor,ayrım ve gayrım yapmıyoruz.
Türkiye'de,
Bir bölüm Akp karşıtı Aleviler, ölebilirler. Karışmaz ve ses çıkarmayız.
Bir bölüm Akp karşıtı Sol düşünceliler, ölebilirler.Karışmaz ve ses çıkarmayız.
Bir bölüm Akp karşıtı Türkçüler,ölebilirler.Karışmaz ve ses çıkarmayız.
Bir bölüm Akp karşıtı Kürtçüler,ölebilirler.Karışmaz ve ses çıkarmayız.
Bir bölüm Akp karşıtı Milli Görüşçüler,ölebilirler.Karışmaz ve ses çıkarmayız.
Bizi sadece, Akp'ye oy veren tüm aynalı sazanlar ve bize "adam gibi adam"diyenler, ilgilendirir.
Gerisinden bize ne? ,tohumlarına paramı verdik sanki.?
İmza..Akp (tayyip ve hanedanları)
"AKP olarak herkesi kucaklıyor,ayrım ve gayrım yapmıyoruz."yazımıza,
Aynalı sazanın birisi şöyle bir yorum yapmış.
"Hiç bir akp'li böyle düşünmez.Sen sanatçı değil soytarı bile olamazsın"
Bizde ona şu yorumu yazdık.
Yorumunu düzeltiyorum.
Hiç bir "aynalı sazan" böyle düşünmez.
Türkiye ortada..99 milyon dolarlık hayırkurumu ortada.Ölenler ortada.Kalanlar ortada.Yumruk attıranlar ortada.
Gerisini anlatmaya gerek yok Bu yazım makalem de en çok beğenilen ve doğrulanan bir yazı oldu.
Ayrıca buraya haddini aşan yorum yazanlar şunuda iyi bilsin ki,
biz aynalı sazanlarla değil, esas onları yakalayan balıkçılarına bile gereken dersi vermişizdir.
O yüzden herkes yorum yaparken haddini aşmasın!!!
Zamanında bana, "yaw menderes zamanında bu ülke abd'ye satılmıştır" diyen ve ardından kendini menderesin devamı olarak gören,"ben Milli Görüş gömleğimi bıraktım" diyen tayyip mi soytarı ve dansöz ?
Yoksa, ayakları hep sabit duran ve hala Gerçek bağımsız bir Türkiye için mücadele veren Vedat Bağlan'mı ?
AL şu Yazım da hediyem olsun ve gör bakim Akp yokken Türkiye'de ne varmış Şimdi Ne kalmış.
Birazcık aklı ve vicdanı olupda kişileri gerçek hak adaletiyle yargılayanlara ve,
Okudukça rahatladığım,çok değer verdiğim en önemli,
29 Eylül 2012 tarihli Makale yazımız,
Senin ,Paranı'da, malını'da,özgürlüğünü'de, morelini'de,canını'da alırım haaaaaaaaa
Tayyibin Canlı yayında,basın mensupları sadece görüntü,
Ayrıca şuna da çok dikkat edin.
Tayyip 10 yıllık iktidarında sadece belirli gazetecilerle söyleşi yapıyor.
Başka gazeteciler gerçekleri felan söyleyebilirler.O yüzden başkalarına yasak
Tayyip bildiği propaganda vaazını yapıyor...
Sözüm ona güya basın mensuplarının sorularını cevaplıyor..
Bizde yedik sanki.
Alnımızda "Aynalı Sazan"mı yazıyor?
Aslında basın mensupları şunu soracak tayyibe,
Akp iktidar'a gelmeden, vatandaşın cebinde kaç parası vardı?
Şimdi Vatandaşın kaç Milyar borcu var?
Akp iktidar'a gelmeden,Kaç tane kamu kuruluşu vardı?
Şimdi Türkiye'de,elde kaç adet kamu kuruluşu kaldı?
Akp iktidar'a gelmeden,Türkiye'de kaç hektar toprak yabancıya satılmamıştı?
Şimdi Türkiye'de kaç hektar toprak elde kaldı?
Akp İktidar'a gelmeden,Irak,Afganistan,Libya ve Suriye ve Türkiye'de kaç vatandaş Yaşıyordu?
Şimdi Bu ülkelerde kaç kişi şehit olup gitti?
Ondan Sonra Şunuda sorsunlar..
Seçimlerde nasıl hileler yapıldı..kaç para dağıtıldı?kaç ton makarna? kaç adet buzdolabı vs..dağıtıldı?
Yani bu,kalın kafalı,akp medyasıyla yatıp,kalkan,makarnacı,"aynalı sazan"lara,şunu söylüyorumki,
Bunları iyce düşünsünler...
Bu akp ve tayyip ,bu Ülke vatandaşları'nın,parasını almış,devlet kurumlarını ,arazisini satmış,canını almış,
"Ellerine kollarına sağlık,ne güzel bizi soyup soğana çevirip canımızıda aldın.,Yinede seni destekliyoruz " dercesine,
hala bunlara oy vermek suretiyle,bunların peşinden gidenlere tek sözüm şu olur,
"deveyi dikeni,bu milleti seveni yararmış"
"yok efem napalım tayyibin alternatifi yok" dersen..bu söz şu demektir..
"tayyip gibi,bizi soyan,malımızı,toprağımızı, canımızı, böyle güzel vaazlarla uyutup hipnotize ederek, alan yok"
Şayet siz, vaazlarla uyutulmak istiyorsanız? zaten bir sürü tanıdığım hitabeti güçlü olanlar var..
Türkiye sadece ve sadece Tayyip ve ekibine karşı galip gelebilecek yürekli bir Lider arıyor...O kişi aslında var..O Kişi...
9 lisan bilen,Hollanda'da yıllarca Milli görüş kuruculuğu,Camiiler,Gençlik Teşkilatları,İslam Okulu,Spor teşkilatları,kuran,
hac ve 1989'da, yeni doğan çocuğunu bırakıp,Şehit olmak için Afganistan'da çarpışan ve gazi olan,
Ticaretle uğraşıp insan yetiştiren,Hollanda'da,ilk sebze halinde komisyonculuk yapan,Bilgisayar,Cep telefonu ve Elektronik toptancılığı, seyahat acentası ve charter uçakcılığı yapmış,
Binlerce Video çekimleri ve vaaz kasetleri çoğaltmış,Türkiye'de her seçimlerde gelerek,bizzat arabasında yatmak suretiyle,Tayyip'le birlikde ,
Tüm İstanbul'u dolaşmak suretiyle,Tayyip erdoğan'ın İstanbul belediye seçimlerinde, kazanmasında çok büyük emeği olan,
Kazandığında'da ,Refah Partisi Topkapı Merkezinde, ilk olarak kutlayan,
Hacı, Gazi, Mücahid, Vedat Bağlan'dır.
Tüm kamu mallarını ve devlet kurumlarını 42 milyar dolar'a özelleştirme adına satan tayyibin,
Şu an hizmet alanı,bir mahalle muhtarından daha az.Tayyip hala Abd başkanı edasında ,
ve belediye başkanlığından kalma,Alışkanlığından mütevellit,Müteahhitlik çalışması yaparak oy alma peşinde.
Biz buna kısaca şöyle deriz..
"Fare olmadan Çuval delenler" veya, "Denizi görmeden paçayı sıvayanlar"
Vedat Bağlan,
"Bu akp ve tayyip ,Suriye'deki Muhalifleri oluşturup,destek vermek suretiyle,
Irak,Afganistan,Libya'daki gibi,Binlerce müslüman'ın ölmesine vesile olarak,
Büyük bir günahkar olmuştur."dediğinde,
Tayyip, "sümme haşa,biz ne muhalif gördük,ne destekledik" demişti..
Şimdi bizzat canlı yayında "Özgür Suriye Ordusuna destek veriyoruz" dedi.
Sen orda muhalifleri destekleyerek,
Türkiye'de ölenlerin'de bizzat suçlususun...
Burda Şeyh konuşuyor..."Sen çok günah yüklü bir kervan ve yalancısın...."
Tayyip anketler'de hokkabazlık yaptı.
Canlı yayında en son yapılan anketler'de, Akp oy oranı yüzde 52 diyerek,
Daha 1 ay evvelki yapılan anketlerde oy oranı yüzde 35 lere düştüğü halde,
Güya Has partininde oylarını alacağını hesap ederek,anketlerle oynayıp,
matematik hokkabazlığı yaptı..
Veya şöyle hesap etti,
Her yapılan Zam en az yüzde 10 oyları artırır.....
Ne demişler .."deveyi dikeni,bu milleti seveni yararmış"
Ha gayret tayyibim beline kuvvet......
Erdoğan Canlı Yayında,
"Hiç kimse koskoca TC Hükümeti başbakanına "hain" diyemez..Zaten bu konu hakkında Kılıçdaroğluna tazminat davası için talimat verdim.."
Ey tayyip, Sen şimdi "Masum"musun?, yoksa peygambermi?
TC başbakanı olmak demek, hiç yanlışı olmayan birimi demektir?
Tayyibim Ben
Milli Görüşçüyken Çıktım Yola,
Bir Solcu Oldum,Bir Sağcı,Verdim Mola.
Demokratda Olduğum Söylenir,Askeri Dikta'da.
Hatta Bazen Irkçılara bile pabuç bırakmam koyulurum Yola.
Aslında Mühim Olan Kardeşlik ve Ailem Kazansın gerisi hayır Ola.
Tayyibim ben Herkese Selam Ola.
Beraber oturduk biz bu sofraya
Sana makarna düştü,bize kaymaklı tel kadayıf
Beraber çalıştık biz bu çamurlu yollarda
Sana borç kaldı,bize gemiler hazineler....
Eskiden mücahit idim şimdi oldum mütahit
Dünyada malı sevdim yoksula vermedim geçit
Yahudi ve hristiyan dostlarım kıldılar beni İmam
Bulmuşum bu kadar enayiyi bu yola devam
Akp,"Ülke'ye hizmet" diyor.
Yabancıya arazi satışı 30 hektar'a çıkarıldı.Toprak gitti.
Tüm kamu malları 42 milyar dolara satıldı.
Ülke'de sap saman hayvan kalmadı...
Vatandaş'ın Altını,parası alındı borçlu bırakıldı.
Yanlış politikayla ,İnsan canları alındı...
Hangi Ülke'ye hizmet ediyor bunlar?,Ortada Ülkemi kaldı?
İsrail ve Abd'yi korumak için ,füze kalkanı koyarak,
5 milyar dolar İMF'ye vermek suretiyle,
Emperyalist egemen güçler,
Abd ve israil'e hizmet ediyor bunlar..
Sende hala bunların peşinde koş...
Allah'ın makarnacıları siziiiiiiiiiiiiiiiiii...
Yakında seçimler var..
Artık makarna yerine ,sizlere çengel köy hıyarı dağıtır bunlar...
Bolll bolll hıyar yersiniz...
Aynalı sazanlar siziiiiiiiiiiiiiiiii............
Biz 1 km yol karşılığında,
1 milyon müslüman öldürmeyenlerdeniz..
Şöyle büyüdü,böyle kaçtı,uçtu denilen Türkiye,
Kendi çakmağını bile üretemiyor...
Ölüsü olan bir gün,
Akp gibi delisi olan'da,
Hergün ağlar...
Türkiye'de,
Devlet'de , Millet'de ,extralara gitmezlerse aç kalırlar..
Malum hayat şartları zor....
Burada şu özetle bu yazılarımızı noktalıyalım,
Türkiye bağımsızmı? Bağımlı'mı?Abd ile şunumu yaptı? bunumu yaptı ? lafına bakmasak bile..
En azından bir Ülke vatandaşı'nın,şayet parası alınmış,ve bu paralar İMF adı altında yabancılara 5 milyar dolar olarak verilmişse,
Ondan Sonra'da bu paraları millet'den yüksek ağır vergi ve Zamlar'la,geri toplanıyorsa,
Vatandaş'ın 125 ton altını toplanıp,İngiliz bankalarına verilmişse,
Ülke Toprağı yabancıya satılmışsa,
Devlet kamu malları satılmışsa,
Bankalar yabancı sermaye'ye satılarak,10 milyon kişi kredi ve kredi kartı borcundan hacizlik ise,
Yargı adaleti diyerek, uyduruktan bir yandaş yargı sistemi oluşturulmuşsa,
Akp iktidara geldiginden bu yana,
Irak,Afganistan,libya,Suriye ve Türkiye'de bu kadar şehit verilmişse,
Burda birileri bize şunu söylemektedir..
Senin ,Paranı'da, malını'da,özgürlüğünü'de, morelini'de,canını'da alırım haaaaaaaaa.....
Emperyalistlerin Türkiye'de ki Köle Kahyaları Modeli
Kişiye,Önce Kendi menfaatları doğrultusundaki emirleri uygulatır Başbakan yapar.
Kişiyi yine kullanır, Cumhurbaşkanı yapar.Sonra'da basar iğneyi Öldürür.
Neden? Çünkü kişiyi karşısına alarak, O kişiyle paylaştığı sırların ifşasını istemez.
26 Kasım 2011 tarihli makalemiz,
Allah c.c. teala,Kur'an-ı Kerim'de,"Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi"
İşte Şu Dünya'da, Bu kadar çok olan halifelerle birlikte yaşamak ve onlarla geçinmek ve anlaşmak O yüzden çok zor'dur.
Bunun Anlamı,Her Müslüman,Bir Halife olup, Tüm Dünyadaki fitne ve fesada karşı çıkıp, Tüm İnsanlığın Kurtulması için Çalışacaktır.Müslüman'ın görevi sadece belirli Ülke veya Irkların kurtulması için çalışmak değil aksine Tüm İnsanlığı ırk,renk dil,ayırd,etmeksizin, kurtarmak için çalışacaktır.
Hatırla ki Rabbin meleklere: Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım, dedi. Onlar: Bizler hamdinle seni tesbih ve seni takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek insanı mı halife kılıyorsun? dediler. Allah da onlara: Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben bilirim, dedi. (Bakara-30)
"Sonra o damlayı bir pıhtıya dönüştürdük, bu pıhtıyı bir et parçacığına dönüştürdük, bu et parçacığını bir takım kemiklere çevirdik, derken bu kemiklere bir et giydirdik; sonra ona bambaşka bir yaratık olarak hayat verdik. Bak ne şanlı o Allah, yaratanların en güzeli!." (Muminun-14)
"Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. (Al-i İmran Suresi," 104)
"Asra yemin ederim ki , İnsan gerçekten ziyan içindedir.Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır." (Asr-Suresi)
Resulullah S.a.v , "Sadece Bu Asr suresi inseydi insanlığa yeterdi" buyurmaktadır.
"Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir." (Enfal Suresi, 39)
"İman edenler Allah yolunda savaşırlar; inkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar öyleyse şeytanın dostlarıyla savaşın. Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır." (Nisa Suresi, 76)
"Sizden önceki nesillerden onlardan kurtardığımızdan pek azı dışında yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek fazilet sahibi kişiler bulunmalı değil miydi? Zulmedenler ise, içinde bulundukları refahın peşine düştüler.Onlar, suçlu-günahkarlardı." (Hud Suresi, 116)
"Onlar, mü'minleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. 'Kuvvet ve onuru (izzeti)' onların yanında mı arıyorlar? Şüphesiz, 'bütün kuvvet ve onur,' Allah'ındır." (Nisa Suresi, 139)
Akıllı Müslüman ,Günlük Yaşayan ve hergün değişik gündem oluşturup toplumu uyutan Siyasetçi,Devlet Başkanları ve Medya'ya bakmaz.Ya nereye Bakar? "Esas gizli planları uygulayıp Ana hedeflerine dogru ilerleyen ve malı götürenlere bakar."
Wallaha arkadaş bu saatden sonra , her kim, Irak'da, Afganistan'da, Mısır'da, Libya'da, her türlü filim çevirip Milyonlarca Müslüman'ı öldüren ABD ve Yandaşları, Nato ve AB ile dost olup hala iş birliğine devam ederse,bu Kişi benim Mezardaki Babam dahi olsa artık, Allah'ın ve benim düşmanımdır.Bu kişilerin katli vacip olup, bizzat Allah tarafından emirdir.
2 Nisan 2013 tarihli,
Allah'ımızı Tanıyalım
makalemizden,
Allah Teala Hazretleri, birlik mertebesinde gizli bir hazineyken, tanınmayı ve bilinmeyi istemesi ve sevmesiyle, ruhlar ve cesetler âlemini yaratıp, kendi rahmetinin güzelliğini, celal ve azametini, bağış ve nimetini, sanatının çeşitliliğini ve hikmetinin sırlarını göstermeyi diledikte; bütün yaratıklarından önce yokluğun sırrından pırıl pırıl yeşil cevheri vücuda getirmiştir. Bazı rivayetlere göre, kendi nurundan oldukça hoş ve büyük bir cevher var edip, ondan kâinatın tümünü derece derece ve düzenli biçimde ortaya çıkarmıştır. Buna, ilk cevher, nur-u Muhammedî, Cevh-i mahfuz, akl-ı kül, izafî ruh diye adlandırırlar ki, bütün ruhların ve cesetlerin başlangıcı ve kaynağı bu cevherdir. Çünkü Hak Teala muhabbetle o cevhere bir bakmıştır; o anda cevher, utancından eriyip su gibi akmıştır, halis özü üstüne çıkmıştır. O özden ilk olarak küllî nefsi yaratmıştır. Sonra meleklerin ruhlarını, bitkilerin ruhlarını, tabiatların ruhlarını sırasıyla yaratmıştır. Bu ruhlar için mertebelerine göre belirli makamlar tayin edip, her sınıf kendi belli makamlarına gitmiştir. Her ruh, kendi cinsini bulup, topluluklar oluşturmuş ve her topluluk makamında kalmıştır. Ruhlar ve melekler âlemi, bu ondört çeşit ruhla tamam olmuştur. Bu âlemin en yüksek, en saf ve en güzel olanını gayb âlemi, lâhut âlemi, ceberut âlemi diye adlandırırlar. Ortasına, ruhlar âlemi, mânâlar âlemi, emirler âlemi, derler. Alt kısmına, en kesif ve cisimlere yakın olan kısmına mücerret âlemi, berzah âlemi, misal âlemi derler.
Tüm bu yaratılışların ve oluşumların aslında tek bir Hikmeti vardır..
Orta'da Ne Başka biri, Ne başka bir madde'den oluşan kainat ne'de başka bir varlık vardır.
Tek bir varlık vardır O'da Allah c.c subhana ve tealadır .
Herşey Bizzat tek bir varlık'dan, yani Allah c.c subhana ve teala'dan var olmuşdur.
Şayet, bunun dışında oluşabilecek, herhangi bir düşünce bile, Tevhid, yani Allah'ın birliğine ve tek olduğuna ters düşerdi.
İşte Yüce Allah c.c. Her yönü ile kendisini Tanıtıyor , yarattıklarınla gücünü ve sanatını sergiliyor,
Kendi Sahip Olduğu güçle değişik şeyler arzuluyor,diliyor ve yaratıyor,
Bu sayede Ne kadar büyük Bir İlah Olduğunu Gösteriyor.
Kısacası Herşey O, yani Allah c.c. ve subhana tealadır ve Tek'dir.
İnsan aklı'nın bu konuyu daha iyi anlayabilmesi açısından ve daha anlaşılır olabilmesi için,
Konuyu şu şekilde anlayabiliriz.
İnsanlar, çogunlukda Tanrı, İlah, gibi kavramlar söz konusu olunca,
bir yerde put gibi duran ve hiç hareket etmeyen bir varlığı bir nevi gözlerinin önüne getirmeye çalışır ve
hiç bir insan aklı, kaynağı yeri aslı olmayan bir oluşumu ve yaratılışı kabullenmez.
Bu yüzden şu açıklamayı gerekli görüp ekledim.
"Allah, canlı ve İnsan aklı'nın alamayacağı kadar, Çok BÜYÜK bir varlıkdır.
Sadece yarattıklarıyla aslını göstermeyi hedeflemiş olup ,
Herşey aslında Tek kişilik bir gösteri'den ibaret olup,
Senaryo yazarı,Oynayan ve Yöneten ,izleyen'de bizzat kendisi'dir.
Yüce Allah, İnsanoğlu'nun tasavvur ettiği veya edebileceği gibi ,tek boyutlu bir varlık olmayıp,
Sadece şu misal ile Yüce Allah hakkında,birazcık fikir sahibi olmanızı isterim.
Tüm var olan şeyi, kudretiyle tutan ,
aynı anda sonsuz sayıdaki varlıkların, tüm hareket kabiliyetini sağlayan,
var olan herşeyin, birbiriyle olan ilişkilerini tanzim edip gözetleyen,
yarattığı ve yaptığı herşeyi,en güzel bir şekilde,planlı,düzenli,istikrarlı,eksiksiz yaratan,ve
yarattığı her canlı'nın nefsine göre gıdasını veren,ve bununla beraber her türlü psikoloji'yi hesaba katarak canlı varlıkların arasındaki ilişkileri yaratan,
ve maddesel güç'den ibaret olan bir gücün dışında,bir güce sahip olup,bilhassa maddeyi ve maddesel gücü yaratan,
gerçek manada acaipliklere sahip olan, dehşet verici büyük bir varlıkdır.
Bu dehşet verici büyük varlıkdan korkmamak mümkün değildir.
Aynı zamanda İblis'e öğrettiği tüm hileler ve oyunlar'dan dolayı, Allah'ın zatı'nın, bize öyle saf ve İnsanlar tarafından kandırılacak bir varlık olmadığını gösterir.
Ey Yüceler yücesi Rabbim
Eskiden İnsan yoktu.
Nefis yoktu.
Ekmek Pide makarna yoktu.
Adana Kebabı yoktu.
Ve bütün bunlar senin ezeli ilminde vardı.
Ey Gurban Olduğum Allah'ım ,
Bu kadar lezzetleri nefiz ve arzularını ezeli ilminde bulundurman ve Önceden bilmen.
Beni Çok Düşündürür.
Hayrın ve şerrin min Allah'u Teala,
İmanın 6 şartından biri olan bu kısım çok önemlidir.
Zira Şeytanı yaratan Bizzat Allah'u Tealadır.
Kainatda zuhur eden tüm hayır ve şer Allah'dan bilinmelidir.
Allah'u teala Ancak Kendi Sıfatlarından ve Kendi Programlarından kaynaklanan Her yaratılış ve oluşumu kendisi bizzat kontrol altına almış olup,
Olacak olan her iyi ve kötü işi kendisi arzulamıştır.
Allah'u Teala yı çok iyi tanımak gerekir.
Ne insan, Ne de Allah'tan gayri hiç bir kimse hiç bir şeyi yaratmamıştır.
Yokdan da yaratarak var etse ,vardan da yaratarak var etse,
hiçbir şeyi, adeta tombaladan çıkarcasına "ne çıkarsa bahtıma" hesabı yapmayarak,
Kendi ezeli ilminde bulundurdukları ile herşeyi bilerek ve hesaplayarak,
Kendi dilediklerini ve arzuladıklarını yaratarak kendini sergileyerek ortaya koymuştur..
Her yaratılış ve oluşum hareket söz tavır bizzat Allah'u tealanın plan ve arzuları çerçevesinde Olup,
Hiç bir şeyi tesadüfe veya kendi kendine salıverip başı boş bırakmamıştır.
Bu konunun tek bir Özeti vardır.
O da ezelden beri yalnız olan ve ebediyyen yine yalnız kalacak olan,büyük yaratıcı Allah'ın,
Kendi zatı'nın Rahmetini, Gazabını hesaba çekmesiyle,ve de her yönüyle kendini sergileyerek,
Kısaca kendini kendine göstermesidir.
Yarattıkları herşeyi yoktan da var etse, vardan da var etse, bizzat kendi dilediğini ve kendisini ortaya koymuştur.
Zira ortada Allah'dan gayri ondan hariç hiç bir varlık yoktur.
Şayet öyle bir varlık olsaydı bu sefer "La ilahe illallah" Allah'dan başka ilah yoktur tezi'ne ters düşerdi.
Her yaratılış ve oluşum Allah'dan gelmektedir ve hep böyle devam edecektir.
Makale'nin tamamını okumak için tıklayınız.
Allah'ımızı Tanıyalım
Emlak vergisi yükseldi!
Büyükşehir belediye sınırları içindeki gayrimenkul emlak vergisi diğer şehirlere göre yüzde 100 zamlı olarak alınıyor.
Benzin yine 5 TL üzerinde.
Malum seçimler bitince zamlar başlar.
Eeee tayyibcezimize ve hanedanlarımıza dolar ve Euro lazım.
Hadi bakalım Türkiye..
Çalış kazan...Vergi ,Kredi ve Kredi Kartı borcunu öde...
Senin Başka ne görevin varki ?
Sen Bu Dünya'ya tayyibe hizmetkâr olarak gelen, modern bir kölesin...
Akp öncesinde eskiden, bu kadar hasta dertli mi vardı ki? bu kadar hastahaneye gerek kaldı?
Bu Akp ve tayyip öyle tilki ki,Bu milletin bu kadar ağır vergi zamlar ve kredi borçlarından dolayı hasta olacağını bilerek,
Hastahaneler açtılar.Yakında da modern mezarlık işine girerler.
Akp'nin bu kadar hastahane açmasının ardından modern mezarlık işine girerler yazımıza ,
Nasıl olur? diye yazanlara açıklıyorum.
Mezarlıklar 3 kategoride,Yeşil ,Kırmızı,ve sarı olarak ayrılır.
Yeşil olanlar,Güzel sesli Hafızlar,en az 100 kişilik gözü yaşlı kiralık cemaat, zahmetsiz ve tüm defin işlemleri , mermer yazılı Lüx manzaralı mezar yeri,yedisi,kırkı,ve elli ikisi, Lüx tatlılı yemek menüsü paketi, (atıyorum 20 000 TL).
Kırmızı olanlar,Yasin'i şerif okuyabilen bir imam, 50 kişilik gözü yaşlı kiralık cemaat, zahmetsiz ve tüm defin işlemleri , mermer yazılı mezar yeri,yedisinde kuru fasulye menüsü paketi, (atıyorum 10 000 TL).
Sarı olanlar,Yasin'i şerif okuyabilen bir imam,10 kişilik gözü yaşlı kiralık cemaat, zahmetsiz ve tüm defin işlemleri , mermer yazılı mezar yeri,paketi, (atıyorum 5 000 TL).
Sinek'den yağ çıkarmasını iyi bilen tayyibin İlk Belediye başkanlığında,Otobüsleri salça rengine boyatarak salça reklamından nasıl para elde ettiğini bir hatırlarsak,"Modern mezarlık" işine'de girebileceğine kimse şaşırmasın.
Netice'de tayyibin,bu toplumu çok iyi bir şekilde analize ederek,bu toplumun Nasıl bir Lüx düşkünü toplum olduğunu bilerek her türlü,kazanç elde etme işini gayet güzel yapabileceği kesindir.
Ayrıca,tayyibi sorgulayacak olan Suâl melekleri,Seni bizmi sorgulayalım? yoksa Vedat Bağlan mı? diye sorarlarsa, tayyibin ,"yok..yok..siz sorgulayın" diyeceği kesindir.
Yaz kızım..
Yakında Köşke çıkacağım için,
Başbakanlığa verilen tüm yetkileri ve bağlı olan tüm kurum ve kuruluşları,
Dolmabahçe'yi,Sarayburnu'nu,Boğazköprüleri'ni ,Kısıtlı'da ki evi,Köşedeki börekçi'yi,
Cumhurbaşkanlığı'nın emrine ve bunların Çankaya köşküne transferine....
İmza (Makam mevki ve Euro,Dolar,Altın,hazine sevdalısı, tayyip)
Biraz Tebessüm , YANLIŞ E-POSTA :D
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir....
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın,kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür
ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
-Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 16 Mayıs 2004
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim.
Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım.
Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum.
Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not : Burası çok sıcak. :) :D :)
Bu Milletin,
bir kaç rum ermeni baronlara , üç beş yabancı bankalara ve,
Bunları destekleyen akp'ye teslim olduğunu gördükten sonra,
Artık bu millet'le savaşa mavaşa gidilmeyecek kadar bittiklerini gördük.
Bakın aşağıdaki makale yazılarımızda bulunan,
"Savaş Hile'den ibaretdir" hadisi Şerifini,
tayyip yine kullandı ve şöyle dedi.
"HARP HİLEDİR AMA HİLE NAMERTLİK DEĞİLDİR"
Tayyibin ekonomi ve bir karış vatan toprağı hilesi
AKP = Aptalları Aldatıp Aşıran Kaçıran Partisi'dir
Ancak Seçmen Akp'yi dize getirebilir
Türkiye'de güvenecek ne kaldı?
"Türkiye emperyalistleri kovmaya hazırlanıyor"
Şöyle büyüdü böyle uçtu şöyle kaçtı denen Türkiye'nin, işte gerçek hali.
10 yılda İmalat sanayi yüzde 25’ten yüzde 15’e düşmüş.
Ama bu "aynalı sazanlar",bunları değil sadece aldığı makarnayı görür.
Ayrıca hadi akp'nin gözleri aydınlık ola,yeni Orman kanunu resmileşti.
Ormanlarda artık petrol borusu su hattı "modern mezarlıklar" vs. herşey olabilecek.Ormanlara hücuuum...
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz,
"BÜYÜMEYLE İLGİLİ ALARM SİNYALİ VAR"
Büyümenin temel motoru olması gereken imalat sanayimizin milli gelir içindeki payının on yılda yüzde 25’ten yüzde 15’e gerilemesinin, büyümemizin sürdürülebilirliği ile ilgili ciddi bir alarm sinyali olduğunu da düşünüyoruz.”
Vedat Bağlan ne diyordu? "Yakında ekonomik kriz var"
Tayyibin "IMF'ye 2 Milyar dolar borcumuz kalmıştı ödedik bitti artık borcumuz yok" yalanı işte ortaya net bir şekilde çıktı.
Türkiye'nin 2014 yılında,163 milyar dolar geri ödeme borcu var.
AKP’nin seçimlerdeki başarısı Ekonomi'yi ters yönde etkiledi.
Dış yatırımcıya göre Akp ve tayyip çok fazla yetkiye sahip olduğu yönünde (diktatörlük) ve yatırım yapmıyor.
Başka bir deyişle Dış yatırımcılar Türkiye'ye şu mesajı verdiler.
"Yolsuzluk yapan akp hükümeti'ni ve tayyibi destekleyen Türkiye ve toplumu ile bizim bir işimiz olmaz."
Moody`s Türkiye`nin Kredi Not Görünümünü Değiştirdi.
"(Not artırılması) Yakın vadede olası değil"
Uzmanlar,AKP’nin seçimlerdeki başarısı da kaygı yaratıyor. Yatırımcılar hemen seçim sonrasında bunu bir siyasi istikrar belirtisi olarak görse de,Recep Tayyip Erdoğan’ın çok fazla yetkiye sahip olduğu yönünde düşünceler olduğunu söylüyor. Moody’s açısından bakıldığında ülkede gücün istikrar adına fazlasıyla tek elde toplandığının görüldüğünü belirtiyor. Uzmanlar ayrıca endişelerin Merkez Bankası üzerinde baskıların oluşmasından da kaynaklanmış olabileceğini söylüyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody`s, Türkiye`nin devlet tahvili kredi notu görünümünü "durağan"dan "negatif"e çevirdi.Sebep olarak, Not görünümündeki değişikliğe temel itici unsur olarak, “Artan politik belirsizlikten kaynaklı finansman pozisyonundaki yavaşlamanın” görüldüğü belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Moody’s’in Türkiye’nin not görünümünde değişiklik kararı almasındaki temel unsur, politik dinamiklerin ve küresel likidite koşullarının, kur volatilesinde de görülmesi üzerine, uluslararası ve yerel yatırımcıların güveni üzerindeki olumsuz etkisidir. Bu durum ülkenin mevcut finansman zorluklarını artırmaktadır. Türkiye’de yerel politik risk oluşurken, Moody’s, son yerel seçimlerin sonucuna rağmen, Aralık 2013’ten beri yaşanan gelişmelerin iç yoğunlaşan politika bölünmesini vurguladığına işaret etmektedir.
Moody’s bu gerilimlerin parlamento seçimlerinin olacağı 2015 yılının en az ikinci çeyreğine kadar politik arenada devamlılık göstermesinin beklemektedir. Bu gerilim yerli ve yabancı yatırımcının güvenini azaltmıştır. Moody’s, büyük oranda cari açığına karşı olan finansman ihtiyacı ve Türk şirketlerinin, bankalarının ve kamunun yaklaşık 163 milyar dolarlık geri ödeme yapması yükümlülüğü nedeniyle, ülkenin ödemeler dengesinde baskıların yoğunlaşmasını beklemektedir.”
Avrasya Tüneli projesi analizi
Proje Yap-İşlet-Devret modeliyle, yaklaşık 1.3 milyar dolarlık finansmanla gerçekleştirilecek.
Yatırım için 960 milyon dolarlık uluslararası kredi sağlandı.
285 milyon dolarlık öz kaynak Yapı Merkezi ve SK E&C tarafından temin edildi.
Proje bitiminde deniz altı tünel geçidi haricinde kalan kısım Ulaştırma bakanlığına devredilecek.
Proje sahipleri Dış yatırımcılar, deniz altı tünel geçidi'ni 26 yıl yap işlet devret modeliyle ücretli olarak çalıştıracak.
İstanbul Boğazı’nın iki yakası ilk kez karayolu tüneliyle bağlanacak. İstanbul Boğazı Karayolu Geçiş Projesi, Asya ve Avrupa yakalarını, deniz tabanının altından geçen bir karayolu tüneli ile birbirine bağlayacak. İstanbul’da araç trafiğinin yoğun olduğu Kazlıçeşme-Göztepe hattında hizmet verecek olan Proje, toplam 14,6 kilometrelik bir güzergâhı kapsıyor. Projenin 5,4 kilometrelik bölümünü deniz tabanı altına inşa edilecek olan iki katlı tünel oluştururken, Avrupa ve Asya yakalarında toplam 9,2 kilometrelik güzergâhta ise yol genişletme ve iyileştirme çalışmaları yapılacak.
Tünel Açma Makinesi (Yıldırım Bayezid) Almanya’da özel olarak üretildi. Deniz tabanı altında yapılan kazı çalışmaları, bu projeye özel olarak tasarlanan Tünel Açma Makinesi (Tunnel Boring Machine–TBM) ile gerçekleştiriliyor. Herrenknect tarafından Almanya’da üretilen TBM’nin montaj işlemleri Türkiye’de gerçekleştirildi. Anadolu yakasında çalışmaya başlayan Tünel Açma Makinesi, deniz tabanının yaklaşık 25 metre altından toprağı kazarak ve iç çeperleri oluşturarak ilerliyor. Günlük ilerleme hızı ise ortalama 8-10 metre olacak. TBM, bentonit bulamacı kullanan tünel açma makineleri arasında 11 bar arın basıncı ile dünyada 2. sırada, 13,7 metre kazı çapı ile dünyada 6. sırada yer alıyor.
Öncelikle Bu Proje'nin hayırlı olmasını cenabı Mevla'dan diliyorum.
Proje'nin artı ve eksileri elbetde olacaktır.
Artıları,
İstanbul'un avrupa ve asya kıtasına giden trafiğini biraz rahatlatacak.
26 yıl sonra devlete getiri sağlayacak.
Akp ve tayyibe oy oranı sağlayacak.
Eksileri,
Nüfusu'nun % 95 i 1.200.-TL' nin altında aylık gelire sahip.olan,
nüfusu'nun % 40' ının aylık geliri 300.-tl den az olan Bir Ülke'de,
akp ekonomisi kimi zengin etmiş,kimi süründürüyor görün.
Bu Proje'nin,Ne finansmanı ne teknolojisi ne de mühendisliği Türkiye'ye ait değil.
Büyük Proje ,Büyük komisyon getirir komisyonu ben almadım bende değil.
3 saatlik yol 15 dakika'ya inecektir sözü masal.
Tünel'de oluşacak trafik sıkışmasında insanların 100 metre deniz altındaki bekleme bunalımı olasılığı yüksek.
Hükümet bu parayı araştırma ve bilime gömse idi, zaten bilim adamlarımız tünel açma makinasını kendileri yapacak ve Türkiye genelinde Metro imali daha ucuza mal olacaktı.Ver parayı elin yabancısına.
Köprü yapmaya benzemez,kazıda göçük olursa milyar dolarlar çöpe gidebilir.
Bu tünel'den Çift katlı olduğu için,sadece hafif araçlar geçebilmesi, ağır vasıtalar için dezavantaj.
Deprem çökme ve su altı basıncına karşı dayanıklılığını, ancak bunlar yaşanırsa görülür ve belli olur.
Bu Proje tamamen yerli olarak üretilen malzeme ve yerli finansman olarak yapılırsa maaliyet yaklaşık % 50 düşer.
Verdiğimiz vergiler bu proje'ye kısmen gitmek'de olduğundan, yine ödenen paraların bir kısmını vatandaş ödeyecek.
Mevlit ;Mevlid, doğum zamanı demektir.
Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir.
Peygamber efendimizin doğum günü, bütün Müslümanların bayramıdır.
2014 yılında Mevlit Kandili Miladi takvime göre 11-12 Ocak tarihinde'dir.
Kutlu Doğum Haftası,Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında başlatılan,
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da desteklenerek sadece Türkiye'de resmiyet kazandırılarak her yıl farklı gündem ile Peygamber efendimiz,Muhammed Mustafa (s.a.v.) anlatılmasının amaçlandığı ve Peygamber efendimiz,Muhammed Mustafa (s.a.v.) doğum gününün miladi takvime göre 20 Nisan kabul edilerek kutlandığı ifade edilen bir etkinlik haftasıdır.
Etkinlik son yillarda 14-20 Nisan tarihleri arasinda yapilmaktadir.
Tüm İslam alemi'nin Kutlu doğum haftasını Kutlar,Gerçek yaşamda da Peygamber efendimizi örnek alarak, Onun gibi ,dürüst,Yalan söylemeyen,sözünde duran ve emanete hiyanet etmeyenler olmamız gerektiğini vurgular ve hayırlara vesile olmasını dilerim.
Ne verirsen elinle O'da gider bizimle.
Çok kıymetli dini bütün kardeşlerimiz,
İktidar'a geldik ve sizden vergi topladık.
Ama inanın masraflarımıza bile yetmiyor. Ne verirsen elinle O'da gider bizimle.
Bu sefer sizlerden,emekli olmaniz için primler topladık.
Ama inanın yine masraflarımıza bile yetmiyor.
Ne verirsen elinle O'da gider bizimle.
Yol yaptık ve sizlerden OGS HGS paraları topladık.
Gerçekten inanın yine masraflarımıza bile yetmiyor.
Ne verirsen elinle O'da gider bizimle.
Evler binalar yapıp sattık banka kredisi verdik yine vergi topladık.
Ahhh ahhh işte inanın ki makyaj masrafını bile kurtarmıyor.
Ne verirsen elinle O'da gider bizimle.
Emlak vergilerinizi ve akaryakıt vergilerinizi yükselttik.
Kıymetli dini bütün kardeşlerimiz, inanın masrafını bile kurtarmıyor.
Ne verirsen elinle O'da gider bizimle.
Allah yar ve yardımcınız olsun.
Aklınız ve keseniz bizimle olsun.
Ne verirsen elinle O'da gider bizimle.
Aminnnnn...
İmza (Kutusu bütün Akp ve tayyip)
Türkiye Kimsenin Babasının malı değil ve Kimse istediği gibi at oynatamaz.
Bunu kim mi söylüyor?
Yerel seçimde % 56 oy verenler ve akp karşıtı,
Türkiye'nin gerçek bağımsız bir Ülke olmasını isteyen Çoğunluk söylüyor.
İtirazı olan varsa hadi bir daha yerel seçim yapalım?
Paralel devlet hikayesini de bu Millet artık yemiyor.
Zira bu bir anlaşmalı senaryo idi.
Ben bizzat İstanbul'da akp için çalışan Gülen cemaatini gördüm.
Kimse kimseyi de boşuna kandırmasın.
Ortada, ne paralel devlet, ne de ayrı bir kanun,Hukuk ve polis teşkilatı var.
Ortada sadece İblisin bile aklına gelmeyen oyunlar ve tuzaklar kuran hokkabazlar var.
Rahmetlik ERBAKAN'ı kullan belediye başkanı OL.Ardından "Milli Görüşü bıraktım" de.
Fethullah Gülen için göz yaşı dök kullan,başbakan OL.Ardından "Bunlar paralel devlet" de.
Şimdi de Onlar için hiçbirşey yapmadığın Gurbetçilere git boş vaadlerde bulun sonra Cumhurbaşkanı OL.
Ondan sonra gurbetçilere de "bunlar artık Türk felan değil" de. Ardından da gir mezara, sende kurtul. Bu Millet de.
Türkiye demek vergi ödemek demektir..
İnsanların şu an kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemedikleri işte bu yüzdendir..
En basit bir insan Türkiye'de yılda en az 10 000 TL vergi veriyor..
Bunları makale yazılarımda defalarca dile getirdim zaten.10 yıllık akp iktidarında normal bir vatandaş toplam 100 000 TL vergi veriyor..eee işte al sana neden herkesin en azından 50 000 veya 100 000 tl kredi ve kredi borcu var işte sebebi..
Ondan sonrada tayyibe bu milletin bu kadar kredi ve kredi kartı borcu var dediğimizde,"Banamı sordular harcarken" diyor..
Milletin giderini masrafını anlatmıyor lafı tersinden anlatıyor hokkabaz arkadaşım.
Bana göre bu millet bu yerel seçimde tercihini yaptı ve bile bile intihar ettii..yakında büyük kriz var ..
Rahmetlik Neşet Ertaş'ın bir türküsü aklıma geldi."Kendim ettim kendim buldum"
Ayrıca Vedat Bağlan boş yazmaz ve konuşmaz demekki bir bildiği var..
Tayyibi benmi yakınen en iyi tanırım yoksa başkalarımı?
Daha ilk belediye başkanlığı dönemde yaptıklarını benmi daha yakından iyi bilirim yoksa başkalarımı?
Kendine güveniyorsa çıksın tv ye benimle başbaşa 2 saat konuşsun ardından zaten ya intihar eder ya da kaçar.
Kısacası şu Vedat Bağlan bu malzemeyi taaaa evvelden çok iyi biliyor ve bu malzeme'de heeeç bir değişiklik yok..
Tayyip dediğin adamı zamanında bi yerde işçi gösterip vizesini alıp hollanda'ya götürdüm..
O arkadaş sadece teşkilatımızda emir alan, bir eleman idi ama asla bir lider falan değildi.
Rahmetlik ERBAKAN hocamız bu ak parti ve tayyip için en son şunu söyledi.
"Bunların yedi sülalesi alnı secde'den kalkmasa bile bu günahlarından dolayı Allah bunları affetmeeeeez" dedi.
Hadisi şerfi "hayra vesile olan hayır yapmış gibi sevap alır.şerre vesile olan da şer yapmış gibi günahkar olur."
ayet "Kim iyi bir işe aracılık ederse onun da o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse onun da ondan bir payı olur. Allah her şeyin karşılığını verendir."(NİSA 85)
Irak'da 1,5 milyon libya'da suriye'de o kadar müslümanın ölmesine ben mi vesile oldum? yoksa akp ve tayyipmi ?
Bu Ülke ne tayyibin babasının malı ne de başkasının. Bu Ülke hepimizin ve bağımsız olması için kanımızın son damlasına kadar mücadelemizi vereceğiz..
Hedefimiz Allah yolunda şehitlikdir..
Zaten afgan savaşında vasiyetimi yazdım sonra gazi oldum..
Hâlâ da devam durmak yok Allah yolunda çalışmaya devam...
Ayrıca biz tayyip ve şevki yılmaz gibi Hikmet yar'ın dizinin dibinde oturup resim çektirmedik.
Hikmet yar ile birlikde cephede savaşdık..
Önceleri bana karşı havalıydı sonra o da bana yakınlaştı.
Beni kendi yanına yakınına aldı ve çok sevdi..
Yoksa hikmet yar'ın o savaşda özel korumalarından yanına kendi mücahitleri bile yaklaşamıyordu.
Ve bana "Sen bizim kuracağımız Afgan Hükümetinde bakan olacaksın" dedi.
Bizim afgan savaş görüntülerimiz, Milli Görüş teşkilatların da "cihad cephesi ve cihad lideri" adında,
benim toparlayıp montaj ettigim şekilde benim seslendirmemle var.
Bende de Orjinal dvd olarak var zamanı gelince bazı görüntüleri yayınlayacağız.
Neyse Vedat Bağlan'ı şu ana kadar yakinen tanıyan nasıl bir olağan üstü dogru ve dürüst olduğunu zaten bilir..
Yetim ve ezik büyüdüm bazen aç kaldım ama,Kimseye üç günlük dünya menfaati için eğilmedim ve kimseyi de kıskanmadım..
Zira kıskançlık hasitlik demek "Haset edenin yaptığı haset yaptığı bütün iyilikleri ateşin odunu yaktığı gibi siler."hadisi şerifini biliyor ve kimseyi zerre kadar kıskanmıyorum.
Her dogruya dogru, her eğriye de egri derim ve başka da bir şey yapmam.
Vedat Bağlan Ne diyordu?
"Türkiye'nin 125 ton altını ingiliz bankasına emanet edildi."
Ali Babacan şu an ne dedi?
"Altın mevcutlarının önemli bir kısmı ihtiyaç duyulduğunda anında dövize çevrilebilmesi amacıyla yurt dışında
tutulmakta olup 16 Nisan 2014 tarih itibariyle yurt dışında tutulan altın miktarı toplamda, 454,8 tondur."
Vedat Bağlan Ne diyordu?
"Kredi ve kredi kartı borçlarınız 1 yıl ötelenmiştir."
Ali Babacan şu an ne dedi?
"Kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin bir Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından yürütülen bir çalışma yoktur"
Buna şöyle bir yorum yazılmış,
"NE ÖDEYECEK PARA VAR NEDE KREDİ VERİP İNSANLARI KALKINDIRMAYA İRADE VAR HİÇ BİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEGİL"
Akp Kısaca şunu söylüyor, "bize % 44 oy verdiginizden dolayı öteleme möteleme yoktur."
Bana göre Türkiye'de artık yeni bir ,Kayıt dışı ekonomi veya kişiler ordusu oluştu.
Neden?
Kredi ve kredi kartı borcu olan kişiler,artık kendi üzerine bir iş yeri,araba,ev vs. alamayacağı için,görünmez kişiler olarak kayıt dışı yaşayacaklardır.
Ayrıca Yapı ve Kredi bankasından bireysel kredi masraflarını geri iadesini almak için Tüketici mahkemesine başvuranlar,
Kötü bir,Yapı ve Kredi bankası "Ticari/Bireysel kredi" Dekont Tilkiliği ile karşılaşıyor ve Masraf iade başvurunuz, Tüketici Mahkemesi tarafından,Bunun Ticari KOBİ kredisi olarak kullandırılmış dekont olduğunu söyleyerek başvurunuz red oluyor.
Yapı ve Kredi bankasına giderek, bunu ne kadar anlatsanız bile, "bu dekont da bir değişiklik yapamayız." diyorlar ve Kredi masraflarını geri alamıyorsunuz. Hedefleri bu masrafı geri ödememek olduğu için Dekont başlığını değiştirmiyorlar.
Kendi çocuklarına beleş kredi alıp gemicikler alanlar,Kendisi başbakan değilken kaçak inşaat yapanlar,O makama gelince milleti vergi ve kredi kredi kartı borçlusu kölesi haline getirip para tahsili için her türlü araç gereç,E Hacizleri devreye koydular.
Bunlar mı adalet ve kalkınmacı?
Bu İşin tek özeti şu dur.
Yüce Allah,
Sineğin bir kanadında zehir, diğer kanadında da onu yok eden pan zehir yaratmış.
Türkiye'de de, tayyip diye bir zehir yaratmış.
Ardından da,Onu yok edecek panzehir olarak, Vedat Bağlan'ı yaratmış.
Hâlâ anlamadınmı?
tayyibin yaptığı herşeyi deşifre eden kim?
Müslüm Gürses Uyanma Zamanı Albümü yapımında beni ağlatan olay
Çocukluk Arkadaşım Müslüm Gürses'e Yardımım olsun diyerek bir yapımcı buldum
. Bize Şarkılar geldi ben ve Müslüm şarkıları dinliyor ve seçme yapıyoruz.
Bir Şarkı geldi. Söz: M. Ali Öç diye birisi, müzik: Yılmaz Tatlıses.
Ben bu söz yazarı kim diye sordum dedilerki,"parklarda yatan gariban bir çocuk" gözlerim doldu ve bu şarkıyı albüme aldık
. Sözlerin hikayesi şöyleymiş çocuk parklarda yatarken sabah olmuş ve hala soğukdan uykusu gelmiyor ve bunları yazmış
Uyanma zamanı şimdi kuşların
Bense gözlerimi kırpmadım daha
Sönerken yıldızlar ardı ardına
Bense gözlerimi kırpmadım daha
Gönlüm hasretinden insaf mı gördü
Her gecemi böyle azapla ördü
Kimbilir sevenler ne düşler gördü
Bense gözlerimi kırpmadım daha
Anılar kapıma geldi dayandı
Hayalin kalbimi kuşattı sardı
Güneşe günaydın şafak ağardı
Bense gözlerimi kırpmadım daha
Stüdyo'da Müzikler hazırlandı ve Müslüm Okumaya girdi
Ben Sözleri Önüne koyup Müslüm okumaya başlayınca O çocugun o hali gözümün önüne geldi ve başladım hüngür hüngür ağlamaya Muhterem hanım "müslüm bak arkadaşın acaip ağlıyor gel dedi.müslümde okumayı kesip yanıma geldi bana şöyle şarkıyla "ağlamak yoook gülmek var" diyerek teselli verdi derken şarkıyı okudu..
Vedat Bağlan Senin Olsun Mutluluk Şarkı sözü
Sevgililer Treni Albümündeki Senin Olsun Mutluluk Şarkımın Sözünün bir kısmını yazıyorum....
Ben herkesi kendim gibi sandım
İki yüzlülerden bıktım usandım
Yalan sözlere hemen kandım
Bu yüzden ömrümce hep yandım
Tek kusurum doğruluk
Alçak gönüllü bir kulluk
Kalbi sevgi doluluk
Senin OLSUN MUTLULUK
Bu oyunun kuralını öğrendim
Bunun için tüm bir ömür verdim
Sonunda ben beni yendim
Kendimi Allah'a verdim
Güle Güle Git Müslüm Gürses Gardaş
Çocukluk arkadaşım ve birlikde sefilleri daha genç yaşımızda birimiz yetim birimiz öksüz olarak,
Adana sokaklarında yaşadığımız,
Müslüm Gürses arkadaşıma Allah'dan Rahmet, geride kalan tüm Aile, eş dost ve sanat camiasına ve sevenlerine sabırlar diliyorum.
"İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun"
"Hepimiz Allah'dan geldik Allah'a döneceğiz"
Müslüm Gürses ile ilk tanışmamız Adana'da benim 6 yaşından itibaren ders aldığım Ali Limoncu saz evinde oldu.
Müslüm Gürses o zamanlar türkü tarzında söylüyor,ben ise daha çok arap ezgileri ve melodileri üzerinde besteler yapıyor ve bunları müslüme dinletiyordum.
Müslüm O zamanlar yaptığım yorumları beğeniyor ve şarkılarımı mırıldanıyordu .
Hatta hiç unutmam cebinde bir küçük defteri vardı ve benim yaptığım bir çok arabi tarz bestelerin sözlerini o deftere yazıp not alıyordu.
Bunlara şahid olan, Ali Limoncu (Ali Baba), hala şu an hayat'da. İnanmayanlar gidip kendisine sorabilirler..
Ali Baba'nın bir sözü hep aklımda kalmıştır.
Oğlum derdi şu kalbini temiz tut Allah gelir oraya girer.
Yine Bir gün, Ali Baba ile Birlikde Saz eğitimindeyken içeri birisi girdi ve dediki,
"Ben öğretmenim bestelerim var İstanbulda tanıdığınız biri varsa bana yardımcı olsun plak yapıcam"
Ali Baba, "çal bakalım şu bestelerinden " dedi.
Bu kişi Şu an herkesin tanıdığı Hakkı bulut idi.
Ben buyum sevgilim şarkısını saz çalarak yanımızda söyledi.
Sonra Ali Baba eline kendi kart vizitini alarak Rahmetlik Selahattin Sarıkaya'ya hitaben ,
"bu kişiye yardımcı ol" dedi.
Aradan zaman geçti. Biz bu 45 lik "Ben Buyum" plağını alıp Ali baba'nın arkasındaki plakların'da olduğu rafa koyduk.
Br Gün Yine Ali Baba ile saz eğitimindeyken İçeri biri girdi ve dediki "Hakkı Bulut'un Ben buyum plağı varmı?"
Ali Baba tam arkasını dönüp plağı alacakken baktıki bu kişi Hakkı Bulut ve dediki,
Hakkı Bulut sensin zaten dedi ve yanımızda tekrar Ben Buyumu sazla çalıp söyledi.
Hakkı Bulut'la daha sonraları Hollanda ve İstanbulda görüşdük.
Ben yetim olup hem okula gidiyor, hemde aynı zamanda Eniştemin atolyesinde, mobilya oymacılığı yapıyordum.
Bir gün müslüm bana " ya şu ahmet kardeşime'de bir meslek bulup işe aldırsan" dedi .
Müslüm'le ikimiz Eniştemin sahibi olduğu Mobilya iskeletçiliği ve oymacılığı yaptığı atolye'ye gittik.
Enişteme "bu benim arkadaşım türkücü müslüm gürses kardeşi içinde iş arıyor onuda işe al" dedim.
Kardeşi sanırım ya kabul etmedi yada başka bir işe girdi oraya gelmedi.
Daha sonra,
İngiltere'de olan en büyük agabeyim Halil ,
benim Adana'da ki yetim ve sefil olarak yaşadığımı duyunca beni yanına almak için vize ve uçak bileti.yolladı.
Müslüm bu sefer, "ağabeyine söyle benide yanına alsın biz seninle ayrı kalamayız tam bir iki kafadar arkadaşız dedi"
Ağabeyime söyledim.Kim O ? arkadaşın sen önce bir gel sonra bakarız dedi.
Aradan Yıllar geçti .
Ben Ağabeyimin işi icabı Onunla birlikde Hollanda'ya geçtim.
Sonra duydumki Müslüm Almanya'ya gelmiş telefonla görüşdük ve bana "Bağlan benide al yanına Hollanda'ya gelim" .dedi.
Daha sonra benim Rotterdam'da sahne aldığım bir gazinoya getirdik ve birlikde program yaptık.
Tekrar aradan Yıllar geçti bu sefer ben Türkiye'ye dönüp "Sevgililer Treni" Albümü'mü hazırladığım zamanlar, İstanbul'da karşılaştık.
Muhterem hanım'la ve Müslüm'le devamlı telefonlaşarak hem sohbet hem'de iş konuşuyorduk.
Yardımım olsun diyerek, bir Müzik yapımcı firması sahibi olan,Ziya Oran bey'le tanıştırdım.
4 albüm anlaşması yapıldı ve ilk olarak,"Uyanma Zamanı" albümü'nü,
Stüdyo Güncel'in sahibi,Çocukluk arkadaşım ve eski mahalle komşum,Merhum Halit Arapoğlu'nun kardeşi,
Kemal Arapoğlu ve oğulları ,Hüseyin Arapoğlu,Mustafa Arapoğlu ve Ali Kemal Arapoğlu ve diğer tüm ekip arkadaşlarımızla birlikde gece gündüz çalışarak yaptık.
Hatta stüdyo'da şarkıları önce ben okuyor ve mahsus bilerek gaza getirip, "bu beni dinler daha iyisini okumak için gayret gösterir ve okumalar şahane olur" diye gaz veriyordum.
Stüdyo çalışmaları bitiminde Müslüm'ü arabamla evine bıraktığım zamanlardan birinde kendisine "Neslini devam ettir" demiştim.
Şu an en son Okumalarını yaptığı Albümü, yine aynı bu 4 albüm anlaşması dahilinde olan Ziya Oran firması tarafından yapıldı.
Ama ben o çalışmalarda bulunamadım.
Müslüm gardaşımla daha çooook, çoook anılarımız var.Tertemiz ve duygu yüklü bir kalbe sahipdir.
Ama şu bir gerçekki benim hakkımda devamlı "ben şayet bu Dünya'da birisiyle iş yaparsam sadece Vedat Bağlan'la yaparım çünkü o güvenilir ve sağlam bir kişidir" dediğini, devamlı Muhterem hanım hatırlatırdı.
Hatta bir keresinde "Bağlan gel seninle Hollanda'da bir gazino açalım" dedi .
Ve ben ona şunu söyledim "Yahu sen hala bu yaşa gelmişin sarhoş eğlendirmekmi istiyorsun" dediğimde ,
Müslüm bana,
"Ya napaq gardaşım patates soğanmı satak" dedi ve ben çok gülmüştüm.
Müzik duygu ile başlar.
Nota ile düzenlenir.
Rahmetlik çocukluk arkadaşım Müslüm Gürses'e,
"Sen eskiden daha başka şarkılar okuyordun neden birden pop türü söylemeye başladın?"
diye sorunca,
Rahmetlik bana,
"Napaq gardaşım ruhlar değişti." diye cevap vermişti.
Şayet şu an bazen elime sazımı aldığım ve yeni yaptığım güneş görmemiş,
yüzlerce besteleri hala yapabiliyorsam,İşte o değişmeyen ruhu taşıyor olmamdandır.
"Nerdesin" bestesini yaptığımda'da, ilk olarak duyduklarında, gerek Müslüm ve gerek Muhterem hanım tarafından çok beğenilmiş ve okumak istemişdi ama kısmet olmadı.
Peygamber efendimiz S.a.v şu hadislerde aynen şöyle buyurmuşdur.
"Muhakkakki Allah'ın huzurundan şu 5 şeyin hesabını vermeden kimse geçemiyecektir.
1.Gençliğinde neler yaptın?
2.Tüm Ömrün boyunca Neler yaptın?
3.Parayı nerden kazandın?
4.Parayı nereye harcadın?
5.Bildiklerinle ne kadar Amel yaptın.?"
"Muhakkakki Allah ,insanların,boyuna,posuna,güzelliğine,çirkinliğine,zayıflığına, şişmanlığına bakmaz.Ancak, Allah c.c, insanların iki şeyine ,yaptıklarına ve kalbine bakar"
İşte bu hadisler ışığında kabire giren kimseye, "sen şöyle şöhretlisin veya makama sahipsin veya sen başbakan ,cumhurbaşkanısın sana özel muamele" diye bir şey olmadığını düşünürek,
Müslüm gardaşımın ve bizlerin gerek kabir gerek'se kıyamet suallerini başarıyla geçmesi dileği ile,gözü yaşlı olarak şu garip dünyamın bir köşesinde, sessiz, sessiz, içden içden, ağlayarak,
"Sevgililer Treni" Albümüm'deki mesaj veren Sözlerle ve tüm günahlarımızdan arınmış bir şekilde, tertemiz bir şekilde Rabbimize Gerçek sevgilimize kavuşmak Ümidiyle tüm dostlara selam olsun diyorum.
Bir varmış bir yokmuş olacağız hep
Dünyadan mahrum kalacağız hep
Kalanlara selam edecegiz hep
Mahşeri bir anda görecegiz hep
Sevgililer tireni kalkmış önceden
Bıktım her gün bu elem kederden
Kararlıyım bırakmam onun peşini
Bakarsın şansım güler yeniden
Yaşadık dünyada uzun yıllarca
Gülmeyi unuttuk hep ağlayınca
Ecelin arabası gelip durunca
Bineceğiz ona hemen çabukça
Miraç kandil gecesinde ibadetlerimi yaptıktan sonra,
Rüyam'da,
Merhum çocukluk arkadaşım,
Müslüm Gürses'le birlikde bir arabada giderken,
Ona yol tarif ediyordum.
Zaten Rahmetlikle Dünya'da iken, Yaptığımız Sohbetlerimiz İslam olup,
Ben kendisine devamlı,"bak sen Meşhur birisin, Medya'da,zulüm gören müslümanlar için hükümetleri uyar" diyordum.
Mekanı Cennet Olsun Ruhuna El fatiha..
tayyibin "Ermeni soykırım" açıklaması aslında şu demektir.
"Hadi be Ermeni vatandaşlarım,AB ve ABD ,şu işe bir el atın da ,Cumhurbaşkanı olayım.
Yoksa bu yerel seçimlerde akp'ye karşı % 56 oy verenlerin eline bırakmayın beni"
Tayyibin tahsili'de sakat.
Meğer tayyibin 1981'de mezun olduğu Aksaray Yüksek Ticaret Okulu,
yeni adıyla İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde yangın çıkarak,
bütün belgelerin yok olduğu için, sonradan başvuranlara diploma verilmiş.
Ayrıca O dönemde bu okul 3 yıllık olduğu için,
Anayasa'ya göre tayyibin Cumhurbaşkanlığına aday olmasına da engel teşkil ediyor..
O halde tayyibin adaylığı'nın önü açılması için,
Tez elden O okul'dan 4 yıllık okudu diye bir yazı alınsın. Veya
Anayasadaki bu engel teşkil eden madde derhal kaldırılsın.
Akıllara aynı zamanda şu soru'da geliyor.
"Acep tayyip gerçekden okula devam ettimi ? yoksa sadece kayıtmı yaptırdı? Okulu yakan kim?"
Şuna bak, sanki çok büyük sorun tayyibim bunu hemen halleder. :D
Zaten her işinde bir hilesini yok ediyor, başka bir işi gücü yok adamın. :D
Ve lev şâe rabbuke le âmene men fîl ardı kulluhum cemîâ(cemîân), e fe ente tukrihun nâse hattâ yekûnu mu’minîn(mu’minîne).
Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa, hepsi toptan iman ederlerdi. O halde, mümin olsunlar diye, insanları (Allah dilemediği halde, ey Peygamber) sen mi zorlayacaksın?(YÛNUS - 99 )
Cuma ,Cem ,Cemiâ ,birleşme kökünden üretilen,toptan,toplanma anlamına gelir.
Yunus Suresi 99.ayetindeki cemîâ(cemîân) toptan ,topluca ,topyekûn,birlikte,cümleten anlamını taşır.
O halde bu birleşmenin sadece,omuz omuza gelerek saf oluşturup namaz kılmak anlamından daha geniş bir anlamı olduğu kesindir.
Sosyal, ekonomik,siyasal ve askeri birleşme anlamındadır.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda ,İnsanların sadece Banka gibi yerlerden para temin ettikleri için,
Cuma ve cem anlamını maalesef,Sadece İbadet yapılan yerlerde bırakmıştır.
Demek ki bir yerde bir yanlışlık var.
Nedir o yanlışlık?
Cuma ve cem anlamını gerçek manada bilmemek ve bu yüzden maddi ve manevi sıkıntılar yaşamaktır.
Yani bu iş bektaşi'nin "Namaza yaklaşmayın" ayeti var diyerek ,( İçkili Olduğunuz zaman kısmını es geçerek)namaz kılmaması gibi,
Ayet ve manaları sadece belirli yerlere hapis ederek Dini'de insanlara yanlış öğreterek İnsanların Dinlerinden çıkmalarına vesile olmak demektir.
Bankalara ve Vergilere köle haline getirilen bir toplumu, haftada bir gün değil,her gün yanyana getirip cuma kıldırsanız yine tek kanatlı bir kuş gibi İnsanlar sadece, yatıp kalkıp köleliklerine ve sıkıntılarına devam edecekler ve bunun İnsanlara hiçbir faydası olmayacaktır.
AYM Başkanı Haşim Kılıç,Akp Hükümetini ve tayyibi,
sözleriyle,fırçalayıp,azarlayıp,tokatlayıp haşlayarak adeta şamar oğlanına çevirdi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, son dönemde mahkeme kararlarına yönelik hükümet kanadından gelen eleştiriler konusunda "Meydan okuma çağrılarını cevapsız bırakmaya kararlıyız" dedi, ancak isim vermeden, eleştirilerini tek tek yanıtladı.
İşte AYM Başkanı'nın konuşmasının şifreleri:
* Tayyip: MİLLİ GÖRÜŞ GÖMLEĞİNİ ÇIKARDIK
* AYM BAŞKANI KILIÇ: GÜÇ VE ŞARTLARIN ETKİSİYLE GÖMLEK DEĞİŞTİRMEYİZ...
* Tayyip MAHALLE BASKISINI KALDIRALIM
* AYM BAŞKANI KILIÇ: YARGIYA MAHALLE BASKISI VAR
* Tayyip AYM KARARI MİLLİ DEĞİL
* AYM BAŞKANI KILIÇ: MİLLİ OLMAMAKLA SUÇLAMAK SIĞ ELEŞTİRİ
* Tayyip: AYM, İÇ HUKUK YOLLARI TÜKENMEDEN KARAR ALDI
* AYM BAŞKANI KILIÇ: KANUN YOLLARININ TÜKETİLMESİ MUTLAK DEĞİL
* Tayyip TÜRKİYE'DEKİ SON ÇETE, PARALEL ÇETEDİR
* AYM BAŞKANI KILIÇ: SUÇLAMA YAPIŞIK KALDIĞI SÜRECE YARGI AYAKTA KALAMAZ
* Tayyip: YANLIŞ YAPANLAR ELBETTE YER DEĞİŞTİRECEK
* AYM BAŞKANI KILIÇ: TAYİNLE SORUN ÇÖZÜLMEZ
"EĞER BİZ KARAR ALMAZSAK..."
Kılıç, Anayasa Mahkemesi kararlarına yönelik eleştiriler konusunda, son olarak da, eğer AYM'nin bu kararları almaması halinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce "yok sayılabileceğine" de dikkat çekti.
HÜKÜMET NE YAPMALI?
Kılıç'ın konuşmasında, anlattığı sorunların ortadan kaldırılması için hükümet tarafından yapılması gerekenlere de yer verildi. AYM Başkanı, yapılması gerekenleri şöyle özetledi;
"Yargıya olan güvensizliğin yetkilelerce güçlü şekilde dillendirilmesi yaşanan sorunları çözmemektedir. Bu kolaycılıktan vazgeçilerek, yargıç ve savcı profilinin sorunları, yargılama sistemindeki yapısal sorunlar, Mahkememizce tespit edilen ihlallerin giderilmesi yönünde devlete düşen pozitif ve negatif yükümlülükler ile alınması gereken tedbirler masaya yatırılarak, çözümler üretilmelidir".
Helâl olsun sana Haşim Kılıç.
Allahına Gurban tam benim kafadansın. Bu dik duruşundan dolayı seni sonsuza dek destekliyorum.
İYİ OKU TAYYİP,İŞTE ADALET İŞTE TERAZİ
Madem Bu Dünya'ya İmtihan için geldik.
O halde, İnandığın davana her ortamda sahip çıkarak,
Zora gelince ,"Ben Milli Görüş Gömleğimi bıraktım" dememek de bir imtihandır.
Madem savaş hileden ibaretdir.
O halde, yahudi ve hristiyanlarla birlikde ,
Irak'da,Libya'da,Suriye'de,Afganistan'da milyonların ölmesine vesile olmamak da bir hiledir.
Madem Vatan sevgisi İmandan dır.
O halde, Bu vatan da, Ermeniler tarafından öldürülen binlerce şehitlerin Ruhunu inciten,
Ermeni soykırım açıklaması 'da imansızlıktandır.
Madem hırsızlık yapan bir gariban yıllarca hapis yatıyor.
O halde, Hırsızlık yapan, güçlü Akp hükümeti ve iktidarı da aynen hapis yatması gerekir.
Madem, "Bu Ülke'de yaşayan herkesi ayırd etmeksizin, kucaklıyor ve herkese eşit muamele yapıyoruz" diyorsun.
O halde, Bu Ülke'de yaşayan ,Irkı,Dini,fikri ne olursa olsun,İnsanları düşman gibi görüp Tomalarla su ve gaz sıkmayacaksın.
Madem Seçimlerin adaletli olmasını istiyorsun.
O halde, seçimlerde İnsanların hür iradesini 24 saat yandaş medya'da ve devlete bağlı diyanet camiilerinde vaazlar verdirip,
Devletin her türlü imkanlarını kullanarak etkileyerek,insanlara ,Para,Makarna,Buzdolabı,Çamaşır makinesi dağıtmayacaksın.
Şayet bunları yaparsan,Bu iş aynı iki futbol takımını sahaya sürüp bir takımın futbolcularının elini ayağını bağlayıp ondan sonra da "haydi buyurun kim kazanırsa helal olsun" diyerek eli ayağı bağlı takıma karşı haksız galibiyet elde etmiş olursun.
Madem "Bu Ülke'de ki küçük ve orta halli esnafları destekliyoruz" diyorsun.
O halde, İhaleler de ve AVM 'lerinde de bu esnaflara destek olacaksın.
Madem Bu Ülke vatandaşlarının Refahını istiyorsun.
O halde, Bu Ülke vatandaşlarını banka faizleriyle borçlarla ve ağır vergilerle deli divane ederek, hastahanelere Tımarhanelere düşürmeyeceksin.
Bu yazdıklarım daha bir kaç tanesi, bunun gibi daha yüzlercesini sana sayabilirim.
Ben Ay'da değil, bu Ülke'de bizzat herşeyi yaşıyor ve görüyorum.
İLAN...
Ailemizin cari açığını kapatmak üzere,
Acilen bir Sarraf aranıyor.
"Tayyip Cumhurbaşkanı olursa" felan diyorlar.
Şu ana Kadar, gerçek Cumhurbaşkanı zaten tayyip değilmi?
Allah bu millete gerçekleri görecek gözler versin.
Aminnnn
Yeni MIT kanun tasarısı onaylanarak,
MIT'e geniş kapsamlı yetkiler verildi.
İnsanların gözden kaçırdığı birşey var.
MIT'e bu kadar yetki vermeye gerek yok ki,
Yerel Seçimlerde Akp'ye % 44 oy verenlerin asıl görevi zaten Muhbirlikdir.
AYRILMIŞLARI TÜMLEŞTİRMEK ÇOK ZORDUR
Türkiye'de,
73 fırkaya ayrılan bir İslam Ümmeti,
10 larca ayrı bir etnik Irk toplumu,
Kapitalizm,Sosyalizm,Şeriat,Ilımlı İslam,faşizm gibi ideoloji sistemleri'nin yanı sıra,
Birde "Diktatörizm ideoloji sistemi" rayına oturmuştur.
Bu kadar ayrı dini ve etnik grup ve ideoloji sistemlerinin bulunduğu bir Ülke'de ,
Yaşayabilmek ve insanlarla anlaşabilmek için,
ancak "Dansöz sosyal hayat" denilen bir hayat sistemi ile yaşam savaşı verebilirsiniz.
Ayrıca,
Türkiye'de İnsanların gelir ve giderlerini dengeleyebilmeleri için,
"Hokkabaz ve Canbaz Gelir sistemi" ile değişik sektörler ve işlerle uğraşmaları şartdır.
Örneğin ben,
Mobilya oymacısı,Lokantacı ve garson aşçı,Kasap ve marketçi, Sebze meyve ve gıda toptancısı,bilgisayar mühendisi ve programcısı,webmaster, toptancısı,Cep telefonları ve elektronik eşya toptancısı,Turizmci Uçakcı,9 Lisan bilen tercüman,Ses sanatçısı bestekar,Müzik ve Film yönetmeni Oyuncu,Gazeteci ve yazarlık gibi meslekler haricinde,
birde Hollanda Milli Görüş Teşkilatları Kuruculuğu,İslam Okulu kuruculuğu,Spor teşkilatları kuruculuğu, Hollanda İslam federasyonu ve Parlamentosu kuruculuğu ve Afganistan'da savaş tecrübesi olan biriyim.
Artık durumlara göre, nerde ne iş yapmam gerekiyorsa bende haliyle O işlerle meşgul oluyorum.
Türkiye'de Bana düşen görev ve Rol,
Türkiye'nin yukarıdaki saydığım ayrı ideolojiler,etnik ırklar,ve dini grupları,
devamlı bir yöne ,yani Milli bir yöne doğru yönlendirip, Vahdaniyet ölçüsüne göre Milli bir birlik beraberlik oluşturmak,
Gerek Türkiye'de,Gerek Tüm Dünya'da yaşayan İnsanları,
bozuk Dünya sisteminden, Gerçek hak olan İslam sistemine doğru yönlendirmektir.
Zira Yüce Allah'ın birliğini anlayamayan ve bilmeyen yanlış eğitilmiş insanların,
akıllarına göre hitap etmek de aynı zamanda bizim vazifemizdir.
GEÇMİŞİNİ KAYBEDEN VE GELECEĞİNİ İPOTEK ALTINA ALAN TÜRKİYE
Eskiden Türkiye'de sıcak para alış verişi,Akraba tanıdık eş dost arasında yapılırdı.
tayyip yabancı bankaları getirdi ve Millet, krediyi, kredi kartını bankadan aldı.
Eski Akraba ve eş dost ilişkisi yerini kredi ve kredi kartları almıştı.
Şimdi ise halkın çoğunluğu'nun bankalara kredi ve kredi kartı borcu olduğundan dolayı,
tekrar "Alo teyze oğlu alo emmi oğlu,alo arkadaşım,bi yüz liran varmı?" gibi,
eski alış veriş sistemine, yani 20 yıl önceki para alış veriş sistemine geri dönüldü.
Makale yazılarımızda,
Türkiye'nin toplam iç ve dış borçlarının 1 trilyon dolar civarında olduğunu belirttiğimiz gibi,
Türkiye'de yaşayan toplumun bu banka faizleri ve ağır vergileri ödemesinden dolayı,hali aynen şöyledir.
"Geçmişini tamamen kaybetmiş ve geleceğini de ipotek altına almıştır."
Doğru ve gerçekleri yazan, Vedat Bağlan hakkında, orda, burda, şurda vıdı vıdı, dır dır ve gevezelik yapanlara şunu söylüyorum.
Siz isteseniz de,İstemeseniz de ,Yazdım ve Söyledim.
İşinize gelse de, gelmese de yazdım ve söyledim .
Neticede Doğru ve hak olan şey her zaman bir tane ve tek dir.
Soma'da ölen işçi emekçilerimize,
Yüce Allah'tan, canı yürekten Rahmet ve geride kalanlara sabırlar diliyorum.
Milletimizin başı sağolsun.
Helâl rızık uğrunda ölenlerde elbetde şehit sevabı alırlar.
Zira hadisi şerif,
"Haram yiyenlerin ve giyenlerin yaptığı hiçbir farz ve sünnet ibadetleri kabul olmaz"
Buyurmaktadır.
Yüce Allah'ın en çok sevdiği kullar, helâl rızık peşinde olanlar ve Helâl kazananlardır.
"Siyaset yapsında kendini isbat etsin" diyerek,
Siyaseti bir gelir kaynağı olarak gören ve helâl, haram demeksizin her türlü yollardan para kazananlar ise,
Öldükleri zaman,
"Ne şehitdir ne gazi,İhale,Dolar ve altın yolunda gitti niyazi" olurlar.
Bunların siyaseti ve söylemleri, bu tür ölümlerde aynen şöyledir.
"Kaderlerinde varmış.Ömürleri yetmedi.Ölenle ölünmez. Haydi durmak yok.İhalelerimize dolarlarımıza,altınlarımıza hazinelerimize ve Cumhurbaşkanı seçimleri çalışmalarımıza devam."
Şunuda unutmayın ki,
Türkiye'de Ruhunu Allah'a teslim edenlerle ,
Akp gibi bir diktatör iktidara ruhunu ve bedenini teslim edenler arasında tek fark,
Ruhunu Allah'a teslim edenlerin kurtulmuş olmalarıdır.
Geride kalanlar bu kredi ve kredi kartı borçları ve ağır vergiler altında kölelikten kurtulmaları artık imkansız hale gelmiştir.
tayyip gibi,Nefsine Göre Adam Tokatlayan ve Tekmeleyen kişi,
Asla Başbakan veya Cumhurbaşkanı Olamaz.
Tarih de
İlk İslam Devleti Olan Medine'nin Başbakanı
Peygamber efendimiz (S.a.v).
Ondan sonraki halife Ömer ve diğerieri
Asla emir ve başkan oldukları Ülkelerde,
Kimseye tek bir sille vurmamıştır.
Bu hareket Asla İslamla bağdaşmaz.
Olsa olsa bir gayrimüslim hareketidir.
SOMA'DA MADEN OCAĞI KAZASINDA ÖLEN İŞÇİLER İÇİN DUA MEDYASI
Kazalar İnsan hayatının vazgeçilmez birer ölüm sebepleridir.
Türkiye'de yaşanan son maden Ocağı kazasından sonra İktidar yanlısı medya'nın dua furyası,
adeta tüm bu olayın acısını örtbas etmek ve halkın galeyana gelmesini önlemek için yapılmıştır.
Örneğin,"Ya rabbi bu insanlara iyi muamele eyle mekanlarını cennet eyle" v.s v.s.
Sanki bu insanların kendi hatalarından dolayı birer suçlu muamelesi varmış gibi dualar.
Halbuki bu duaları yapanların kendileri için dua etmeleri gerekir.
Neden?
Çünkü bu insanların çalıştığı ortamın tehlikesini,
daha evvel TBMM'ine bizzat önerge verilmiş ama hiçbir şey yapılmamıştır.
Nasıl ki bir araba sürücüsünün hatasından kaynaklanan kaza ve ölümlerden şoför sorumlu ise,
aynen bu maden ocağındaki teknik eksiklik ve önlemleri almayan şirket yetkilileri ve devlet yetkilileri sorumludur.
Ayrıca yüce Allah mutlaka her olayın aslını ve gerçeğini herkesden daha iyi bilir ve rahmetinin büyüklüğü ile kullarına muamele yapar.
Yani Tüm Türkiye iktidar yanlısı medya 24 saat mevlüt kur'an ve dua etse,kimin cennete veya cehenneme gideceğini, En iyi ALLAH bilir.
Gönder adamları tehlike geliyorum diyen maden ocağına,sonra ocak yansın patlasın çöksün.
Ardından da, "ya rabbi bu kullarının mekanını cennet eyle" diye dua et ve toprağa göm.
Be hey zavallı beyni yıkanmış adeta morfin yemiş avam takımları,
Siz ilk önce kendiniz için şöyle dua edin.
"Ya rabbi bizlere hakkı hak olarak gösterip ona bağlanmak ve ABD yanlısı,
Adana incirlik üssündan kalkan uçaklara müsade eden,gücü ancak zavallı vatandaşlara yeten ve emperyalistlerden it gibi korkan şerre ve milyonlarca müslümanın ölmesine vesile olmuş,Akp ve tayyip gibi batıl dan uzak eyle" demesi gerekir.
İBLİSİN OYUNLARINI BOZAN, CAHİL VE AVAMLARI ALİM YAPAN AKIL
Kur'an-ı Kerim'de Akıl İle İlgili Ayetler
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Gerçekten biz, akıl erdirirsiniz diye, onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik.
(YUSUF SURESİ / 2)
Gerçek şu ki, Allah katında, yerde debelenenlerin en kötüsü, (bir türlü) akıl erdirmez olan sağırlar ve dilsizlerdir.
(ENFAL SURESİ / 22)
Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve bir oyalanmadan başkası değildir. Korkup-sakınmakta olanlar için ahiret yurdu gerçekten daha hayırlıdır. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?
(EN'AM SURESİ / 32)
Allah'ın izni olmaksızın, hiç kimse için iman etme (imkanı) yoktur. O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar.
(YUNUS SURESİ / 100)
Yeryüzünde birbirine yakın komşu kıtalar vardır; üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar da vardır ki, bunlar aynı su ile sulanır; ama ürünlerinde (ki verimde ve lezzette) bazısını bazısına üstün kılıyoruz. Şüphesiz, bunlarda aklını kullanan bir topluluk için gerçekten ayetler vardır.
(RA'D SURESİ / 4)
Yer yüzünde gezip dolaşmıyorlar mı, böylece onların kendisiyle akledebilecek kalpleri ve işitebilecek kulakları oluversin? Çünkü doğrusu, gözler kör olmaz, ancak sinelerdeki kalpler körelir.
(HAC SURESİ / 46)
"Eğer aklınızı kullanabiliyorsanız, O, doğunun da, batının da ve bunlar arasında olan her şeyin de Rabbidir" dedi (Musa).
(ŞUARA SURESİ / 28)
Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Allah'ın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgarları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır.
(CASİYE SURESİ / 5)
Ve derler ki: "Eğer dinlemiş olsaydık ya da akıl etmiş olsaydık, şu çılgınca yanan ateşin halkı arasında olmayacaktık."
(MÜLK SURESİ / 10)
Akıl ile diğer ayetler,
(FURKAN SURESİ / 44),(ANKEBUT SURESİ / 35,43),(ZÜMER SURESİ / 18),(MÜ'MİN SURESİ / 54),(ZUHRUF SURESİ / 3),(NAHL SURESİ / 12,67),(İBRAHİM SURESİ / 52),(RA'D SURESİ / 19),(YUNUS SURESİ / 16,42),(MAİDE SURESİ / 100),(AL-İ İMRAN SURESİ / 7,190),(BAKARA SURESİ /13,170, 171,242,269)
Yüce Allah c.c. insanlara akıllarını kullanmalarını devamlı ayetlerle telkin etmektedir.
Cahil cühela ve avam takımları ise,Kur'an-ı Kerim'de bulunan bu ayetlerden habersiz,kendisinde bulunan aklı kullanmaksızın ,
bilinçsiz bir teslimiyet ve kaderci tavırlarla,yaptığı her yanlışı bizzat yüce Allah'a istinad etmektedir.
Örneğin ,
"Şu işin oluşumu zaten o işin fıtratında vardır.","İşler bozuk giderse veya banka kredi ve kredi kartı borcu faizi ödenemezse,demekki rızkımız kesilmiştir." v.s.v.s.
Yıllarca avrupa'da yaşadım hiçbir avrupalı gayri müslmin bu gibi laflar ettiğini duymadım.O insanlar İşlerinin çoğunluğunu akıl hesabı ile yapar ve işleri ters gidiyor veya ters gitmeye başlamışsa sorunu akıl le tesbit ederek önlemler alırlar.
Yani bu kıssadan hisseyi şöyle algılamalıyız.
İnsanın yapması gerekenleri Allah'a bırakmak, tamamen cahillik avamlık ve yobazlıktan başka birşey değildir.
Bunların tek bir sebebi vardır.İslam dinini ve yüce Allah'ı ve kelamı olan Kur'an-ı Kerim'i yanlış öğrenmek veya öğretmektir.
Aynı zamanda Irak'da,Libya'da,Suriye'de,Afganistan'da ölen milyonlarca müslüman'ın sayılarınıda toplamak yine akılla yapılmaktadır.
Bu sayıları başka yerleri ile toplayamayanlara duyurulur.
Demokratik Türkiye bitti. tayyibistan polis devleti imparatorluğu geldi.
Türkiye'de Başbakan madenciyi tokatlarsa,
Başbakanlık kalemi madenciyi tekmelerse,
Okmeydanında cenaze törenine gelen kişiyi polis vurup öldürüyorsa,
Bugün benim gözlerimin önünde Adana'da,
löseme vakfi astım ve sarası olan görevliyi yardım topluyor diye polisler tarafından dövülerek,
ellerine kelepçe vurularak götürülüyorsa,
Artık demokratik Türkiye cumhuriyeti denen yer tarihe karışmış ve yerine,
Tayyibistan polis devleti imparatorluğu gelmiştir.
O halde ya bu deveyi keseceksin.
Ya da bu elden asla gitmeyecek mücadeleyi daha ağırlaştırılmış bir şekilde sürdüreceksin.
Neticede Türkiye, itin köpeğin ve asıllarının ne olduğu belirsiz kişilerin babasının malı değil,
Bizzat bizim Ülkemizdir.
Ölmek var Bağımsız Türkiye için mücadelemizden dönmek yok.
Ata sözü güzel söylemiş."Eceli gelen köpek cami duvarına işermiş"
31 Mayıs 2012 tarihli makale yazımızdan,
"Türkiye'yi üç buçuk attırdık"
Türkiye'yi üç buçuk attırdık
Yani sizin anlıyacağınız lisanla anlatmam gerekiyorsa,
"İslam Dini'nin arkasında gizlenerek,İslam'ı kalkan olarak kullanarak ,
kişisel ve şahsi kin ve intikam alma, ve parayı bulma, zengin olma tezgahını, bu millet artık yemiyor"
Biz yazılarımızda şu 5 kesimi hedef alarak yazarız,
1.Emperyalist egemen güçler,Abd İsrail ve onların kukla hükümetleri ve köle kahyaları,
2.Kendini müslüman sanan, Köle müslümanlar ,Patates çuvalları , aynalı sazanlar,
3.İslam tüccarları ,İslam'ın sadece ibadet ve ziyafet'den ibaret olan kısmıyla ilgilenerek,Cihad kısmını terkeden,İslam'ı şahsi menfaatları için kalkan olarak kullanan, iki yüzlü münafık gruplar,
4.Materyalist zihniyetli ataist ve onun gibi olan hala yolunu bulamamış,Ne müslüman,Ne hristiyan,Ne yahudi,Ne'de bunlara hiç benzemeyen,ortada kalmış, kaybolmuş ve ne bir arayış içerisinde olan ve olmayanlar,
5.Allah'ın hak dini Olan, İslam yolunda, azimle şuurla çalışan gerçekleri hakkıyle gören ,Cihad eden, mü'min,mü'mine ve şuurlu müslümanlar.
Yani bir taşla iki yerine beş kuş'da diyebilirsiniz.. Hadi bakalım rastgele bana......
Çok Mubarek birer Müslümanlarız biz
Vergimizi ak parti hükümetimize öderiz.
Zekatlarımızı Suriyeli din kardeşlerimize öderiz.
Kredi ve kredi kartı borcu ve faizlerimizi yabancı bankalara öderiz.
ABD ve Emperyalistlerle birlik'de Irak'da,Libya'da,Suriye'de müslüman kardeşlerimizi öldürürüz.
Adana İncirlik'deki ABD Üssündeki Emperyalist müttefiklerimize gayet iyi davranır ve hiç sözlerinden çıkmayız.
Cuma namazlarımızı omuz omuza vererek kılar ve ardından birbirimizi Tomalarla su ve gaz sıkarak öldürürüz.
24 saat akp yandaş medyasında sayın başbakanımız tayyibi dinler ve ardından "Biz senin Götünün kıllarıyız" deriz.
Ak parti ve sayın başbakanımız tayyibe yan bakana "Bunlar marjinal grup veya paralel devlet elemanı bunları içeri atın" deriz.
Ak parti hükümetini eleştiren herhangi bir protestocu ölür veya öldürülürse,"keşke hepsini kurşuna dizseler" deriz.
Vakitlerimizin çoğunluğunu,ya At it İddia şans oyunlarıyla ya da kahvehane köşelerinde dedikodu yaparak geçiririz.
Ticaretlerimize asla faiz karıştırmaz ve de banka kredisi kullanır işlerimizi o haram paralarla hallederiz.
"Benim babam'da hacıydı asla haram yemezdi" der ve babamızın banka'da hesabına yatan veya giden faizleri söylemeyiz.
Bankalara yatırdığımız altınlarımızın, yurtdışındaki yabancı bankalarda bulunduğuna ve gayrimüslimlerin bu altınları kullandığına ses çıkarmayız.
Kamu mallarımızın özelleştirilme adı altında yabancı veya yerli şirketlere satılmasına asla karşı çıkmaz "helalı hoş olsun" deriz.
Çanakkale savaşında, uğrunda binlerce şehit verdiğimiz vatan toprakları'nın ak parti hükümeti tarafından yabancılara satılmasına asla karşı çıkmayız ve "parayı veren düdüğü çalar" deriz.
Aklımız fikrimiz devamlı ,ak parti seçimlerinde dağıtılan para,makarna,buzdolabı,çamaşır makinasında ve aldığımız maaşlarda'dır.
Günlük yaşantımız yemeğin ve tatlının türlüsünü hazırlamak ve yandaş medyayı izlemekten ibaretdir.
Velhasılkelam Çok Mubarek birer Müslümanlarız biz.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez: "İnsanın yanlışı ilahi kudrete yüklenemez"dedi.
Vedat bağlan
"İBLİSİN OYUNLARINI BOZAN, CAHİL VE AVAMLARI ALİM YAPAN AKIL"
başlıklı yazısında ne diyordu?
Yüce Allah c.c. insanlara akıllarını kullanmalarını devamlı ayetlerle telkin etmektedir.
Cahil cühela ve avam takımları ise,Kur'an-ı Kerim'de bulunan bu ayetlerden habersiz,kendisinde bulunan aklı kullanmaksızın ,
bilinçsiz bir teslimiyet ve kaderci tavırlarla,yaptığı her yanlışı bizzat yüce Allah'a istinad etmektedir.
Örneğin ,
"Şu işin oluşumu zaten o işin fıtratında vardır.","İşler bozuk giderse veya banka kredi ve kredi kartı borcu faizi ödenemezse,demekki rızkımız kesilmiştir." v.s.v.s.
Yıllarca avrupa'da yaşadım hiçbir avrupalı gayri müslmin bu gibi laflar ettiğini duymadım.O insanlar İşlerinin çoğunluğunu akıl hesabı ile yapar ve işleri ters gidiyor veya ters gitmeye başlamışsa sorunu akıl le tesbit ederek önlemler alırlar.
Yani bu kıssadan hisseyi şöyle algılamalıyız.
İnsanın yapması gerekenleri Allah'a bırakmak, tamamen cahillik avamlık ve yobazlıktan başka birşey değildir.
Bunların tek bir sebebi vardır.İslam dinini ve yüce Allah'ı ve kelamı olan Kur'an-ı Kerim'i yanlış öğrenmek veya öğretmektir.
Aynı zamanda Irak'da,Libya'da,Suriye'de,Afganistan'da ölen milyonlarca müslüman'ın sayılarınıda toplamak yine akılla yapılmaktadır.
Bu sayıları başka yerleri ile toplayamayanlara duyurulur.
"SOMA'DA MADEN OCAĞI KAZASINDA ÖLEN İŞÇİLER İÇİN DUA MEDYASI"
başlıklı yazısında ne diyordu?
Örneğin,"Ya rabbi bu insanlara iyi muamele eyle mekanlarını cennet eyle" v.s v.s.
Sanki bu insanların kendi hatalarından dolayı birer suçlu muamelesi varmış gibi dualar.
Halbuki bu duaları yapanların kendileri için dua etmeleri gerekir.
Neden?
Çünkü bu insanların çalıştığı ortamın tehlikesini,
daha evvel TBMM'ine bizzat önerge verilmiş ama hiçbir şey yapılmamıştır.
Nasıl ki bir araba sürücüsünün hatasından kaynaklanan kaza ve ölümlerden şoför sorumlu ise,
aynen bu maden ocağındaki teknik eksiklik ve önlemleri almayan şirket yetkilileri ve devlet yetkilileri sorumludur.
Ayrıca yüce Allah mutlaka her olayın aslını ve gerçeğini herkesden daha iyi bilir ve rahmetinin büyüklüğü ile kullarına muamele yapar.
Yani Tüm Türkiye iktidar yanlısı medya 24 saat mevlüt kur'an ve dua etse,kimin cennete veya cehenneme gideceğini, En iyi ALLAH bilir.
Gönder adamları tehlike geliyorum diyen maden ocağına,sonra ocak yansın patlasın çöksün.
Ardından da, "ya rabbi bu kullarının mekanını cennet eyle" diye dua et ve toprağa göm.
Be hey zavallı beyni yıkanmış adeta morfin yemiş avam takımları,
Siz ilk önce kendiniz için şöyle dua edin.
"Ya rabbi bizlere hakkı hak olarak gösterip ona bağlanmak ve ABD yanlısı,
Adana incirlik üssündan kalkan uçaklara müsade eden,gücü ancak zavallı vatandaşlara yeten ve emperyalistlerden it gibi korkan şerre ve milyonlarca müslümanın ölmesine vesile olmuş,Akp ve tayyip gibi batıl dan uzak eyle" demesi gerekir.
Ayrıca diyanet işleri hakkında,
Aşağıdaki değişik makale yazılarımızda,
Devletin geliri helâl yoldanmı ? verdiği maaş helâlmı?
Önce Helâl Gıda Sonra Eğitim
Türkiye haram'da yüzde 500 büyüme yaptı
Kur'an'ı kısıtlayan camiiler Allah'ın evi sayılmaz
Türkiye'de güvenecek ne kaldı?
"Türkiye emperyalistleri kovmaya hazırlanıyor"
Diyanet işleri hakkında yeterince açıklamalar yaptık.
Şimdi bu devlete ait bir kurum olan diyanet işleri başkanı, akp hükümetine ters düşen bir açıklama yapınca ,
tayyip artık şu şekilde zırvalamaya başlar ,
" eyyyy diyanet cübbeni çıkarda gel",
"Diyanet tamamı ile kaldırılmalıdır",
"paralel devlet diyanete'de sıçramış,"
"Bu cehape diyanete'de sirayet etmiş",
Hayatımda bu kadar aptal milleti bir arada görmedim.
tayyip, paralel devlet dediği fethullah gülen'le birlikde iktidar olup da, onları devlet kademelerine bizzat kendisi yerleştirmedimi?
Bu iş büyük bir İblis ve hokkabaz oyunudur.
Adam tokatı atıyor, "ah boynum" diyerek inliyor ve suçu kendi üzerinden başkalarına atıyor.
Bunları da 24 saat yandaş akp medyasında dinleyen aptallar dinleyip tayyibe hak veriyor.
Akp'nin tipik vergi, sgk affı Oyunu ve Irak petrolu hırsızlığı,
SGK ve Vergi borcu olanlara faiz indirimli taksitli borç ödeme imkanı geliyormuş.
Biz vergilerimizi ödedik .Demekki vergi ödemeyenler daha makbul kişilermiş.
SGK borcu olanlara 3 ay içinde gelir testi yaptırma ve borçlarının sadece faizinden indirim yapılarak taksitle ödeme planı geliyormuş.Sanki milletde bu borçları ödeyecek para denen şey kalmış gibi de.
Irak devletinden habersizce,Barzani'den 1 milyon varil petrolu alıp,
avrupa'ya satmaya kalkan akp'yi, Irak devleti Türkiye'yi hırsızlıkla suçlayarak mahkemeye verdi.
1 milyon varil petrol yüklü gemiyi avrupalı alacak firmalar kabul etmeyince gemi denizde kaldı.
Irak devleti petrol sattığı avrupalı şirketlere anlaşmaları feshetme tehdidinde bulundu.
Abd bile Türkiye'nin Irak devletinden müsade almadan bu petrolü satamayacağını söyledi.
Yani şu işe bak, altın zerraf işi bitti, yerine petrol barzani işi geldi.
Ata sözü ne demiş? "Can çıkar huy çıkmaz"
Ha mehmet ali ,ha ali mehmet 17 aralık yolsuzluğunun başka bir "den" hali.
Hey Allah'ım ya.
Unutmayın Dünya'da 3 tane güç vardır.
1.Para
2.Medya.
3.Asker
Haram ve helâl kazanma konusunda şu önemli unsuru'da aklınızdan çıkarmayın.
Evet helâl kazanmak İslam dininde en önemli unsurdur.
Lakin siz Kocaman bir Dünya'da sadece Müslümanlar olarak yaşamıyorsunuz.
Şu Dünya'da Helâl haram demeden hertürlü yollardan para kazanan dev Güçler.(Banka,Sigorta,Uyuşturucu ve kara para tacirleri vs.vs.) var ve bunlarla ticari savaş vermek için bazen,
"savaş hileden ibaretdir" ve
"Düşmanın silahı ile silahlanınız" hadisi şeriflerine göre, zaman ve zemine göre hareket etmek gerekir.
Yani Sözün özeti şu'dur.
"ey akp ve tayyip uyanık olup hertürlü yollardan para kazanma işini kılıfına uydurabildiğiniz gibi,
Bu Milletin kredi ve kredi kartı borcu ve biriken faizlerini de ,şu yabancı bankalara ödetmeme planlarını da yapınız."
Depremler ,Sel felaketleri gibi,
Hak teala'dan gelen mesajları okuyamayanları,anlayamayanları,
Daha evvel 8 Mayıs 2013 tarihli,
"Yaşamın Zamanlama ve Sıralaması"
Makale yazılarımızda şöyle belirtmiştik.
İnsanlar "makarna"sızlıkdan,
Öyle bir baygın halde, bunalıma girmişlerki,
Onlara "Allah geldi" desek,
Merak edip, bakacak halleri bile kalmamış
Sebepler,
İnsanoğlu'nun, Dünya'da başına gelen tüm hadiselerde,
Kesin ve kesin iki sebep vardır.
1.Kendi yaptığı yanlışından dolayı.
2.Kaderinin ona yaptırdığından İmtihan'dan dolayı'dır.
İmanın 6 şartından birisi olan,(hayır ve şer minAllahu teala)
“Başınıza gelen her hangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. O yine de çoğunu affeder.” (Şûrâ: 30)
“Bazen hoşunuza gitmeyen bir şey, hakkınızda hayırlı olabilir ve hoşunuza giden bir şey de hakkınızda şer olabilir. Allah bilir siz bilmezsiniz.” (Bakara: 216)
Hangi şerrin altından, hangi hayır çıkacak, Alah bilir siz bilmezsiniz manasındadır.
“Onlar her yıl bir veya iki defa çeşitli belâlara uğratılıp imtihana çekildiklerini görmüyorlar mı? Böyleyken yine de tevbe etmiyorlar, ibret almıyorlar.” (Tevbe: 126)
“Allah kullarına rızkı bol bol verseydi yeryüzünde azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Çünkü O, kullarından haberdardır, onları görmektedir.” (Şûra: 27)
“Andolsun ki biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiltmekle sizi imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.”(Bakara-155)
“Andolsun ki mallarınıza ve canlarınıza ibtilâlar verilerek imtihan olunacaksınız.” (Âl-i imrân: 181)
“Eğer Allah zulümleri yüzünden insanları cezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar geciktirir.”(Nahl sûresi- 61)
İşte bu yüzden O zalimler,emperyalistler,köle kahyaları,münafık artistler, öyle ulu ortam kudurmasın.
Yakında görecekler Babayı....
Eğer, her yol, köprü ev yapan müteahhit başbakan cennete gitseydi,
Susuz motor yapan Hitler'de aynen cennetlik olurdu.
Belki milyonlar yazılarımı okudu.
Ama içlerinden bir kişiyi dahi mükemmel bir şekilde eğitebildiysem.
İşte O benim kârımdır.
Burası Materyalizm İslam Ülkesi Türkiye
Burda Başlar Aşkların en güzel İhalesi
Burda gezer gemiciklerin en güzelleri
Burda Olur köle kahyaları Cumhurbaşkanı
Burda Amerika ne derse o OLUR.
Burda kimi köleliği seçer,Kimi efendiliği
İhalemiz, gemiciklerimiz, paramız hazinemiz olmasada,
Cesur yüreğimiz ve dik alnımız şerefimiz vatan sevgimiz var.
Ne mutlu Bağımsız Türkiye için mücadele eden,
Onurlu şerefli insanlara.
Bu konu hakkında bkz daha evvelki makale yazılarımız,
Devletin geliri helâl yoldanmı ? verdiği maaş helâlmı?
Önce Helâl Gıda Sonra Eğitim
AKP'nin "Kanun savaşçıları"
Rüyamda Merhum Özal tayyibi korkuttu
Tayyibin yaptığı iyilikler ve kötülükler teraziye konarsa Kötülükler daha ağır basar
"Türkiye emperyalistleri kovmaya hazırlanıyor"
Yaşamın Zamanlama ve Sıralaması
Saygılarla
Hacı Gazi Mücahid
Gerçek Allah Dostu
Vedat Bağlan
"Vedat Bağlan Blog Makale yazıları Fihristi Alfabetik listesi "
"Translate Çeviri"
http://www.vedatbaglan.com
http://facebook.com/vedatbaglan
http://tr-tr.facebook.com/pages/vedatbaglancom/167024723324771
http://www.facebook.com/pages/Vedat-Ba%C4%9Flan/132576160097013
http://twitter.com/VedatBaglan
http://vedatbaglan.blogspot.com
http://www.trsohbetler.com/
http://www.facebook.com/haberler.x
http://www.flightsfounder.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder