KIYÂMET ALAMETLERİ VE KABİR SUALLERİ
"Bir örnek vereyim,
Türkiye'de medya adeta Ak parti seçim bürosu gibi 24 saat Ak parti propagandası yapmaktadır.
Gece gündüz sesli ve görüntülü medya'da bir siyasi lider'in devamlı beyin yıkama ve tesirli konuşma metotu ile "amerikadaki demokrasi'yi getirdik" demesini dinleyip,onu hafısazına iyce yerleştirip ,kendi kendine bak başbakan amerika'daki demokrasi'yi getirdi derseniz,
Kabir suallerinde en önemli soruları diliniz otomatikmen şu cevapları vericektir."
Rabbin kim ? sorusuna,
Amerika,
Dinin nedir? sorusuna
demokrasi,
Peygamber'in kim? sorusuna da
başbakan dersiniz.
E tabi mezheb'in nedir? sorusuna da otomatikmen facebook veya twitter diyceksiniz.:)
Bu en son facebook ve twitter kısmı'nı tabiki vazgeçilmez bir alışkanlık olduğu için espiri olarak vurguladım.
Benim bir sözüm vardır,
"Alışmak:İnsanoğlu neye alışırsa ,alıştığı şey'in kulu kölesi olur."
Bu içki olabilir,siğara uyuşturucu olabilir,aşırı zevk düşkünlüğü olabilir ,hergün yapmaz ise rahatsız olacağı şeyler,
İnternet'e giriş ,facebook sayfasına veya twitter'e giriş,devamlı severek dinlediği bir sanatçıyı dinleme olabilir. Devamlı ekranda güzel hitabetiyle insanı adeta büyüleyen, bir başbakan olabilir,:) vesaire vesaire..
KIYÂMET ALAMETLERİ VE KABİR SUALLERİ
Kur'an da Ashabı Kehf,Uyku,Ölüm,Kabir ve Kıyamet ile alakali ayetler ve,
Makalenin tamamını okumak için tıklayınız.
KIYÂMET ALAMETLERİ VE KABİR SUALLERİ
Kur'an da Ashabı Kehf,Uyku,Ölüm,Kabir ve Kıyamet ile alakali ayetler,
22:7 - "Kıyamet ise şüphesiz gelecek ve muhakkak ki Allah bütün kabirlerde olan kimseleri tekrar diriltecektir."
Bu ayet, uykunun aynı zamanda bir ölüm olduğunu ,canların (Ruhların) uykuda alındığını,eceli gelmeyenlerin Ruhlarını iade ederek yine uyandırıldıklarını bildirir.
39: 42 - "Allah, ölmekte olan canları (Ruhları) alır, ölmeyenleri de uykularında (alır); sonra ölümüne hükmettiğini yanında tutar, ötekilerini de belli bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır."
18:9 - "Yoksa, (ey Rasûlüm), uzun zaman mağarada uykuda kalan Kehf ve Rakîm ashâbı, bizim mûcizelerimizden şaşılacak bir şey oldular mı sandın? (Kehf: Geniş mağaraya denir. Rakîm: uykuya dalanların köy adı ve köpeklerinin adıdır. Bir rivayette de uykuda kalanların adlarının yazılı bulunduğu kitabın ismidir)."
18:10 - Hatırla ki, o vakit, o genç yiğitler mağaraya sığındılar da şöyle dediler: “-Ey Rabbimiz! Bize, tarafından bir rahmet ihsan buyur ve işimizden bize bir başarı hazırla.”
18:11 - Bunun üzerine, nice seneler mağarada üzerlerine uyku bıraktık ve kendilerini (üç yüz dokuz yıl) uyuttuk.
18:12 - Sonra da iki guruptan (Ashâb-ı Kehf ile hasımlarından) hangisinin kaldıkları müddeti daha iyi hesap edeceğini görelim diye onları uyandırdık.
18:13 - Biz sana onların haberlerini gerçek olarak anlatıyoruz: Şüphesiz onlar Rablerine inanmış birkaç genç yiğitti. Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.
18:17 - (Ey Rasûlüm, bir baksaydın) görürdün ki, güneş doğduğu zaman, mağaranın sağ tarafına yönelir (ışınları onlara zarar vermez); battığı zaman da, onları sol taraftan terkederdi, Onlar, mağaranın geniş bir yerinde idiler. İşte bu, Allah’ın mûcizelerindendir. Allah’ın hidayet ettiği kimse, o, doğru yol üzeredir. Şaşırttığı kimse için de, asla doğru yolu gösterici bir yardımcı bulamazsın.
18:18 - Bir de onları, (gözleri açık olduğu için) uyanık kimseler sanırsın, halbuki onlar uykudalardır. Biz onları, (yanları incinmesin diye) sağa ve sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın giriş yerinde iki kolunu uzatıp yatmaktaydı. Eğer onlara muttali olsaydın (yakından görseydin), (heybetlerinden ötürü) muhakkak kendilerinden (ürküp) döner kaçardın ve onlardan, içine korku dolardı.
18:19 - Onları bir mûcize olarak uyuttuğumuz gibi, birbirlerine sorsunlar diye kendilerini (kudretimizle) uyandırdık da, içlerinden bir sözcü şöyle dedi: “- Ne kadar durup kaldınız?” (Cevaben): “- Bir gün yahud bir günün bir kısmı kadar eğleştik.” dediler. Bir kısmı da: “-Ne kadar durduğunuzu, Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi siz, birinizi, bu gümüş paranızla şehre (Tarsus’a) gönderin de baksın, hangi yiyecek daha temizse ondan size bir rızık getirsin; hem çok kurnaz davransın da asla sizi hiç kimseye sezdirmesin” dediler.
18:20 - 'Onlar sizi, tanıyıp yakalarlarsa, ya sizi taşlayarak öldürürler veya kendi dinlerine döndürürler, hayat tarzlarını benimsetirler. O zaman bir daha ebediyyen iflâh olmazsınız, ebedî nimetlerle mutluluğa eremezsiniz.' dedi.
18:21 - Böylece, insanları onların hallerine muttali kıldık ki, öldükten sonra dirilmenin hak olduğunu ve kıyametin vukuunda hiç şüphe olmadığını bilsinler. Çünkü (daha önce, dirilmenin ruh ve cesedle veya yalnız ruhla olacağı hususunda) dinlerinin emrini aralarında tartışıyorlardı. (Allah, mağaradaki bu yiğitleri öldürünce, kâfirler) şöyle dediler: “- Üstlerine bir bina (kilise) yapın. Bununla beraber Rableri, onların hallerini daha iyi bilir.” Sözlerinde üstün gelen müminler: “- Mutlaka yanlarında bir mescid edineceğiz.” dediler (ve mağaranın kapısı önünde namaz kılmak için bir mescid yaptılar).
18:22 - "(Ehl-i kitab, Hz. Peygamber Aleyhisselâmın huzurunda): “- Yiğitlerin sayısı üçtür, dördüncüleri de köpekleridir.” diyecekler; “-Sayıları beştir, altıncıları da köpekleridir.” diyecekler ve gayb için zanda bulunacaklar. (Müminler de): “-bunlar yedi kimsedir, sekizincileri köpekleridir.” diyecekler. Ey Rasûlüm, sen, onlara de ki “-Rabbim, bunların sayısını daha iyi bilendir; kendilerini ancak pek az kimseler bilir. Artık bunlar hakkında zahiri bir münakaşadan başka bir münakaşa yapma (işi derinleştirmeden Kur’ân’da vahyolunanla iktifa et) ve bunlara dair ehl-i kitabdan kimseye bir şey sorma.”
18:25/26 - Onlar, mağaralarında üç yüz sene kaldılar ve buna dokuz yıl daha kattılar.De ki: “Kaldıkları süreyi Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybını bilmek O’na aittir. O, ne güzel görür; O, ne güzel işitir! Onların, O’ndan başka hiçbir dostu da yoktur. O, hükmüne hiçbir kimseyi ortak etmez.”
Yukarıdaki KEHF Sûresi değişik ayetlerinde "Ashabı Kehf'in" mağarada üçyüz dokuz sene uyuduklarını ve ardından, Allah tarafından uyandırılarak uyudukları bu sure içerisinde geçen zamanı, muhalif iki grupdan hangisinin hesaplayarak bileceğini ve uykuda ğeçen zamanın aynı bir ölüm olduğunu ve geçen zamanın uyuyan kişiler tarafından uzun olarak görülmeyerek, akşam yatıp sabah kalktıkları gibi bir gün kadar hissettiklerini ve öldükten sonra dirilmenin hak olduğunu ve kıyametin vukuunda hiç şüphe olmadığını da ayrıca bildirir.
20:102/104 - “O gün Sur’a üflenir, ve o gün suçluları gömgök süreriz. Kendi aralarında gizli gizli konuşurlar. ‘Sadece on gün kaldınız. Onların dediklerini biz daha iyi biliyoruz. En akıllıları sadece bir gün kaldınız‘ der.”
30: 55/56 - "Kıyamet günü suçlular, bir saatten fazla kalmadıklarına yemin ederler. İşte onlar böyle çevriliyorlardı. Kendilerine bilgi ve iman verilenler dediler ki: `Andolsun siz, Allah'ın yazısınca ta yeniden dirilme gününe kadar kaldınız. İşte bu dirilme günüdür, fakat siz bilmiyordunuz!"
Yukarıdaki ayetler (20:102/104 -- 30: 55/56 ) Kabir'de zamanın nasıl geçtiğini bilinmediğini, binlerce sene kabirde yatan kişilerin, "burda on gün, bir gün, bir saat kaldık" demesini anlatır.
23: 99/100 - "Nihayet onlardan birine ölüm geldiği zaman: `Rabb'im' der, beni geri döndürünüz ki, terk ettiğim dünyada salih iş yapayım' Hayır, bu onun söylediği bir laftır. Önlerinde ta dirilecekleri güne kadar bir perde vardır."
35:22 - "Ölülerle diriler de eşit olmaz. Gerçi Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin."
50:42 - "O gün insanlar, o çağrıyı gerçek olarak duyarlar. İşte bugün, kabirlerden çıkış günüdür."
54:7/8 -"Gözleri düşkün düşkün (zelil ve hakir) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler.Boyunlarını çağırana doğru uzatmış koşarlarken kafirler: `Bu çetin bir gündür!' derler."
70:43 - "O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, sanki putlara gidiyorlarmış gibi fırlayacaklar."
37: 20 - "Vah bize, bu ceza günüdür!' dediler"
80:21 - "Sonra onu öldürdü de kabre koydurdu."
82:4/5 - “Kabirlerin içi dışına getirildiği zaman, her can ne öne sürdüğünü ne geri bıraktığını bilir.”
100:9 - "Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler fırlatılacak."
36:51/52 - “Sûr'a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar. Dediler; Vah bize yattığımız yerden kim kaldırdı, İşte Rahmanın va’dettiği şey budur. Demek peygamberler doğru söylemiş.”
40: 51 - "Elbette biz, elçilerimize ve inananlara hem dünya hayatında hem şahitlerin duracakları günde yardım ederiz."
14: 27 - "Allah inananları, dünya hayatında da, ahirette de sağlam sözle tesbit eder. Allah, zalimleri de saptırır ve Allah dilediğini yapar."
40: 45/47 - "Allah o (mü'mi)ni (onların) kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu. Firavun ailesini de azabın en kötüsü kuşattı: Ateş! Sabah akşam ona sunulurlar ve kıyamet koptuğu gün `Firavun ailesini azabın en şiddetlisine sokun!' (denilir). Ateşin içinde birbirleriyle tartışırlarken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara dediler ki: `Biz size uymuştuk; şimdi siz şu ateşin ufak bir parçasını bizden savabilir misiniz?"
Bu ayet Dünya'da firavun gibi diktatör hükümdarların her yaptığı icraatı beğenerek hertürlü destekleyerek, onlara Oy verenlerin'de aynen peşinden gittikleri uydukları firavunların atıldığı ateşe atılacağını açıkca anlatır.
46: 20 - "Ateşe sunuldukları gün kafirlere: 'dünya hayatında bütün güzel şeyleri zayi ettiniz; (bu dünyada) bunlarla sefa sürüp bunları tükettiniz. Yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve fıska düşmenizden dolayı bugün, alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız."
Rasulullah (s.a.v) Kabir hakkında şöyle buyurmuştur. "Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe ya cehennem çukurlarından bir çukurdur."(TİRMİZİ)
Bay ve bayanların aynı yurt veya evlerde kalmasına karışan tayyip,
Genelevlerinde bay ve bayanların bizzat kapılarını bekliyor.
Cıx, cıx, cıx... Ne kadar temiz,süzme edepli bir Başbakan.
Akp "Uçkurdan sorumlu Devlet Bakanlığı "kuracak.
Aman şeyinize uçkurunuza mukayyet olun!.
Yaw yurt pansiyon erkek kız öğrenci olayı bahane,
Esas hedef gezi parkı eylemcilerini daha rahat bir şekilde tespit ederek önlem almaktır.
Benim Rakibim Ak partidir diyen Sarıgül,
tayyip için aslında latife olarak şöyle demek istemiş,
"tayyip erdoğan sondan birinci dünya lideridir."
Zinaya izin var Kürtaja yok
1 Haziran 2012
Makalenin tamamını okumak için tıklayınız
Zinaya izin var Kürtaja yok
Şimdi bu yazı başlığını görenler belkide bana,
"Ey Vedat Bağlan,hani sen tayyibin kuyuya attığı her taşın peşinden ve gündemi belirlediği her konu'nun arkasından giderek bunların oyunlarına hilelerine alet ve kurban olmayınız" diyordun.
Eee neden bu başlığı attın diyebilirsiniz..
Elbetde haklı olabilirsiniz ama,şayet bu konu yine bir ,tilkilerin oyunlarını ve hilelerini ortaya çıkarmak ve onları yine deşifre etme konusu ise,
yine ben sahneye çıkar ve hak yol İslam Türküsünü çığırrım :)
. "yok efem ,kürtaj ve sezeryanla doğum yasak olmalı"
E zaten bunlar kendileride zamanında daha ilk okula giderken "ali topu at.. tut, tut, at..uyu, uyu, yat.." diye uyutularak büyüdüler.
Sanırım ordaki temel eğitim alışkanlık yapmış bunlaraki, kendileri'de bu milleti hep uyutmak gayesiyle,
hergün birer uyutma hapı ve gündem maddesi belirliyerek, bu patates çuvallarını,Yerli aynalı sazanları uyutuyorlar.
Al işte sana bir "yumurtamı tavukdan,yoksa tavukmu yumurtadan çıkar" mevsusu.. Günlerce medyada konuş, konuş, bitmez.. E. oh, oh, oh.
Yani İslam'ın ibadetini yap,ziyafetini yap,Çocuğunu yap,Ammmmaaaa Cihadı'nı yapma...İşte tüm uyutulma bunun için.
Halbuki Akp zaten, kendisi zina'yı suçdan çıkarmak suretiyle, bunlara bizzat vesile olmuş, yani kendi çıkardığı kanuna kendisi muhalefet ediyor.
Böylelikle bu Tilki, şikeci ,Akp takımı'nın, yine hilesini ortaya çıkarıp kendilerini deşifre etmiş bulunuyoruz.
Heç bir yere debelenip durmasınlar.
Bunlar, harbiden bu millete çok yabancı ve ters, tezat düşen bir parti ve toplulukdur..
Akp'nin doğumu bile şüpheli ve gayri meşrudur..
Bakın mesela,
Emperyalist egemen güçler karar vermiş,
Abd ve İsrail'le koklaşmış,Türkçüler ve Kürtçülerle gezmiş dolaşmış,muhafazakar ve menfaatçılarla flört etmiş,
en son nihayet F.gülen'le, yatmış, kalkmış ama, hala bu Akp denen parti'nin, kimin çocuğu olduğu, belirsiz..
Zaten İslam dini,bir kadın'ın bir çok erkekle aynı anda evli olmasını gerek nesil açısından gerek nizam açısından,yasaklamışdır.
Yasak olmasaydı,
çok eşli kadınlar,bir kabın içine kendi sütlerini boşaltacak,
sonrada her kadın, kendi sütünü bu kabın içinden, ayırıp alabilmek için uğraşacak ve kendi sütünü bulamayacakdı.
Aynı işte bu, çok eşli Akp 'nin, eşleri'nin sütünü, bu Türkiye süt kabında,arayıp bir türlü bulamaması gibi..
Bir atasözü güzel söylemiş, " iğneyi önce kendine, sonra,çuvaldızı başkasına batır"
Saygılarla
Hacı Gazi Mücahid
Gerçek Allah Dostu
Vedat Bağlan
"Vedat Bağlan Blog Makale yazıları Fihristi Alfabetik listesi "
"Translate Çeviri"
http://www.vedatbaglan.com
http://facebook.com/vedatbaglan
http://tr-tr.facebook.com/pages/vedatbaglancom/167024723324771
http://www.facebook.com/pages/Vedat-Ba%C4%9Flan/132576160097013
http://twitter.com/VedatBaglan
http://vedatbaglan.blogspot.com
http://www.trsohbetler.com/
http://www.facebook.com/haberler.x
http://www.flightsfounder.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder